İki yıl önce yaşadığımiz ve halen sarsıcı etkisi süren, 6 Şubat Depremi
“Asrın Felaketinden” sonra ,
eminim ki pekçok insanın anneler günü ile ilgili hassasiyeti artmıştır.
Toplum olarak her konuda çok hassaslaştık.
Annemizle çekilmiş bir fotoğraf paylaşırken iki kere düşünüp, acaba annesini, ailesini depremde kaybetmiş birilerini incitir miyiz, diye düşünüp dururuz. Bir yandan anı biriktirip, anıları ölümsüzleştirmek isteriz. Bir yandan da kaybettiğimiz anneler, yavrular kurcalar ruhumuzu…
Her kadın biraz kardelendir, biraz umuttur, biraz hüzün, biraz neşedir.Biraz kurtarıcı, biraz çocuk, biraz aşçı, biraz doktor, biraz öğretmen, biraz psikologtur her kadın.
En çok da “annedir” kadın. Kibele misali üretken, elini neye atsa güzelleştirip, çoğaltandır kadın.
Annelik, salt doğurmakla tanımlanamayacak kadar geniş ve kapsamlıdır elbette.
Doğadaki her canlıya, insana, çiçeğe, hayvana anaçlık yapan kadınlar, kapsayıcı olup tüm doğayı kucaklamış olmazlar mı?
Çocuklarımız, ne yazık ki depremler nedeniyle çok büyük travmalar yaşamıştır. Onları iyileştirmek, ayakta tutmak, topluma kazandırmak için öğretmenlere büyük görev ve sorumluluk düşmektedir. Zaten öğretmenler,
” işe gidiyorum.”, demezler.
Öğretmenler, “okula gidiyorum. ” derler evden çıkarken.
Bu çok değerli bir fark.
Öğrencisini kendi çocuğu gibi görür çünkü. Anne gibidir öğretmen.
İnsanoğlunun en önemli sorunlarından biri, dünyaya bütünsel bakmayıp, kendilerini dünyanın sahibi sanıp, istilacı bir tutum içinde olmalarıdır bence.
Dünya, tüm canlılara ait oysa ki!
Önemli olan kapsayıcı bir sevgiyle dünyayı kucaklayıp, güzel yarınları el birliğiyle kurmaktır.
Annelere bir şiir ile yazımı noktaliyorum.Kalın sağlıcakla.
Yüreğinde Anne şefkati olan herkesin, Anneler Günü kutlu olsun.
Annem
Çiçekler diktim toprağına
Toprak aldı
Seni de, çiçeği de
Çiçeklere karıştın
Güneş oldun
Bulutlara karıştın
Yağmur oldun
Gözlerime karıştın
Gözyaşı oldun
Kaldın gamzemin çukurunda
Annem

YORUMLAR