Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

ADD’den “Mumcu Mesajı”:

Eğilmeyen, bükülmeyen, soyguncu düzene karşı yiğit bir savaşçıydı… Atatürkçü Düşünce

Eğilmeyen, bükülmeyen, soyguncu düzene karşı yiğit bir savaşçıydı…

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Hatay Şubesi, Gazeteci Uğur Mumcu’nun öldürülmesinin 25.yıldönümü nedeniyle yayınladığı mesajında, “Eğilmeyen, bükülmeyen, çıkarcı, ikiyüzlü soyguncu düzene karşı yiğit bir savaşçıydı” dedi.
ADD Şubesi Başkanı Doç. Dr. Kezban Kuran, mesajında, Uğur Mumcu’nun, fikirlerine hiçbir zaman ipotek koydurmadığını ve Türk halkının da ülkenin başına örülmek istenen oyunları O’nun kaleminden öğrendiğini hatırlattı. Kuran, şöyle devam etti:
“Ona ve yazdıklarına çok güvenirdik. Çünkü o belgelerle konuşurdu ve kalemini satmadı, asla kiraya vermedi. Ülkeyi soyanlarla, yetim hakkı yiyenlerle korkusuzca savaştı ve onları teşhir etti. Siyasetçiye yağ çekmedi, koltuk ve çıkar uğruna kalem oynatmadı. İnsan olmanın gerektirdiği erdem ve onurdan vazgeçmedi. O; aklının, yüreğinin, vicdanının, insanlık sevgisinin, çağdaş değerlerin, inandığı doğruların peşinden gitti. Yetim hakkı yiyenleri, ülkeyi soyanları teşhir etti. Bu ülke ve halkı için çalışmış, yedi düvele kafa tutarak kurtuluş savaşı vermiş, halkının hep yanında olmuş ve onun haklarını savunmuş Mustafa Kemali, 12 Eylül’ün siyasal ürünü olan irtica ve bölücülüğün uluslararası kaynaklarını, destekçilerini ilk kez kaleminden öğrendiğimiz Uğur Mumcuları unutmayacağız ve unutturmayacağız.
Ölüm, aslında Uğur Mumcu’nun korktuğu ya da kaçtığı bir son değildi. Arkasından herkes çok şeyler yazdı ve söyledi. Ağıtlar yakıldı. ‘Uğurlar olsun, Uğurlar olsun, bir kırık gözlük bir kırık kalem yoldaşın olsun’ diye başlayan ve dilimizde marş gibi seslenen türkülerle acılar dillendirildi. Bizler, Uğur Mumcu’nun anısı karşısında boynumuz eğik, ama değerlerini korumak ve yaşatmak adına başımız dimdik olarak hiç yorulmadan, asla dönmeden karanlığı aydınlatmaya devam edeceğiz. Çünkü o, Cumhuriyet değerlerinin yaşaması, çağdaş bir ülke ideali, mutlu ve barış içinde yaşayan bir ulusun var olması için çaba gösterdi. Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerinin yılmaz bir savunucusu olarak, Atatürk ve ilkelerine karşı olanlarla yaşamı boyunca mücadele etti.
Ocak ayında canımız çok yandı. Çünkü Ocak ayı, karanlık pusuda bekleyenlerin bu ülkenin aydın ve yiğit insanlarının birer birer kalleşçe katlettikleri bir ay oldu. Onat Kutlar, Metin Göktepe, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy hep Ocak ayında yitirdiklerimiz. Sabahattin Alileri, Bahriye Üçokları, Ahmet Taner Kışlaları, Necip Hablemitoğullarını, Gaffar Okanları ve adını sayamadığımız nice cesur, aydın ve yiğit insanları kaybettik. Onların acılarını hep yüreğimizde hissettik.
Bugün Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu’nun evinin önünde kurulmuş haince bir tuzakla aramızdan ayrılışını ve bu cinayetin hala aydınlanamayışının 25. Yıldönümü, 31 Ocak1990 günü yine evinin önünde alçakça vurulan derneğimizin kurucularından Muammer Aksoy’un ölümünün ve cinayetin aydınlatılamayışının da 28. yıldönümü olacak. Ne acı, bu listenin böyle uzayıp gitmesi ne utanç verici. Söylenen sözler, yazılan şiirler, akan gözyaşları, eşlik edilen türküler haince öldürülen aydınlarımızın o yiğit insanların acılarını asla dindirmez ve hafifletmez. Onlar; askere kurdukları kumpasın, katlettikleri yargının ve adaletin, hallaç pamuğu gibi attıkları emniyet güçlerine ve özgür basına yaptıklarının hesabını vermelidirler. Bu hesabı onlardan sormalıyız. Uğur Mumcunun dediği gibi, ‘Unutmayalım ki cesur bir kez, korkak bin kez ölür. Önemli olan, insanın böyle bir toplumda ‘mezar…taşı’ gibi sessiz kalmamasıdır.” -Mehmet Özgün-