Konuya kaldığım yerden devam ediyorum.
-“OL” diyerek oldurandır
Yasin-82. Çünkü O, bir şeyin olmasını dilediği zaman ona sadece “Ol!” der ve o hemen oluverir.
-Yemeyip yedirendir
En’am-14. Alaycı inkârcılara; “Gökleri ve yeri yoktan var eden, yemeyip yediren, beslenmeyip besleyen Allah’tan başkasını mı dost /veli edineyim? Yine Ben, Allah’a herkesten önce teslim olmakla ve O’na şirk koşanlardan olmamakla emrolundum.
–Düşünceleri bilen ve düşünce yolu ile haberleşendir
Mülk-13. Ey insanlar! Şunu iyice bilin ki, sizler duygularınızı veya herhangi bir sözünüzü gizleseniz de, açıklasanız da hiç fark etmez. Çünkü Allah, sizin gönlünüzdeki gizli düşüncelerinizi de çok iyi bilendir.
-Dolayısıyla Niyetleri de bilendir
Mücadile-7. Ya Muhammed! Göklerde ve yeryüzünde olan her şeyi, Allah’ın bildiğini düşünmez misin? Örneğin üç kişi gizli konuşsanız, mutlaka Allah sizin dördüncünüzdür. Beş kişi gizli konuştuğunuzda Allah, sizlerin mutlaka altıncınız gibidir. Ve ister bundan az veya çok olun ve nerede olursanız olun, Allah daima sizlerle beraberdir. Sonra kıyamet günü Allah, yaptığınız açık veya gizli her şeyi size bildirecektir. Çünkü Allah, her şeyi ayrıntılarıyla bilendir.
–Tek Veli /dost olandır
Ankebud-41. Allah’tan başkasını evliya /veliler /vazgeçemedikleri dostlar edinenlerin örneği, ağdan bir ev edinen dişi örümceğin durumuna benzer. Çünkü bu evde dişi örümcek bir süre sonra eşinin ona olan güvenini yok sayıp onu yiyecektir. İşte insanlar, keşke bu durumu bilseler de Allah ile aralarına birilerini sokup öncelikle onu veli /dost edinmeseler.
Casiye-19. Ey insanlar! Şunu iyice bilin ki, o bilgisiz /zalim kişiler, Allah’tan gelecek hiçbir şeyi sizden uzaklaştıramazlar. Onlar ancak birbirlerinin dostları /velileri olarak sadece kendi günahlarını arttırırlar. Allah ise tüm takva sahiplerinin ve makbul kişilerin dostudur /velisidir /yardımcısıdır.
-Tek Rahmet edendir. Ancak bu rahmetini herkese değil, şunlaradır
-Dinde gruplara /fırkalara /mezheplere /cemaatlere ayrışmayanlaradır
Hud-119. Sadece Rabbinin rahmetine maruz kalmış olanlar o tartışmalara ve gruplaşmalara yönelmezler. Esasında Biz sizleri, içinizden tekrar tek insanlık ümmeti oluşturup oluşturamayacak olanlarınızı belirlemek için yarattık. Rabbinin, “Şüpheniz olmasın ki, Ben Cehennemi Cinler ve Naslarla /İnslerle /başarısız öğrenci Ruh’larla dolduracağım” sözü gerçekleşmiştir.
– Kur’an’ı anlamak üzere çaba içinde olana
A’raf-204. Bu nedenle, Kur’an okunduğu ve anlatıldığı zaman, ciddiyetle dinleyin, anlayıp öğrenmeye çalışın ki, Allah’ın rahmeti size ulaşsın ve yaşamınızı, bildirilen muhkem /değişmez amaç ana kurallara göre ve merhameti olacak şekilde düzenleyebilesiniz.
– Güçlüklere sabredenlere ve faydalı işler yapanlara
Enbiya-85. Ayrıca, İsmail, İdris ve Zülkif de ilim ve hikmet sahibiydiler. Çünkü hepsi güçlüklere /sıkıntılara karşı sabırlı kişilerdi. 86. Bu nedenle onları rahmetimize /korumamıza aldık. Çünkü onlar salih ameller /faydalı işler gerçekleştiren kişilerdi.
-Muhsinlerle beraber olandır
Nahl-128. Çünkü Allah, daima takva sahipleri ve salih ameller gerçekleştirenler /Muhsinler ile beraberdir.
-Giyime, yenilene ve içilene değil, takvaya bakandır
Takva, Allah’ın Kur’an’da bildirdiği Muhkem /değişmez ana kuralları uygulayamama endişesi içinde olmak ve uygulama çabasını göstermek demektir.
A’raf-26. Ey Âdemoğulları! Sizi doğa şartlarından korumak ve çıplak vücudunuz ile şehvet yerlerinizi örtmek /olumsuzluklar yaptıracak nefslerinizi frenlemek üzere elbiseler yapmayı öğrettik /gerekli bilgiyi gönderdik. Ancak şunu iyice bilin ki takva elbisesi ise çok daha hayırlıdır. Bunlar, Allah’ın bildirip uymanızı istediği ayetleridir /buyruklarıdır, belki düşünür ve öğüt almayı öğrenirsiniz.
Maide-93. İman edip salih işler yapanlar ve takva sahibi olanlara, iman edişlerinden, salih ameller işlemeleri ve takva sahibi oluşlarından ayrılmadıkları sürece, kendilerine yiyip içtiklerinden dolayı herhangi bir günah olmayacaktır. Çünkü Allah, salih ameller işleyenleri /muhsin olanları sever.
Şuara-113. “Herkesin hesabı, sosyo-ekonomik durumuna bakılmaksızın, Rabbim tarafından sadece imanlarına ve takvalarına göre değerlendirilecektir. Keşke böyle olduğunu bir anlasanız”.
-Dışımızda değil, bir yönü ile içimizdedir
Kaf-16. And olsun! İnsanı Biz yarattık ve nefslerinin ona ne vesveseler vermekte olduğunu da çok iyi biliriz. Çünkü biz insana şah damarından daha yakınız ve bu nedenle de içinden geçeni biliriz.
Mülk-16. Ey inkârcı şirk koşucular! Yoksa siz, aniden yer sallanmaya başlayınca, yerin dibine batmayacağınıza dair, gökte olduğuna inandığınız ilahınızdan güvence mi aldınız?
-Müdahil değil, gözlemcidir
Fecr-14. Çünkü Rabbin, insanları her an gözetlemektedir /durumlarını sürekli değerlendirmekte ve karşılıklarını henüz dünyada iken başlatmaktadır.
-Adaleti hakkıyla uygulayandır
Mümin-20. Allah, hakkın dağıtımında adaletle hükmeder. Şirk koştukları kişi veya şeyler ve riyakârlıklarındaki muhatapları ise, hiçbir şeye karar veremezler. Allah ise her şeyi işitendir ve görendir.
Yunus-4. Hepinizin dönüşü /hesap vermek üzere toplanmanız, mahşerde Allah’ın huzurunda mutlaka olacaktır. Bu, Allah’ın koyduğu değiştirilemez bir yasadır. Allah, yaratılışı başlatır ve sonra onu sürekli tekrarlar. Yarattığı insanlardan iman edip salih /yararlı işler üretenleri de adil bir şekilde ödüllendirir. Şirk koşarak küfre sapanlara ise, inkârlarına karşılık olarak kaynamış derecede bir içecek verilecek ve acı bir azap içinde olacaklardır.
-Her an aktif ve yaratmadadır
Rahman-29. Göklerde ve yerde olan her şey, daima Rahman olan Allah’a muhtaçtır ve bu nedenle de O, her an devamlı bir yaratma, bir aktivite halindedir.
-İslâm dininin kurallarını Kur’an ile tamamlayandır
Maide-3….Çünkü Ben bugün dininize son şeklini verdim, böylece din ile ilgili nimetimi artık sonlandırdım ve sizin için din olarak İslâm’ı tamamlayıp onayladım.
En’am-115. Rabbinin kelimeleri /buyrukları /din kuralları sadakat ve adalet yönünden şaşmayacak bir şekilde Kur’an ile tamamlanmıştır. Şunu da iyice bil ki, Allah’ın vaat ettiklerinden başka söze ve rivayete ihtiyaç yoktur.
Konuya inşallah haftaya devam etmek üzere sağlıklar dilerim.
YORUMLAR