Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mehmet Karasu

“Kendine Güvenen Kadın, Yürüdüğü Yerde İzler Bırakır”

Hafta başında, ulusça bir bayramı daha kutladık.

Eskiden, insanlara, bayramın 3-4 gün gibi sayılı günleri az gelirdi. Bayramdan sonraki günlerde de bayramlaşmalar devam ederdi. Hatta bayram günlerinde gelememişlerin tatlıları bile ayrılırdı. “Kadınların bayramı 40 gün sürer” derdi eskiler.

Çocukluğumdan beri severim bayramları… Yüzlerin güldüğü, tüm aile üyelerinin bir araya geldiği, çocukların cıvıl cıvıl ortada koşturduğu, hep bir ağızdan coşkuyla konuşulan sohbet ortamları demektir benim için bayram… Özlemler giderilir, yemeklerde karınlardan çok ruhlar doyar… Sanki ailenin, sevmenin, sevilmenin, bir yere ait olmanın değeri de daha çok bilinir böyle günlerde! En çok da bu yüzden severim bayramları, ne dargınlıklar kalır böyle günlerde, ne öfkeler ne de küslükler. Çok duymuşluğum vardır aylardır küs olup da bayram günü barışan arkadaşları, kardeşleri, dostları…

Biliyorum eskisi gibi pek kutlayamıyoruz bayramları… Ya bizim bakışımız değişti ya çağ ya da ikisi birden üst üste geldi. Ama bende yarattığı his hala aynı; birlik, beraberlik ve tadına doyulamayan bir sevgi ortamı. Umarım sizde de öyledir. Umarım bu bayram her birimiz için mutlu, huzurlu, birlik ve beraberlik içinde geçmiştir..

Tüm okurlarımın geçmiş Şeker  Bayramını  içtenlikle kutluyorum.

Ülkemiz ve dünya çok zor zamanlardan geçti. Salgın, bir yıla  yakın bir zaman sokağa çıkmamızı, bir araya gelmemizi, dostlarla kucaklaşmamızı, sanatseverlerle yüz yüze gelecek etkinlik düzenlememizi adeta olanaksız kıldı.

Bu süreçte kaybettiğimiz canların sayısını unuttuk..

İnsanlık, bilimin aydınlığında, sağlık emekçileri başta olmak üzere üreten, yaratan emekçilerin çabasıyla bu belayı da  yenmek üzereyiz. Buna sonuna kadar inanıyorum.

Antakya, uygarlıkların beşiği… Doğunun Kraliçesi… Toplumsal barışın ve hoşgörünün başkenti Antakya…

.

İnsanların barış kültürü içinde, sevgi ve dostluk ortamında bir arada yaşadığı bir yerdir Antakya.

20 yıldır bir kültür derneği olarak çalışmalarını sürdüren derneğimiz bu süreçte de etkinlik ve dayanışmayı sürdürmeye çalıştı. Bu işe gönül vermiş arkadaşlarla, kurallara uyarak, sağlığımızı riske atmadan, seyrek de olsa faaliyetlerimizi sürdürmeye çalıştık, çalışıyoruz.

Geçtiğimiz günlerde bir grup arkadaşla birlikte Samandağ’ında çeşitli ziyaretlerde bulunduk. Yüksel Acun Anadolu Lisesi, ADD Samandağ Şube Başkanı Sayın Atiye Sönmez  ve İşkadını Sayın Meltem Yuvarlak.

Sayın Meltem Yuvarlak’la ilk tanışmamız yine bir bayram öncesiydi. Ankara’da, Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Sayın Haluk Erdem’i ziyaret etmiştim. Telefonum çaldı, arayan Meltem Hanım’dı. Derneğimizi ziyaret etmek istiyordu. Memnuniyet duyacağımı ve Hatay’a döner dönmez arayacağımı belirtmiştim.

Hatay’a döner dönmez dernekte bir araya geldik ve koyu bir sohbete daldık. İki çocuğu Kıbrıs’ta üniversite okuyordu ve kendini adeta çocuklarına adamıştı. Geleceğe ilişkin projelerinden söz etti.  Anne olmak, geleceğe umutla bakmak ve geleceğe ilişkin projeler tasarlamak ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi.

Şunu belirteyim: Ülkemizde girişimci olmanın temelinde doğru olanı hızlıca görmek ve değerlendirme yatıyor.

Ülkemizde, hele kadın girişimci olmak güç ve cesaret ister. Bu yol, zorlu bir yoldur ve Meltem  Hanım bu zorlukların üstesinden gelmiş.  Samandağ  gibi şirin bir ilçemizde bir Türkiye/dünya markası olmayı başarmıştır.

Meltem Hanım, onlarca gencimize iş olanağı  sağlamış.

Çalışma Ofisi insana huzur veriyor.

Her annenin hayattaki en büyük hedefi, en çok istediği şeylerden bir tanesi, çocuğunun mutlu olmasıdır. Yani mutlu bir çocuk yetiştirebilmektir. Bu yüzden çocuğu mutlu olsun diye elinden ne geliyorsa yapar, bütün olanaklarını kullanır, eskilerin tabiriyle bu uğurda çocuğu için saçlarını süpürge eder. “Aslında bir annenin çocuğunu mutlu edebilmesi için yapması gereken en temel şey kendisini mutlu etmektir. Çünkü anne ne kadar mutluysa çocuk da o kadar mutludur.”

Meltem hanım gibi sesi olan kadın dik duruşuyla tüm dünyayı fethedebilir.

Araştıran, çalışan, evlatlar yetiştiren ve en önemlisi de insanlığı öğreten kadınları her zaman baş tacı edeceğiz, etmeliyiz.

Bu kentin iş ortamına, eğitimine, kültürüne, sanatına… emek veren herkese özellikle Meltem Hanım gibi girişimci kadınlarımıza bin selam!

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER