İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu 2024 mali yılı bütçesi için “Bu bütçe yoksulluğu, yasakları ve yolsuzlukları bitirmeyi ilke edinecek bir siyasi anlayışa sahip değildir” dedi. Dervişoğlu Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle birlikte siyaset kurumunun ittifakların esiri konumuna düşürüldüğünü söyledi.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, 2024 yılı bütçesinin toplumun tüm kesimlerinin sorunlarını çözecek hedeflerden yoksun olduğunu belirterek, “Bu bütçe, yoksulluğu, yasakları ve yolsuzlukları bitirmeyi ilke edinecek bir siyasi anlayışa sahip değildir.” dedi.
Dervişoğlu, TBMM Genel Kurulunda 2023 yılı bütçe görüşmelerinin son gününde partisi adına söz aldı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne yönelik eleştiriler yapan Dervişoğlu, bu sistemle birlikte Türk lirasının değersizleştiğini, Türk milletinin yoksullaştığını, insanların geleceğe dair umutlarını kaybettiğini söyledi.
Dervişoğlu, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle Türkiye, hukukta geriye düşmüş, adalet heykelinin gözünün bağı çözülmüş, terazi hep güçlüden yana tartar olmuştur. Ahlak ve vicdan yargılanmış, mahkum edilmiştir. Bürokraside geriye düşmüş, parti devletleşirken devlet partileşmiş, sadakat ve itaat, liyakat ve kabiliyeti yok etmiş, devlet kadroları adeta paralize edilmiştir. Eğitimde, dış politikada geriye düşmüştür. Beşeriyetle olan büyük mücadelemizin her alanında geriye düşmüştür. Türkiye’de siyaset kurumu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi düzeninde ittifakların adeta esiri olmuştur.” değerlendirmesinde bulundu.
Bu sistemin siyasi partileri de etkilediğini dile getiren Dervişoğlu, partilerin istedikleri için değil, mecbur kaldıkları için ittifak yaptığını, seçmenlerin de arzu ettiği için değil mecbur kaldığı için oy verdiğini belirtti.
Bu ittifak sisteminin milleti iki yumruk arasına sıkışmaya mahkum ettiğini savunan Dervişoğlu, “Böyle bir siyasi düzende seçimler, artık vatandaşlarımızın hür iradesini yansıtan kolektif tercihler değil, adeta bir nüfus sayımı mahiyetinde gerçekleşmektedir. Biz, siyasi iktidarın ve muhalefetin adeta rakiplerinin bir gölgesi olduğu, iktidar ve muhalefetin yarışarak değil, birbirlerini besleyerek varlıklarını idame ettirdikleri bu düzeni kabul etmiyoruz.” dedi.
Dervişoğlu, İYİ Parti’nin birilerinin siyasi kariyer basamaklarını tırmanması ya da herhangi bir siyasi partinin çıkarlarını tahkim etmek için kurulmadığını dile getirdi.
Yeni anayasa tartışmaları
Yeni anayasa tartışmalarına değinen Dervişoğlu, meseleye bugünün geçici ve yapay kutuplaşmalarının açtığı küçük pencereden değil, tarihsel ve yapısal bir açıdan bakılması gerektiğini kaydetti.
Dervişoğlu, büyük Orta Doğu Projesi kapsamında Türkiye’nin de içinde bulunduğu coğrafyada yeni gelişmelerin yaşandığını, Irak ve Suriye başta olmak üzere birçok ülkenin sınır ve demografik yapılarının fiilen değiştiğini, Türkiye’nin de bu süreçte yoğun bir göç akımına maruz kaldığını söyledi.
Türkiye’de bulunan sığınmacı ve kaçak sayısının dünyadaki 193 ülkenin 98’inin nüfusundan fazla olduğunu ifade eden Dervişoğlu, Türkiye’nin demografik yapısının dönüştürüldüğünü, bunun AK Parti tarafından bilinçli bir tercih olarak uygulandığını savundu.
Dervişoğlu, Türk milli kimliğine düşmanlık edenlerin; Türkiye’nin demografik yapısını tahrip etmeden ve Türk milli kimliğini ortadan kaldırmadan, Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti devletinin temel ilkelerini yok edemeyeceğini çok iyi bildiğini söyledi.
“Atatürk’ün kurduğu Türk devletine ve Türk milli kimliğine yönelik bu somut tehditler ‘yeni anayasa’ adı altındaki çalışmalarla son safhaya geçmiştir” diyen Dervişoğu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bazı açıklamalarını aktardı.
Dervişoğlu, şöyle konuştu:
“Sayın Erdoğan’ın şu ana kadar yaptığı açıklamalara göre yeni anayasanın içeriğine dair söylediği iki önemli husus var. Birinci husus; Sayın Erdoğan ‘milletin çeşitliliğini yansıtacak bir anayasa yapacağız’ demiştir. Etnik kimliği, dini, mezhebi, yaşam tarzı, hayat felsefesi, eğilimleri ne olursa olsun bu devletin sınırları içinde tek bir millet vardır, o da Türk milletidir. Çeşitlilik türlü yemeğinde olur. Bu topraklarda millet tektir, adı da Türk’tür. O büyük Türk milletinin varlığını, birliğini, egemenliğini, istiklalini, onurunu, şerefini temsil eden tek bir bayrak vardır, o da Türk bayrağıdır. O şanlı Türk bayrağının temsil ettiği tek bir devlet vardır, o da Türkiye Cumhuriyeti devletidir.
Türkiye’yi evvela Orta Doğu ve Güney Asya’dan getirdiğiniz yabancılarla doldurduktan sonra ‘millet çeşitliliği’ gibi ucube kavramlarla Türk milletinin varlığına meydan okursanız, eğer Türkiye Cumhuriyeti devletinin anayasasının ilk 4 maddesine, Cumhuriyetin temel ilkelerine, Anayasa’nın 66. maddesine ifadesini bulan Türklüğe dokunmaya kalkışırsanız, tam o noktada Türk milletinin meşru direnme hakkı başlar. Amaç anayasanın değişmez maddelerini değiştirerek Türkiye’yi çok uluslu bir Anadolu devletine dönüştürme hevesi ise herkes bilsin ki yıldırım olur üzerinize yağarız, yanardağ oluruz ve Türkiye Cumhuriyeti devletine meydan okuyanların karşısında patlarız. Büyük Türk milleti, anayasal düzenin değiştirilmesine ve Anadolu’da çok kimlikli, çok uluslu bir devlet düzenine asla müsaade etmeyecektir.”
Dervişoğlu, yeni anayasa tartışmalarının bir amacının da Cumhurbaşkanlığı seçimindeki “50+1 kuralını” tartışmaya açmak olduğunu kaydetti. Müsavat Dervişoğlu, “Tüm yetkilerin bir kişinin iradesinde toplandığı, yürütme erkinin hem yasamayı hem yargıyı tahakküm altına aldığı böyle bir siyasi düzende başka nisaplar aramak, makamın meşruiyetini sona erdirmek anlamına gelir ki bu Türkiye’yi yarı otoriter bir düzenden tam teşekküllü bir diktatörlüğe sürüklemek demektir. Tartışılması gereken cumhurbaşkanının yüzde kaç oyla seçileceği değil, Türkiye’yi her geçen gün tek adamlığa sürükleyen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin bizatihi kendisidir. Türkiye daha fazla zaman kaybetmeden bu hilkat garibesinden kurtulmalıdır.” değerlendirmesinde bulundu.
Dervişoğlu, bu bütçenin şeffaf ve katılımcı anlayışla hazırlanmadığını, eğitim, sağlık ve sosyal yardımlar gibi sosyal politika alanlarına erişen bir bütçe olma vasfından uzak olduğunu söyledi.
2024 yılı bütçesinin toplumun tüm kesimlerinin sorunlarını çözecek hedeflerden yoksun olduğu görüşünü dile getiren Dervişoğlu, “Bu bütçe; yoksulluğu, yasakları ve yolsuzlukları bitirmeyi ilke edinecek bir siyasi anlayışa sahip değildir.” dedi. (aa)