Murat Ağırel, Timur Soykan, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Alican Uludağ gibi değerli gazetecileri takip ederim. Ozan Bingöl de benzer konularda önemli çalışmalar yapan biri. Bu gazeteciler bir süredir ülkemizdeki kara para ve uyuşturucu baronlarına dair ciddi yazılar kaleme alıp, önemli araştırmalar içindeler. Son zamanlarda futbolda bahis ve şike üzerine de Murat Ağırel’in bir araştırma dizi, soruşturma dosyasının tanzim edilmesine vesile oldu. Soruşturmanın akıbeti ne oldu bilmiyoruz. Maalesef medyanın da bu konuya ilgisi yetersizdi. Oysaki böylesi önemli bir konunun daha çok konuşulması ve tartışılması gerekli idi.
Bu gazetecilerin yaptıkları gerçek anlamda yaptıkları araştırmacı gazeteciliktir. Bedel ödemekte, toplumu her türlü baskıya rağmen aydınlatmaktadırlar. Geçtiğimiz günlerde Murat Ağırel’in ve Timur Soykan’ın kitaplarını aldım ve okumaya başladım. Avukat olmama ve bir sürü hukuk dışı süreç ile karşılaşmama rağmen daha ilk sayfalarda dahi şoka girdim. Hatta bir an için kendimi “kurgu polisiye roman mı okuyorum” diye sorguladım. Uyuşturucu ile mücadele eden ve bundan ötürü ödül alan polisin sonrasında uyuşturucu satıcı olması, fetö borsası kuran ve uyuşturucu baronu olarak iş çeviren savcı, ülkemizde yakalanan uyuşturucu haberleri resmen kanımı dondurdu.
Son yıllarda uyuşturucu kullanımının ülkemizde çok arttığı bilinen, çok da konuşulmayan bir gerçek. Yakalanan, bir o kadar da yakalanamayan uyuşturucu girişleri mevcut. Maalesef siyaset kurumu, uyuşturucu ile mücadele konusunda gerekli önemi göstermiyor. Bu ülkemiz için beka sorunudur.
Uyuşturucuya ulaşmak artık çok kolay. Prof.Dr. Bahadır Erdem hocamın bir tweetinde paylaştığı gibi, “ortaklıkta sakız gibi leblebi gibi” uyuşturucu satılıyor. Bunları tüketenler kendinden geçiyor, topluma karışıyor. Artık kavgalar, cinayetler, trafik magandalığı gibi örnekleri siz düşünün.
Üzülerek görüyoruz ki bu illegal işlerin içerisinde olanlar yargıyı manipüle etmeye çalışmakta. Bu işleri takip eden gazeteciler ciddi baskılar görmekte. Kara para ve rüşvet skandalları, üzerine sertçe gidilmesi ve cezalandırılması gereken çok önemli bir başlık. Bu ve benzeri konularda, aynı zamanda üyesi de olduğum Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin de önemli çalışmalara imza attığını biliyoruz. Şeffaflık ve hesap verilebilirliği sağlamak, bu suça bulaşanları sert ve hızlı şekilde cezalandırmak gerekir. Aksi halde yaşanan yozlaşma, bir kanser gibi tüm kurumlara ve toplumun birçok kesimine hızlıca sirayet edecektir.
YORUMLAR