Merhaba
(Hayatını birine yapışıp yaşayanlar için geçerli değildir.)
Hayatınızı derin yaşıyorsanız çok yorgunsunuz demektir. Hangi işi yaptığınız ya da yaşam tarzınız fark etmez.
Hayatın tam içinde yorgun, gergin, sıkıntılı, bazen panik bazen de telaşlı.
Hayatını aktif yaşayanlar bunu iliklerine kadar hissederler. Her ayrıntısıyla. İyisi kötüsüyle.
Hayatı dağ gibi omuzlarında taşırlar her yerde ve her zaman.
Yaşamın ağırlığı ve yorgunluğu ha deyince atılmaz.
Ağırlık profesyonel bir patron gibi profesyonel bir baskıyla hayatınızı kontrol altına almıştır. Kim olursanız olun, nerede olursanız olun fark etmez.
Her saat , her dakika ensenizdedir. Baskı uykunuzda bile sizi nefessiz bırakır. Gün içerisinde her gün ve sürekli olarak yerine getirilmesi gereken sorumlulukların , maliyetlerin ,zamanlama, ayarlama , yetişme çabalarının yarattığı gerilimlerin insan beynindeki bitmeyen ve sinir sisteminin içindeki trafik kargaşasının yarattığı önüne geçilemeyen tahribat.
Bazıları derler ki, “pozitif düşünelim ,pozitif olsun.’’
Tabi tabi.
Kapat gözlerini kendini deniz kenarında hisset. Sonra… Aç gözlerini aynı yerdesin hiçbir şey değişmemiş.
Düzinelerle kitap oku yine her şey aynı değişmiyor. Neden ?
Böyle bir ruh haline girmek, bazen panik ya da daha sıkıntılı ve huzursuz bir duruma sebep olabilir. Bu durum bir labirentin içinde yön belirlemeden koşmaya benzeyebilir. ( bu çok geniş ve ayrıntılı bir konu)
Bütün bilgiler ve araştırmalar , insanların ruh sağlığı ,psikolojik ve beden sağlığı noktasında birleşiyor bana göre.
Bu araştırmalar ve çalışmalar insanların ve canlıların hayatını kolaylaştırmak, rahatlık yaratmak, sağlık için. Ama..
Biz ne yapıyoruz?
Çok okuyoruz, çok dinliyoruz, çok izliyoruz ama uygulamıyoruz.
Neden uygulamıyoruz? Çünkü hayatımızda kendimize yer yok.
Yalnız başımıza oturduğumuzda çoğu zaman kendimizi duymaya, dinlemeye cesaret edemiyoruz. Neden?
Beynimiz, sinir sistemimiz ve zihnimiz internetten daha kalabalık çünkü. Aslında hayatımızda öyle.
Devamı var Huzurla kalın.
YORUMLAR