Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Ankara Simidi Avrupa yolunda… Antakya Simidi Ne durumda?

Sakarya Süpürgesi, Afyonkarahisar Patatesli

Sakarya Süpürgesi, Afyonkarahisar Patatesli Ekmeği, Derepazarı Pidesi, Akhisar Köfte, Bor Söğürmesi, Düzce Köftesi, Düzce Acıkası, Akçakoca Mancarlı Pide, Alanya Yenidünyası, Vezirköprü Semaveri ve Göynük Tokalı Örtme… Peki, Türk Patent ve Marka Kurumu listesine son eklenen bu kalabalığa Hatay’dan bir şeyler ne zaman ekleriz?

Coğrafi işaretlerin önemini geç fark eden illerin başında gelen Hatay, ‘künefesi’ ile başladığı bu yolun henüz başında. Ancak hazırlıklarını da aralıksız olarak sürdürüyor. Konuya ilişkin konuşan ve ‘künefe’ ile alınan mesafede imzası olan isimlerden biri olan Antakya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Hikmet Çinçin, 3 binden fazla yöresel ürün olduğu Türkiye’de bu anlamda önemli bir yerde bulunan Hatay için konuşurken, coğrafi işaretlemeyi çok önemsediklerini ifade ederek, 2007 yılında Antakya Künefesi’nin coğrafi işaretini aldıklarını ve bu ürünü ihraç edilir hale getirdiklerini anlatmıştı. Hatay’ın yöresel ürünler açısından çok zengin olduğunu söyleyen Çinçin, sürecin ne durumda olduğuna dair de, “Şimdi Tuzlu Yoğurt ve Antakya Sürk Peyniri’nin başvurusunu yapacağız. Bu kapsamda çalışmalarımız sürüyor. Bünyemizde Coğrafi İşaretler Strateji Birimi kurduk. Nesillerimize aktaracağımız yöresel ürünlerimizin pazar payının arttırılması için çalışmalarımız devam ediyor” demişti.


Bu konudaki hassasiyetini paylaşan bir diğer isim olan ve Türkiye’nin yöresel ürün açısından zengin bir potansiyele sahip olduğuna işaret eden Antakya Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Ali Kuseyri ise, “Bu zenginliğe rağmen yeteri kadar coğrafi işaret almış ürün bulunmuyor. Türkiye’de 2 bin 500’ün üzerinde coğrafi işaret alacak ürün varken şu ana kadar sadece 200 civarında ürün coğrafi işaret alabilmiştir. Yöresel ürünleri koruyabilmek, değer kazandırmak için çaba harcanması gerekiyor” diyerek, şu ana kadar ortaya konan çabanın yetersizliğine işaret etmişti.
-Bir ek yapsak mı?-
Peki, Antakya’nın geleneksel lezzetlerinden olan Antakya Simidi, Tuzlu Yoğurt ve Antakya Sürk Peyniri ile devam eden sürecin neresinde, diye sorsak mı? Sorarken de, Türk Patent Enstitüsü nezdinde ‘coğrafi işaret tescili’ Ankara Ticaret Odası (ATO) tarafından takip edilen ve başarıyla sonlandırılan, finalde de Avrupa Birliği nezdinde tescil başvuruları yapılan Ankara Simidi’ni hatırlayalım mı? Hatta bahse konu simidin, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda verilen akşam yemeği menüsüne de girdiği gerçeğini bu hatırlama anımıza dahil edelim mi?
-Şu an ki durum!-
Şu ana dek Hatay başlığındaki hiçbir ‘resmi’ etkinlikte yerini alamayan Antakya Simidi için ATSO ve Hikmet Çinçin benzer bir girişimde bulunur mu bilinmez ama, Ankara Simidi’nin süreci ve İstanbul Simidi’nin marka değeri belki de zihinlerde bazı algıları değiştirir. Değiştirir mi?
Tamer Yazar