Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Neval Oğan Balkız
Neval Oğan Balkız

CUMHURİYET HALK PARTİSİ, HATAY ve SİYASET

En genel söylemle siyaset, yönetsel erkler toplamı olan iktidarı kazanma ve sürdürme amaçlı eylemler bütünüdür. Siyasal tarihin ortaya koyduğu üzere; insanlığın düşünsel evrimi, toplumsal yapı, üretim koşulları ve sınıfsal gelişime bağlı olarak, “iktidar” ve “egemenlik” kavramlarının içerik ve kaynakları da değişmiş ve şekillenmiştir. “Devlet” kavramının ve teorisinin ortaya çıkışı, hak öznesi, özgür “irade sahibi birey” ve bu bireyin iradesinin (siyasal katılım hakları) belirlenimi olan oy’un, egemenliğin kaynağı ve meşrulaştırıcı unsuru olarak kabul edilmesi ve siyasal teorinin merkezine oturması ile siyaset, kavramsal ve kuramsal olarak farklı bağlam ve unsurları içeren, interdisipliner olarak ele alınması gerekli bir alan oluşturmaktadır.

Günümüz demokrasilerinde, egemenliğin kaynağı kabul edilen, bağımsız seçimlerle belirlenen oy (halk iradesi) unsurunun gereği olarak da siyaset; yöneten/yönetilen şeklinde karşılıklı bir ilişki olarak, “seçilmiş” olanın, onu seçen yurttaşların sürdürülebilir meşru rızasıyla kullanılabileceği, iktidar erkinin ve onun esas unsuru olan yönetme yetkisinin siyasal sorumluluğunu taşımasını; bu sorumluluğun gereğini meşru, şeffaf ve denetlenebilir süreç ve araçlarla hukuka bağlı kalarak yerine getirmesini; hukuksuzluk durumunda, hukuka aykırı eylem, işlem ve kararların (hukuki, cezai, idari ve siyasal olarak) hesabını vermesini kapsar!

CUMHURİYET HALK PARTİSİ

Cumhuriyet Halk Partisi, bugün Türkiye’yi AKP tipi bir “siyasetsizlikten” kurtarma iddiasını gerçekleştirmek için; gerçek katılımcı bir demokrasiyi inşa etmek, siyasi alanı yeni biçimlerde örgütlemek için etkili şekilde çalışıyor! Bu amaçla, iktidarın bütün baskı ve kuşatmasına karşın, siyasete demokratik yeni unsur ve dinamikler taşıyor. Kitleleri; demokratik kurumları katılımcılık, etkililik ve süreklilik temelinde yeniden örgütleme biçimlerini oluşturmaya, mevcut iktidarı değiştirme ve iktidar olma amacına başarıyla yönlendiriyor, mobilize edilebiliyor. CHP; tarihsel bağlamın ve güncel koşulların çerçevesinde oluşturduğu yeni bir siyasal yaklaşım ile hem kendi programındaki mesajları anlatabilme, hem de, toplumun büyük kesiminin sol/sosyal demokrasi konusunda sahip olduğu önyargıları aşmasını, olumsuzluklardan sorumlu olduğu algısını değiştirmesini sağlayacak olanağı, oluşturmuş bulunuyor. Böylece kendi potansiyel tabanına sahip olma ve yeni kitlelere ulaşabilme becerisini başarıyla gösterebiliyor.
Ülke olarak İçinde bulunduğumuz siyasal, ekonomik, sosyokültürel, sosyalpsikolojik koşullar ve toplumsal her alanda giderek derinleşen sorunlar, dış politika çıkmazları ve kırılgan dengeler, uluslararası alandaki gelişmelerin içerdiği tehlike ve tehditler, CHP’nin sergilediği bu anlayışın yaratacağı değişim olanağına ne denli ihtiyaç olduğunu, çarpıcı şekilde ortaya koyuyor.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin kuruluş ilkeleri temelinde, siyasal ve ekonomik bir demokrasinin; hukuk üstünlüğüne dayalı, olanak eşitliği ve gelir adaletinin sağlandığı, sömürü ve sosyal eşitsizliklerin ortadan kaldırıldığı, işsizlik ve yoksullukla mücadeleye dayalı bir kamucu yapısallığın yaşama geçirildiği, laik ve insan haklarına dayalı bir yönetimi oluşturmak ve böylece kalıcı barış koşullarını sağlayarak, birlik içinde bir yaşamı kurmak, kısa vadede ancak CHP ‘nin önderliğinde gerçekleştirilebilecek bir olanaktır.
Bu nedenle ve amaçla; CHP örgütlülüğünde, mahallelerde, ilçelerde, illerde her kademedeki yetki ve göreve talip olacak bireylerin bu sorumluluğun bilincinde, yetkinliğinde ve liyakatinde olması, son derece önemlidir.
Dolayısıyla CHP’nin, tüm örgütsel yapısını, liyakat esaslı bir şekilde; program ve ilkeler doğrultusunda çalışma, deneyim, birikim ve tabana ulaşma becerisi kriterlerine göre, bu temelde gerçekleştirmesi, başarıya götürecek temel unsurdur. Parti teşkilatlarının yerel kapasitelerini güçlendirmeyi temel almanın, onları yerel sorun çözümünde aktif/ yaratıcı konumuna getirmenin de yolu budur.

HATAY, CHP ve SİYASET

6/20 Şubat 2023 te gerçekleşen depremlerde en ağır yıkım ve acıyı yaşamış; insan kaynağını, ekonomik birikim ve olanaklarını, alt ve üst yapı oluşumunu büyük oranda yitirmiş, çoklu bir yok oluş gerçekliğinde kalmış Hatay, yeniden varoluş sürecinde; siyasal, ekonomik ve sosyokültürel, sosyolojik ve psikolojik çok yönlü ve çok katmanlı sorunlar yaşıyor,
Deprem öncesi süreçte Hatay; çok kültürlü, farklı aidiyetlerin sosyal zenginliğini, etkileşimlerini, içerdikleri derinliği, siyasal ve sosyal yapılanmanın yarattığı açık, örtülü çelişkileri, bunların yarattığı duygusal kırılmaları, siyasal alanda da yansıtan dinamik bir yapıya sahipti.
Hatay öznelinde, CHP’nin ana unsur olduğu siyaset, uzun dönem içinde halktan, halkın beklenti ve sorunlarından uzaklaşmış, bunlara duyarsızlaşmış, yerelin gerçekliğinden kopmuştu. Katılımcılık, çoğulculuk, şeffaflık özelliğini yitirmiş, teşkilatların iç yapısındaki sorunlarla sınırlı kalan, üretken olmayan, klikler arası kişisel çelişmelere hapsolmuş ve içine kapanmıştı.
Büyükşehir Belediyesi yönetiminin çevresinde örgütlenmiş, iş dünyası ve bağlantıları, gerekli bürokrasi ilişkileri ve bu ilişkiler içindeki olanakları kullananlar ile onlarla bağlantısı olanlarla (tanıdık, dost) sınırlı bir kapsamda işleyen yapıya dönüşmüştü. Giderek, Belediyecilik de, bu ilişkileri örgütlemek ve işletmekten ibaret bir eylemliliğe dönüşmüş bulunuyordu.
Halk, insan merkezli, sosyal belediyecilik anlayışının kaybolduğu, demokratik, şeffaf karar alma ve kent halkının kararlara katılma süreçlerinin bulunmadığı, ayrımcılık ve ötekileştirmelerin alanda somut yaşandığı, liyakatın gözetilmediği, alt ve üst yapı hizmetlerine ulaşmanın çok zor olduğu, kent hakkı ve kent bilincinin gözetilmediği, kadın ,engelli ve yaşlıların yok sayıldığı, deprem kenti olmasına karşın toplanma alanlarının dahi belirlenmediği bir belediyecilik (dolayısıyla siyaset) yapılanmasının ve onun belirleyici olduğu bir siyaset çemberinde sıkışmış durumdaydı.
Bu durum, üye ve seçmenlerde, partiye, il ilçe örgütüne, vekillerine, belediyeye karşı bir bıkkınlık, hatta öfke oluşmasına, parti-üye ilişkisinde olması gereken güven , kendini ait hissetme, bağlılık duygusunun çok zayıflamasına yol açtı.

Deprem, bu ilişkilerin; kentin ve kentleşme olgusunun piyasa düzeninde yalnızca “rant” elde etme ve paylaşma amacıyla; müteahhitlerle, onları denetimlerden koruyan tepe uzantılarıyla, onlara fazla kat izinlerini verenlerle, fay hatlarını, tarım arazilerini, sıvılaşan zeminleri imara açanlarla, kaçak yapılara ruhsat verenlerle, imar planı değişiklikleriyle kupon arazileri üretenler ve oraya dikilen binalardan elde edilen karları paylaşan siyasiler, belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, vekiller, bürokratlar eliyle işletilen bir organizasyon, bölüşülen bir “meta” görülmesinin yıkıcı sonuçlarını ortaya koydu!
Bu sonuçlar CHP’den, parti ve siyaset olarak eleştirel bir kopuşa, deprem sonrasında kitlesel tavır almaya dönüşen tepkilere yol açtı!
Halkın geniş kesimi; dönemin CHP’den seçilmiş HBB Başkanının, yaşanan depremde, öncesi ve sonrasında işlem, eylem ve kararlarıyla kusurlu, sorumlu olduğunu ve dolayısıyla cezai, hukuki ve idari olarak hesap vermesi gerektiğini, çok yönlü kanallarla dile getirdi. 31 Mart yerel seçimlerinde yeniden Belediye Başkan Adayı yapılmaması taleplerini, nedenleri ile birlikte yazılı ve görsel basında defalarca açıkladı! Ancak, halkın bütün itirazlarına karşın süreç, farklı gelişti. Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı yeniden aday gösterildi, seçim ve sonrası yaşanan gelişmeler, (İl Örgütü ve Genel Merkez boyutuyla) bir bütün olarak, hatalı yönetildiğini ortaya koydu. (Seçimin kaybedilmesi üzerine CHP Genel Başkanı Özgür Özel (6.10.2024 tarihinde) Defne’de yaptığı konuşmada, bundan dolayı Hatay halkından özür diledi.)
Gelinen noktada; Hatay’da, Cumhuriyet Halk Partisi siyasetinde tartışmaların ve ‘gruplaşmış hegemonik ilişkilerin’ ötesine geçmek, liyakat esaslı bir örgütlenme ile “etik politik bir müdahaleyi nasıl gerçekleştirebiliriz?” sorusuna yanıt oluşturmak, varoluşsal önemde bir gerekliliktir! Politikayı yukarıdan değil, aşağıdan, içinde işlediği onay kanallarıyla, halkın ( erkek/kadın üyenin her kademede eşit olanaklarla ) gerçek anlamda katılımını sağlayacak şekilde, toplumsal rıza mekanizmalarıyla örgütleyecek yeni etik politik bir hat oluşturmak; Parti-üye ilişkisinde olması gereken güvenin , kendini ait hissetmenin, bağlılık duygusunun yeniden ve güçlü şekilde kurulmasının, dolayısıyla, Partinin halkla buluşmasının ve yeniden başarılı olmasının, tek ve zorunlu yoludur!
Bu yolun açılması ancak, yakında gerçekleşecek Parti İl Kongresinde yaşanacak bir değişim ve yenilenme ile olanaklı olabilir.
Aksi bir tutum; bugüne kadar süreçleri “hatalı” yönetenlerin, neden oldukları durum ve başarısız sonuçlar dolayısıyla bedel ödemek durumunda bıraktıkları Hatay halkına ve Partililere, siyasi ve etik olarak hesap (bile) vermeden yollarına devam etmelerine, halktan özür dilenmesini gerektirecek yeni “hatalara” yol açmalarına, CHP Örgütlülüğünün halktan giderek daha da uzaklaşmasına , Partinin ulusal ve uluslararası alanda yarattığı heyecan ve inancın burada karşılık bulmamasına, onay vermek anlamı taşıyacaktır.

Hukukçu/AKADEMİSYEN

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER