Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Tüik Enflasyonu Yalan,

Artan Yoksulluk Gerçek KESK

Artan Yoksulluk Gerçek

KESK Dönem Sözcüsü Özgür Tıraş, sanal enflasyonu değil, insanca yetecek bir ücret istediklerini vurguladı

Hatay KESK Dönem Sözcüsü, Eğitim-Sen Hatay Şube Başkanı Özgür Tıraş, açıklamasında, TÜİK’in resmi enflasyonunun yalan, artan yoksulluk-sefaletin ise gerçek olduğunu söyledi, sanal enflasyon farkını değil, insanca yaşamaya yetecek ir ücret istediklerini vurguladı. 2021 yılını geride bıraktıklarını, ancak ne yazık ki yaşadıkları sorunları geride bırakmadıklarını söyleyen Başkan Özgür Tıraş, 2021’de aralıksız devam eden zam yağmurunun, 2022’nin ilk dakikalarından itibaren zam kasırgasına dönüştüğünü bildirdi.

-Fahiş zamlar kabus gibi çöktü-
Elektrikten doğalgaza, akaryakıt ürünlerinden ulaşıma yapılan fahiş zamların hepimizin üzerine kabus gibi çöktüğünü belirten Başkan Özgür Tıraş, iktidarın döviz kurunun düşmesi ile övündüğü koşullarda yapılan bu zamlarla ekonomik krizin yükünün yine halka, emeği ile geçim mücadelesi veren milyonlara yıkıldığını bildirdi.
Elektrikte %127, doğalgazda %25, vergi, resim ve harçlarda %36, halkın vergileri ile yapılan ve normal koşullarda ücretsiz olması gereken köprülerin geçiş ücretlerinde %25 oranında yapılan fiyat artışlarının adının Zam Değil, Zulüm olduğunu ifade eden Başkan Özgür Tıraş, buna rağmen yıl boyunca yaşanan zam yağmurunun TÜİK vasıtası ile açıklanan resmi enflasyon rakamlarına yansımadığını bildirdi.
-Utanmadan müjde manşetleri atılmaya başlandı-
Bugün açıklanan TÜİK verilerine göre, Aralık’ta genel enflasyonun %13,58 arttığı, buna göre yıllık genel enflasyonun %36,08, altı aylık enflasyonun %25,4 olduğunu belirten Başkan Özgür Tıraş, açıklamasında şunlara yer verdi:
“Bilindiği üzere kamu emekçileri ve kamu emekçisi emeklilerinin maaşları ‘toplu sözleşme’ gereğince 2021 yılının ikinci altı ayı için yüzde 3 artırılmıştır. Buna göre Temmuz-Aralık arasını kapsayan altı aylık enflasyonun yüzde 3’ü aşan kısmı yani %22,4 kamu emekçilerinin ve emeklilerinin maaşlarına enflasyon farkı olarak yansıtılacaktır. Ardından söz konusu maaşlarda, 7. Dönem toplu sözleşme gereği Ocak ayından itibaren %5 artış ve ek zam olarak %2,5 zam yapılacaktır.
İktidar yanlısı medya hiç utanmadan, sıkılmadan memura, memur emeklisine müjde manşetleri atmaya başlamıştır.
-Hayatın gerçek enflasyonu bizi eziyor-
Evet, kamu emekçilerinin ve emeklilerinin maaşları Ocak ayından itibaren enflasyon farkı, ‘toplu sözleşme’ ve ‘ek’ zammı ile %30,5 artacaktır. Ancak iğneden ipliğe zam kasırgasının sürdüğü mevcut koşullarda TÜİK tarafından açıklanan resmi enflasyon verilerinin kamu emekçileri, işçiler, emekliler başta olmak üzere halk nezdinde hiçbir karşılığı kalmamıştır.
Çünkü TÜİK çok uzun süredir emekçi kesimlerin maaşlarını, ücretlerini baskılamanın, düşük maaş-ücret politikasının aracı haline getirilmiştir.
Bir kez daha altını çiziyoruz. Bizi ezen suni rakamlardan ibaret TÜİK’in resmi enflasyonu değil hayatın gerçek enflasyonudur. Bizi ezen, nefes almaz hale getiren iğneden ipliğe yapılan fahiş zamlardır.
Temel gıda maddelerinde sadece son bir ay içinde yaşanan artış 25’i aşmıştır. Son bir yılda yaşanan artış ise %80’i bulmuştur. Son bir yılda elektrik %155, doğalgaz %43 zamlanmıştır.
-Yoksulluk sınırı 13 bin lirayı aştı-
Dört kişilik bir ailenin hem açlık hem de yoksulluk sınırı son bir yılda yüzde 55 artmıştır. Açlık sınırı 4 bin TL’yi, yoksulluk sınırı 13 bin TL’yi aşmıştır.
Bağımsız iktisatçılardan oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) verilerine göre ise 2021 yılında tüketici enflasyonu yüzde 82,81 artmıştır.
Merkez Bankası aracılığı ile piyasaya milyarlarca dolar aktarılmasına rağmen yılın başında 7,37 TL olan dolar kuru bugün 13 TL civarında seyretmeye devam etmektedir.
Akaryakıt, elektrik ve doğalgaz fiyat artışları ile yapılan bu zulmün birkaç gün içinde iğneden ipliğe her şeye yansıması kaçınılmazdır. Nitekim TÜİK rakamları bile Üretici Enflasyonun yıllık yüzde 80’e dayandığını göstermektedir.
-‘Toplu sözleşme sistemi’ derhal değiştirilmeli-
Milyonlarca çalışan gibi kamu emekçileri de TÜİK vasıtası ile açıklanan sanal rakamların enflasyon diye yutturulmasından bıkmıştır. Buna rağmen kara kışın ortasında bu hayat pahalılığı ve zam kasırgası içinde, kamu emekçilerinden ve emeklilerden daha fazla fedakarlık beklemek tek kelime ile aymazlıktır.
Tüm çalışanlar gibi kamu emekçileri de bu süreçte daha fazla yoksullaşmıştır.
2022-2023 yıllarını kapsayan ‘toplu sözleşme’ gittikçe artan hayat pahalılığı karşısında çoktan kadük olmuştur.
Bunun için: Öncelikle emeği ile geçim mücadelesi veren tüm kesimlerin biraz nefes almasını sağlamak için son yapılan fahiş zamlar geri alınmalıdır. Temel tüketim maddelerinde KDV sıfırlanmalıdır. Kamu emekçilerinin ve emeklilerinin yıllardır artan kayıplarını gidermek için iki adımlı bir plan hayata geçirilmelidir.
İlk adımda kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaşları Ocak ayından itibaren en az asgari ücrete yapılan artış oranında, yani %50,4 oranında artırılmalıdır.
İkinci adımda mevcut ‘toplu sözleşme sistemi’ derhal değiştirilmeli, grev hakkı ile tamamlanan evrensel gerçek toplu sözleşme sistemine geçilmelidir.
-Maaşlar yoksulluk sınırının üzerinde olmalı-
Bunun devamı olarak en geç üç ay sonra toplu sözleşme masası kurulmalıdır. Tüm tarafların ve bağımsız iktisatçıların katılımı ile dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı tespit edilmelidir.
En düşük maaşı alan, eşi çalışmayan, iki çocuklu kamu emekçisinin geliri maaş zammı, kira yardımı, ulaştırma yardımı, yemek yardımı gibi kalemlerde yapılan artışla tarafların birlikte belirlediği dört kişilik ailenin yoksulluk sınırı rakamının üzerine çıkarılmalıdır. Tüm kamu emekçilerinin maaşları en düşük maaşı yoksulluk sınırı üzerine taşımak üzere yapılan artış oranında artırılmalıdır.
KESK olarak, tüm kamu emekçilerini insanca yaşamaya yetecek bir ücret talebine sahip çıkmaya, hayat pahalılığına, adaletsiz vergi sistemine, yoksulluk, yolsuzluk ve israf düzenine karşı emeğin haklarını korumak için birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.” -Mehmet ÖZGÜN-