Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

“Bu bir yaşam hakkı meselesi”

Hatay, deprem sonrası yürütülen yoğun yeniden inşa çalışmaları ve özellikle

Hatay, deprem sonrası yürütülen yoğun yeniden inşa çalışmaları ve özellikle İskenderun Körfezi çevresinde faaliyet gösteren demir-çelik sanayi tesislerinin etkisiyle Türkiye’nin hava kirliliği açısından en riskli illeri arasındaki konumunu koruyor. Kentte artan toz, partikül madde ve sanayi kaynaklı emisyonlar halk sağlığı üzerindeki endişeleri her geçen gün büyütüyor.

Hatay eski milletvekili Suzan Şahin, kentteki hava kirliliğiyle ilgili çarpıcı bir açıklama yaparak yetkilileri göreve çağırdı. Şahin, Dünya Hava Kalitesi Endeksi verilerine dikkat çekerek, Hatay ve İskenderun’un bugün Türkiye’nin hava kirliliği açısından en riskli ikinci bölgesi olduğunu söyledi.

Şahin açıklamasında, PM 2.5 değerinin 155 seviyesinde ölçüldüğünü belirterek, “Bu seviye açıkça ‘sağlıksız’ kategorisinde yer alıyor. Bu sadece bir istatistik değil; akciğer hastalıkları, kalp rahatsızlıkları ve çocuklarımızın geleceği anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.

“Somut Önlem Yok, Denetim Yok”

Hava kirliliğine rağmen sahada herhangi bir somut önlem alınmadığını vurgulayan Şahin, sanayi tesislerinin yeterince denetlenmediğini savundu. “Bacalar çalışıyor, cüruf dağları büyüyor, toz havada asılı kalıyor” diyen Şahin, deprem sonrası hâlâ yaralarını sarmaya çalışan Hatay’da şantiyeler, taş ocakları ve dinamitli çalışmaların bölgeyi adeta nefessiz bıraktığını dile getirdi.

Altyapı eksikliği, kamusal koruma yetersizliği ve insanı merkeze alan bir çevre ve sağlık politikasının bulunmadığını ifade eden Şahin, yetkililere şu soruları yöneltti:

“Hava kirliliğinde ilk sıralardayken ne yapmayı planlıyorsunuz?
Sanayi tesisleri ne zaman denetlenecek?
İskenderun Körfezi ve Hatay halkı ne zaman temiz hava soluyacak?
Yoksa bu felaket istatistikleri karşısında hiçbir şey yapmamaya devam mı edeceksiniz?”

“Bu Sadece Çevre Değil, Yaşam Hakkı”

Açıklamasının sonunda konunun yalnızca çevresel bir sorun olmadığını vurgulayan Suzan Şahin, “Bu bir yaşam hakkı, halk sağlığı ve çocukların geleceği meselesidir. Hatay zaten depremin ağır yükünü taşıyor. Bir de zehirli hava taşımak zorunda değil” diyerek acil ve etkili önlemler alınması çağrısında bulundu.

Hatay’daki hava kirliliği sorunu, hem sağlık hem de çevre boyutuyla çözüm bekleyen en önemli başlıklardan biri olmaya devam ediyor.