Letonya’nın kuzeyindeki Zvejnieki bölgesinde bulunan 5 bin yıllık bir mezar, Taş Devri’ndeki kadın ve çocukların toplumdaki rolü hakkında yapılan varsayımları köklü bir şekilde değiştirdi. Avrupa’nın en büyük Taş Devri mezarlıklarından biri olan Zvejnieki’deki kalıntılar, taş aletlerin sadece erkeklerle değil, aynı zamanda kadınlar ve çocuklarla da gömüldüğünü ortaya koydu.
PLOS One dergisinde yayımlanan çalışmada, Zvejnieki mezarlarında bulunan taş aletlerin hayvan derilerini işlemek için kullanıldığı, bazı aletlerin ise cenaze törenlerinin bir parçası olarak yer aldığı belirlendi. Araştırmacılara göre bu bulgular, Taş Devri’nde erkeklerin avcı, kadınların ise ev içi roller üstlendiği yönündeki geleneksel bakışı sorguluyor.
York Üniversitesi’nden Aimée Little: “Bulgular Yeni Bir Perspektif Sunuyor”
York Üniversitesi’nden arkeolog Aimée Little, “Bulgularımız, Taş Devri çalışmalarında sıkça karşılaşılan ve bazen bebeklerin taş aletlerle gömülerek cinsiyetlerinin belirlendiği bir ‘avcı erkek’ yargısını çürütüyor,” dedi. Çalışmaya göre, kadınların taş aletlerle gömülme olasılığı erkeklerle eşdeğer, hatta bazı durumlarda daha fazla. Ayrıca, taş aletlerin en sık bulunduğu yaş gruplarının çocuklar ve yaşlı yetişkinler olduğu vurgulandı.
Kadınların Rolü Yeniden Değerlendirildi
Bu bulgular, Taş Devri’nde kadınların genellikle ev içi işler, yemek yapma ve el sanatları gibi roller üstlendiği, erkekler tarafından avlanan hayvanları pişirdiği ve aileye baktığı inancını da sorguluyor. Zvejnieki mezar alanı, 330’dan fazla mezara ev sahipliği yaparak, Avrupa’nın ilk topluluklarının cenaze geleneklerini ve sosyal yapılarını anlamamıza katkı sağlıyor.
Zvejnieki: Yeni Keşifler Bekliyor
Zvejnieki alanı, onlarca yıldır inceleniyor ancak önceki araştırmalarda mezarlarda bulunan taş aletlere yeterince dikkat edilmemişti. Şimdi ise bu aletlerin tarih öncesi toplumlar hakkında yeni bilgiler sunduğu ve mevcut varsayımları yeniden şekillendirdiği görülüyor.
Araştırma, tarih öncesi toplulukların sosyal yapısı, cinsiyet rolleri ve cenaze ritüelleri hakkında derinlemesine bir anlayış geliştirmenin önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.

