Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Yaşanan intiharın ardından

Gündem: Cemaat Yurtları! Hataylı

Gündem: Cemaat Yurtları!

Hataylı üniversite öğrencisi Enes Kara’nın, baskı gördüğü gerekçesiyle kaldığı cemaat evinde intihar etmesi, gözleri bir kez daha Cemaat Yurtlarına çevirdi. Paylaşılan mesajlar ve dile getirilen tepkiler ise siyasetçilerden sanatçılara, ülkenin her kesiminden oldu. Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığının olaya ilişkin soruşturması sürüyor.

Hatay’ın Payas ilçesinden, Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi 2. sınıf öğrencisi Enes Kara’nın, kaldığı bir cemaat yurdunda yaşadığı baskı ve sıkıntılardan bahsettiği bir video paylaşması ve ardından gelen intiharı, gözleri bir kez daha bu yurtlara çevirdi.

Gelen bazı tepkiler ise şöyle:

CHP Hatay Milletvekili Serkan Topal: Bu ülkenin çocukları, sadece yetkili devlet kurumlarının yurtlarında kalmalıdır.

CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur: İktidarları için cemaatleri itibarlı hale getirenler, bu ülkenin sıcak eli ve gülen yüzü olarak gösterenler, “Cemaat Yurtları Kapatılsın” diyenleri dinsiz olarak ilan edenler, “ne istediniz de vermedik” diyenler… Enes Kara’nın hayatından, güzel ülkemizin ise yarınlarından çaldınız.

Hatay kadın siyasetinin TBMM’deki önemli temsilcilerinden, HDP Milletvekili Tülay Hatimoğulları Oruç: Enes Kara evladımız, yaşamdan koparıldı. Nur içinde yat Enes. Hak katında hakkına kavuşacaksın ve hakkını gençler alacak elbet…

Antakya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Hikmet Çinçin: “Bir toplum, en güçsüz bireyini yalnız bıraktığı anda dağılmaya başlar” / Amin Maalouf. Üzgünüz.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Gençlerimizle ilgili, canımızı yakan olgular söz konusu olunca, paylaşacağımız içeriklerde hepimiz sorumlu davranmak zorundayız. Bana kızanları anlıyorum, ama etik sebeplerden dolayı paylaşım yapmayacağım. Zamanı gelince gereken yapılacaktır. Tepkileri anlıyor ve saygı duyuyorum. Bu tarz haberleri paylaşmakla ilgili bilimsel makaleler söz konusudur. Oluşan öfkeyi politik puana döndürme adına, bilimin uyarılarına kulak asmamayı doğru bulmuyorum.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu: Enes Kara’nın acı kaybına çok üzüldüm. Gençlerimize daha çok destek olacağız, hiçbir genç kendini yalnız ve çaresiz hissetmeyecek.

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş: Enes Kara, 19 yaşında, tıp fakültesinde okuyan bir gençti. Bir video çekip intihar etti. Ailesinin, hiç istemediği halde, kendisini bir cemaat evinde kalmaya zorlandığını yazmış. Devlette işe girme umudunu “torpil var” diyerek yitirdiğini yazmış. Çok üzgünüm.

-IŞIKLARINI SÖNDÜRMEYİN!-

Elazığ’da ailesinin zoruyla kaldığı cemaat yurdundaki baskıları anlatıp yaşamına son veren, tıp fakültesi öğrencisi Enes Kara için ünlü şarkıcı Tarkan’ın sosyal medya hesabından yazdığı mesajı ise aldığı binlerce paylaşımla, gündeme düşen en net mesajlardan biri oldu.

Tarkan’ın dikkat çeken, anne ve babalara seslendiği mesajı şöyle:

“Enes Kara’nın intihara sürüklenip, hayatına son vermesine ne kadar üzüldüğümü anlatamam. Ne yazık ki Enes Kara’nın durumunda olup, korku içinde, baskı altında yaşayan, yaşam sevincini ve umudunu kaybetmiş, çaresiz binlerce genç var ülkemizde.

Ey analar, babalar! İş işten geçmeden çocuklarınızın duygu ve düşüncelerine hassasiyetle, sevgiyle kulak verin, koşulsuzca yanlarında olun. Özgür iradelerine, istek ve seçimlerine saygı duyun. Önceliğimiz, onların mutluluğu olmalıdır. Yaşadıkları hayat, onların hayatıdır. Çocuklarınız, ne sizin malınızdır ne de size aittir. Onlar, biz anne-babalar vesilesiyle dünyaya gelmiş özgür ruhlardır. Çocuklarınızın ışığını söndürmek yerine, bırakın, o ışıkla aydınlatsınlar yüreklerimizi.”

-OY DEPOSU!-

Tartışılan başlıkta konuşan isimlerden biri olan eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, siyasilerin, kendi oy çıkarları için bu konudaki denetim mekanizmalarını engellediğini savunarak, “Türkiye, bu yapılardan kurtulmalı” dedi.

Tantan’ın, gündemdeki konuya dair tespiti şöyle:

“Çocukların zihinsel, fiziksel ve dinsel eğitimini vermesi gereken, devlettir. Türkiye’de, merdiven altı olarak ifade edilen ve dini ticari anlamda kullanmaya çalışan, nesilleri körelten bu yapılar tasfiye edilmeli, etkisiz hale getirilmeli. Bu konuda, devletin, müfettişler aracılığıyla eğitim sistemini takip etmesi gerekir.”

-BÜYÜK SORUN!-

Bu alandaki çalışmalarıyla tanınan Gazeteci Mustafa Hoş ise tarikatlar ve yurtlarının Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri olduğunu kaydetti. Hoş’un, DW Türkçe’ye yaptığı değerlendirmede, ülke genelindeki tabloya dair verdiği rakamlar dikkat çekti…

“Türkiye’nin en büyük sorunlardan bir tanesi, tarikatlar ve tarikatların elindeki yurtlar meselesidir. Çünkü Türkiye’de, 40’a yakın tarikat ve bunların 400’e yakın kolu bulunuyor. Tarikatlara ilişkin bir düzenleme yok. 1924’te, tekke ve zaviyeler yasaklanmıştı. Ama bir fiili durum var ve faaliyetlerini yürütüyorlar.”

-ÖRNEĞİ ÇOK!-

Enes Kara’nın arkadaşları, olayın ardından Tıp Fakültesi önünde açıklama yaptı. Öğrenciler adına konuşan Zeynep İlayda Baykendi, Kara gibi birçok arkadaşlarının benzer durumda olduğunu belirterek, “Bir şeyler yapmak için daha kaç canımızı kaybetmemiz gerekiyor?” diye sordu.

-GELECEKSİZLİK!-

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş da konuyu Meclis’te düzenlediği basın toplantısıyla gündeme taşıdı, tıp fakültesi öğrencisi Enes Kara’nın, “kaldığı tarikat yurdunda uğradığı baskı ve geleceksizliğe dayanamadığı için yaşamına son verdiğini” söyledi.

“Herkes aklını başına alsın! Bu ülkenin gençleri, hayatlarına son veriyor” ifadesini kullanan Baş, gençlerin, tarikatların ve cemaatlerin baskısı altında hayatına son verdiği, Meclis’te ise bomboş konuşmalar yapıldığı eleştirisini dile getirdi.

Baş, sözlerini şöyle noktaladı:

“Bu cinayetlerin yaşanmasını istemiyorsanız, çocuklarımızın, gençlerimizin, tarikatların ve cemaatlerin insafına terk edilmesine gönlünüz razı değilse, tüm tarikat, cemaat okul ve yurtları derhal kamulaştırılmalıdır. Bu ülkenin çocukları, gençleri; eşit, parasız, bilimsel eğitim olanaklarına ulaşabilir durumda olmalıdır.”

Tamer Yazar