Yenilenebilir enerji kaynakları, bu yılın ilk yarısında küresel elektrik üretiminde ilk kez kömürü geride bıraktı. Güneş ve rüzgar enerjisinden sağlanan üretim, dünyanın artan elektrik talebinin tamamını karşılayarak bu dönüşümde kritik bir rol oynadı.
Uluslararası enerji düşünce kuruluşu Ember tarafından yayımlanan Küresel Elektrik Sektörü Yarı Yıl Değerlendirmesine göre, dünya genelinde elektrik talebi yılın ilk yarısında yüzde 2,6 oranında arttı. Aynı dönemde yenilenebilir kaynaklardan sağlanan üretim, talep artışını aşarak fosil yakıtlardan elektrik üretiminde düşüşe yol açtı.
Verilere göre, küresel elektrik üretiminde güneş enerjisinin payı %8,8, rüzgarın %9,2, hidroelektriğin %13,9, diğer yenilenebilir kaynakların ise %2,3 oldu. Böylece yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam payı %34,2’ye yükselirken, kömürün payı %33,1’de kaldı.
Bu dönemde yenilenebilir enerjiden 5 bin 72 teravatsaat, kömürden ise 4 bin 896 teravatsaat elektrik üretildi. Elektrik üretiminde doğal gazın payı %20,7, nükleer enerjinin payı %9,1 olarak kaydedildi.
Kömür ve gazın payındaki bu düşüş, elektrik sektöründen kaynaklanan karbon emisyonlarının da %0,2 oranında azalmasını sağladı.
Dünyanın en büyük ekonomileri arasında yer alan Çin ve Hindistan, fosil yakıtlardan üretimi azaltarak temiz enerji üretimini artıran ülkeler oldu. Çin, temiz enerji liderliğini korurken Hindistan’da yenilenebilir kaynaklardan üretim, elektrik talep artışını dahi aştı. Buna karşılık, ABD ve Avrupa Birliği ülkelerinde fosil yakıt kullanımında artış görüldü.
Ember Kıdemli Elektrik Analisti Małgorzata Wiatros-Motyka, rapora ilişkin değerlendirmesinde “Elektrik üretiminde kritik bir dönüm noktasının ilk işaretlerini görüyoruz. Güneş ve rüzgar, dünyanın elektrik talebini karşılayabilecek kadar hızlı büyüyor. Bu, temiz enerjinin yükselişinin artık yeni bir döneme girdiğini gösteriyor.” ifadelerini kullandı.

