Hazırlayan: Mehmet Karasu
Antakya Kitaplığı:
Cumhuriyet’in İlk Yüzyılı (1923- 2023) İsmail Küçükkaya, Prof. Dr. İlber Ortaylı
“Türklerin son iki asrı bütün Doğu dünyasında ve Balkanlar’da dikkatle gözden geçirilmesi gereken büyük bir tarihî yolculuktur. Bu nedenle de Dünya Tarihi’nin önemli bir parçasıdır ve dikkatle üzerinde durulmalıdır.”/İLBER ORTAYLI
“İsmail Küçükkaya sordu, İlber Ortaylı tüm içtenliğiyle cevapladı ve ortaya Türkiye’nin geçmiş ve geleceğiyle ilgilenen her okurun mutlak okuması gereken bir başucu kitabı ortaya çıktı Cumhuriyet’in İlk Yüzyılı’na yeni devletimizin yapı taşlarının döşendiği Osmanlı İmparatorluğu’nun modernleşme döneminden başladık.
Bir yandan Atatürk ve silah arkadaşlarının yetiştiği II. Abdülhamid’in modernlik arayışı içinde geçen yıllarını, ama aynı zamanda istibdad günlerini ve buna karşı isyan edip hürriyet arayan genç Osmanlı subaylarını ele aldık. Millî Mücadele dönemini, özgürlük havasının egemen olduğu Cumhuriyet’in ilk iki yılını ve tek partili zorlu zamanları, ardından gelen çok partili siyasal yaşamın başladığı 1950’li yılları… 1913 Babıali Baskını’yla başlayan darbeler tarihini… İslâmcılıktan milliyetçiliğe, merkez sağdan sosyal demokrasiye bütün siyasal akımları…
1876’dan 1924’e ve 1982’ye anayasa metinlerimizi… Bizleri 2023’e taşıyacak yeni anayasa özlemimizi… Kıbrıs Barış Harekâtı, AB macerası ve Ortadoğu politikalarımızı…
Cumhuriyet’in İlk Yüzyılı, 1923’ten günümüze, günümüzden 2023’e uzanan, bir geçmiş ve gelecek muhasebesi…”(birazoku.com)
Konuk Yazar: Cumhuriyet/ Zeynep Oral
Adında “Cumhuriyet” sözcüğü geçen nice devlet biliyorum ki Cumhuriyetle ilgisi yok; resmen faşist devletler… Dün de böyleydi, bugün de…
Adı “Demokratik” olan nice yönetim sistemi biliyorum ki, demokrasiyle ilgisi yok; tepeden tırnağa totaliter rejimler… Dün de böyleydi, bugün de…
Oysa… Oysa… Benim düşlerimdeki Cumhuriyet, özgürlüktür. Cumhuriyet, bağımsızlıktır… Demokrasi, Cumhuriyet’in olmazsa olmazıdır.
Cumhuriyet, önce vicdandır. İnsana saygıdır. İnsan haklarına, insan yaşamına saygıdır. İnsan emeğine saygıdır. İnsan onuruna saygıdır… Ve en önemlisi bu saygıda eşitliktir.
Cumhuriyet, önce hakkaniyettir. Adalete güvendir. Yargı üstünlüğüdür. Kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin değil, hukukun üstünlüğüdür.
Cumhuriyet, ekmek ve emeğin, birilerinin dudakları arasındaki kelama değil, alınterine bağlı olmasıdır. İnsanın kendini güvende hissetmesidir.
Cumhuriyet, yarından korkmamaktır. Çocuklarımızın bugün ya da ilerideki günlerde başlarına gelebileceklerden korkmadan yaşamaktır… Her an ölümlerle, işkencelerle, zulümlerle, haksızlıkla, yoklukla ve yoksullukla sınanacaklarını akla getirmemektir.
Cumhuriyet, ayrımcılığı önlemektir. Yaşamın her alanında her tür ayrımcılığa karşı çıkmak, ayrımcılık belasını başımızdan defetmektir. Ayrımcılık kalleşliğini ve zulmünü sürdürenleri durdurmaktır.
Cumhuriyet çoğulculuktur. Yeryüzü sofrasında çoğulculuğun farklı tatlarını, nimetlerini, renklerini zenginlik saymaktır. Bu zenginlikle daha da çoğalmak ve bu zenginliği paylaşmaktır.
Cumhuriyet, azınlığın, mağdurun, haksızlığa uğrayanın, sömürülenin hakkını her şeyin üzerinde tutmaktır.
Cumhuriyet umuttur. Daha güzel bir dünya, daha güzel bir memleket, daha güzel bir gelecek mümkün umududur.
Cumhuriyet, bu umuda sarılmak, bunu gerçekleştirmek için çalışmak, bu ideal için aydınlanmadan, ilimden, bilimden, eğitimden güç almak, evrensel ve çağdaş değer ölçülerini sımsıkı kucaklamaktır.
Cumhuriyet, sevmektir. Vatanını, memleketini sevmek, dünyayı sevmek, insanı sevmek, doğayı sevmektir.
Şu son tümce, beni, PEN Türkiye Yazarlar Derneği olarak kamuoyuna duyurduğumuz, Cumhuriyet Bayramı açıklamamıza getirdi… Bir kez daha kayıtlara geçsin diye sizlerle paylaşırken hepinizin Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyorum.
Cumhuriyet aşktır
“Aşkolsun Cumhuriyeti kuranlara, yaşatanlara…
Cumhuriyet aşktır.
Aşk, yaşatmaktır.
Yaşamak, iyiye, güzele, çağdaşlığa akmaktır.
Akmak ışık olmak, aydınlatmaktır.
Aydınlık, kadın-erkek birlikte dünyayı
daha mutlu bir geleceğe taşırken,
ülkenle gurur duymaktır.
Biz Türkiye deyince Atatürk’ün Türkiye’si,
Cumhuriyet deyince, Atatürk’ün kurduğu
Cumhuriyet’le mutlu olmaya, gurur duymaya
devam ediyoruz.
Aşkın sonsuzluğuna inanıyoruz.” (Cumhuriyet Gazetesi)
Haftanın Şiiri
Bağımsızlık Gülü/Ceyhun Atuf Kansu
Yerden alıp o gülü
Hangi gülü?
Bir topçu neferinin
Sakaryalı yaz toprağında
Sıcak kan gülü.
Alıp koklamak o gülü
Hangi baharda?
Türkçenin özgür kırlarında
Türkülerde burcu burcu,
Bilgeliğin ana gülü!
Bir basmadan alıp o gülü,
Hangi basmadan?
Nazilli fabrikasından
Pamuğumuzdan, emeğimizden,
Dokuduğumuz halk gülü.
Hoyrat ellerinden alıp o gülü
Hangi ellerden?
Uzak Teksaslı çobanların
Bilmediği, uğruna can vermediği
Türkiyeli o çileler gülü.
Yerine koymak, kutsamak o gülü,
Hangi yerine?
Mustafa Kemal’in bahçesine
Bir ulusun suladığı beslediği
Yediveren bağımsızlık gülü!
Haftanın Sanat Gündemi
Aşık Veysel 124 yaşında
Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyü sakinleri, doğumunun 124. yılında halk ozanı Aşık Veysel Şatıroğlu’nu unutmadı.
Ozanının yaşamını yitirdiği ve daha sonra müzeye dönüştürülen evde bir araya gelen Veysel’in köylüleri, komşuları ve akrabaları, türküler okudu, anılarını anlattı. Aşık Veysel’in mezarını ziyaret eden köylüler, burada dua okudu.
Aşık Veysel: Benim sadık yarim kara topraktır
Aşık Veysel Şatıroğlu, 1894’te Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan Köyü’nde dünyaya geldi. Çamşıhlı Ali ve Molla Hüseyin adlı saz ustalarından ders alan Veysel şiirlerinde, yurt sevgisi, kardeşlik, birlik, dünyanın geçiciliği, ölüm ve sevgi temalarını işledi. Veysel, bir dönem Türkiye’yi dolaşarak Köy Enstitüleri’nde saz hocalığı yaptı.
20. yüzyıl aşık halk edebiyatının önemli temsilcilerinden biri olan Aşık Veysel’in deyişleri, 1970’li yıllarda Hümeyra, Fikret Kızılok ve Esin Afşar gibi bazı müzisyenler tarafından da düzenlendi.
Veysel’in şiirleri, “Deyişler”, “Sazımdan Sesler”, “Dostlar Beni Hatırlasın” isimli kitaplarında toplandı.
Asıl adı Veysel Şatıroğlu olan sanatçının iki kız kardeşi, çiçek hastalığına yakalanarak hayatını kaybetti. Aşık Veysel de 7 yaşında aynı hastalıktan dolayı gözlerini kaybetti. Babasının kendisine oyalanması için aldığı sazla önce başka ozanların türkülerini çalmaya başlayan sanatçı, daha sonra Ahmet Kutsi Tecer’in teşvikiyle kendi türkülerini yazıp söyledi. Aşkla kutluyoruz.
Sokaklarda kitap dağıttılar
Rize’de devam eden ‘Rize Kitap Günleri’ etkinlikleri kapsamında yazarlar, kentteki kahvehane ve sokaklarda vatandaşlara kitap hediye etti.
Rize’de Kitap Günleri, değişik etkinliklerle sürüyor.. Rizeli yazarlardan oluşan bir grup ellerinde kitaplarla sokaklarda dolaşıp, vatandaşlara kitap hediye etti. Yazarlar Mehmet Eli Güneş, Nazım Uzun, Ömer Yazıcı ve Mukadder Karakaş, Deniz Caddesi üzerindeki kafe ve kahvehanelere girerek ellerindeki kitapları tanıtıp vatandaşlara verdi. Yazarlar, kitap hediye ettiği genç, yaşlı onlarca kişiyi, valilik yanında kurulan ‘Rize Kitap Günleri’ çadırına da davet etti.
Yazar Mukadder Karakaş, güzel bir çalışmanın içerisinde olmaktan büyük mutluluk duyduğunu ifade ederek, “Rizeli yazarlar olarak halkımıza kitap hediye ediyoruz. Bu etkinlik bizi çok mutlu etti. Kitapların okurlarla buluşması için bu tür etkinliklerin artmasını istiyoruz” dedi.
Yazar Ömer Yazıcı, kitap fuarı ile kentte önemli bir eksikliğin tamamladığını belirterek, “Harika bir organizasyon oluyor. Bugün de Rizeli yazarlar olarak Rizelilere kitap hediye etme faaliyetinin içinde olduğumuz içinde çok mutluyuz” diye konuştu.
Yazar Nazım Uzun, kitap fuarının çok geç kalınmış bir faaliyet olduğunu kaydederek “İnsanlara nasıl faydalı olabiliriz diye düşünerek kitap dağıtmaya karar verdik. Sokaklara çıktık, inşallah devamı gelir” ifadesinde bulundu.
Kahvehanesinde kitap dağıtılmasından son derece memnun kaldığını ifade eden Hüseyin Özkan ise, Rizeli yazarlarla tanışmak açısından da güzel bir etkinlik olduğunu anlattı, dağıtılan kitaplar için de teşekkür etti.
Hasan Ali Yücel’in yaşamı belgesel oldu
Atatürk’ü Mahir Günşiray canlandırdı
Hasan Ali Yücel’in yaşamını ve Köy Enstitüsü’nü kurmasını konu edinen ‘Yücel’in Çiçekleri’ adlı belgesel filmin çekimleri tamamlandı. Belgeselin drama bölümünde Atatürk’ü Mahir Günşiray canlandırdı
Hasan Ali Yücel’in yaşamı ‘Yücel’in Çiçekleri’ adıyla belgesel film haline getirildi. 1938 – 1946 arasında milli eğitim bakanlığı yapan, 1940’da Köy Enstitüsü’nü kuran Yücel’in hayatını ve çalışmalarını konu edinen belgesel filmin yönetmenliğini Cengiz Özkarabekir yaptı.
Habertürk’ten Mehmet Çalışkan’ın haberine göre Hasan Ali Yücel ve dönemin İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’un yaşam hikâyeleri üzerinden yola çıkılarak oluşturulan ‘Yücel’in Çiçekleri’nin zemini büyük zorluklarla kurulan Köy Enstitüleri üzerine oturtuldu.
‘Yücel’in Çiçekleri’nin çekimlerinde Hasan Ali Yücel’in kişisel eşyaları da kullanıldı. Senaryosunu da Cengiz Özkarabekir’in yazdığı belgesel, Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Başkanı Prof. Dr. Kemal Kocabaş ile Hasan Ali Yücel’in kızı Gülümser Yücel’in danışmanlığında çekildi.
Cengiz aytmatov’un doğumunun 90. yıl dönümü
Cengiz Aytmatov’un doğumunun 90. yıl dönümü Azerbaycan’da kutlandı. Aytmatov’un doğumunun 90. yıl dönümü kutlamaları kapsamında başkent Bakü’de Samed Vurgun Devlet Tiyatrosu’nda Kırgız sanatçılar tarafından Aytmatov’un “Cemile” adlı oyunu sahnelendi.
Azerbaycan Kültür Bakanı Ebülfes Garayev, burada yaptığı konuşmada, Aytmatov’un dahi bir yazar olduğunu vurgulayarak, “Cengiz Aytmatov bize büyük bir miras bıraktı ve hatırası hafızalarda sonsuza kadar yaşayacak.” ifadesini kullandı. Aytmatov’un Azerbaycan’ı çok sevdiğini belirten Karayev, kendisinin sık sık bu ülkeyi ziyaret ettiğini anlatı. Karayev, kişisel olarak da Aytmatov’u tanıdığını dile getirerek, onu kaybetmiş olmaktan duyduğu üzüntüden bahsetti. Uluslararası Türk Kültür ve Mirası Vakfı Başkanı Günay Efendiyeva, Aytmatov’un eserlerinin Kırgızistan’ın zengin kültür ve geleneğini yansıttığını kaydederek, “Ama Aytmatov diğer büyük yazarlar gibi ne kadar milliyse bir o kadar da beşeridir.” ifadesini kullandı.
Yazarın eserlerinin tüm dünyada ilgiyle karşılandığına işaret eden Efendiyeva, “Türk dünyası bu dahi yazarla gurur duyuyor.” dedi. Azerbaycan Yazarlar Birliği Başkanı Anar Rızayev da Aytmaov’un Allah vergisi bir yeteneğe sahip olduğuna dikkati çekerek, “Cengiz’in çocukluk ve ergenlik yılları zor geçmişti ve babası Stalin baskılarının kurbanıydı. Bu, yazarın yaratıcılığına yansımadı. Onun manevi değerleri ön planda tuttuğu tüm eserleri okuyucular üzerinde derin bir izlenim bırakıyor.” değerlendirmesinde bulundu. Cengiz Aytmatov’un oğlu, Kırgız diplomat Askar Aytmatov ise çocukluk yıllarında, babasının kendisini Bakü’ye götürdüğünü belirterek, o zamanlar Azerbaycan’ı ne kadar çok sevdiğini anlattı.
Bir Portre: Ahmet Özer
1946 yılında Trabzon / Maçka’da doğdu. Trabzon Lisesi’ni, Fatih Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü’nü bitirdi. Anadolu Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde lisans eğitimi gördü.
Değişik öğretim kurumlarında 29 yıl Türk dili öğretmenliği yaptı.
1996’dan 2015’e değin Bilkent Üniversitesi İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi’nde Öğretim Görevlisi olarak çalıştı.
İlk şiiri 1966’da yayımlandı.
Sanat yönetmeni olduğu Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi Kıyı’da, 1981-2017 sürecinde şiirleri, değişik türdeki ürünleriyle yer aldı.
1997-2001 arası 14 sayı yayımlanan Bilkent Üniversitesi Kültür-Sanat-Edebiyat Dergisi 4 Mevsim’in sanat yönetmenliğini yaptı.
Değişik gazetelerde yüzlerce köşe yazısı yayımlandı.
Araştırma-inceleme, deneme, tanıtı, söyleşi… türlerinde kimileri yayımlanmış pek çok yazısı bulunuyor.
11 Şubat 1999 tarihli Cumhuriyet gazetesi Cumhuriyet / Kitap eki, Eylül 2001(S.126) tarihli Damar Kültür-Sanat-Edebiyat Dergisi, Mart / Nisan 2002 (S.17) tarihli Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi, Yom/Sanat, Kasım / Aralık 2016 (S.304) tarihli Kültür Sanat Dergisi Kıyı yaşamı ve sanatı üzerine özel sayı olarak yayımlandı.
Yurdun pek çok yerinde düzenlenen sempozyumlarda, açıkoturum ve panellerde konuşmacı oldu. Yurtdışında düzenlenen kimi edebiyat etkinliklerine katıldı.
Yüzlerce radyo programında, pek çok TV etkinliğinde yer aldı. Kıyı’nın kurucusu Ahmet Selim Teymur anısına senaryosunu yazdığı yayımlanmış bir belgeseli bulunuyor.
39 kitabının yanı sıra birçok ortak kitapta yazılarına yer verildi, yüzlerce dosyanın editörlüğünü yaptı.
Değişik türdeki yazıları yardımcı ders kitaplarına alındı, pek çok antolojide şiirleri yayımlandı; şairler ve yazarlar sözlüklerinin çoğunda, ansiklopedilerde adına madde açıldı.
Söke’nin Yuvaca köyündeki bir sokağa adı verildi.
Şiirleri; değişik dillerin yanı sıra, Necdet Adabağ’ın İtalyanca yayıma hazırladığı Antologia della poesia turca contemporanea’da, Nevzat Yusuf Sarıgöl-Nermin Yusuf’un Romence çevirisiyle Romanya’da çıkan Poezie turcă modernăda, Gino Leineweber’in yayıma hazırladığı Leaves of Autumn (İnternational Poetry) adlı antolojide yer aldı.
50. sanat yılı Ankara, Antalya, İzmir ve Karaburun’da değişik etkinliklerle kutlanan Ahmet Özer’in yaşamı, şair Çiğdem Sezer’in kaleminden Akan Söz Çınlayan Zaman adıyla kitap olarak yayımlandı.
Yayımlanan Kitapları
Ş i i r
* Ayrı Beraberlikler, Türkiye Yazıları Yayınları, Ankara, Mart 1981, 80 s.
* Günle Dokunan, Dayanışma Kooperatifi Yayınları, Ankara, Eylül 1984, 63 s.
* Gecenin Kanayan Yerinden, Kerem Yayınları, Ankara, Mart 1987, 72 s.
* Söyle Yüzüm Tanığımsın, Cem Yayınları, İstanbul, 1990, 72 s.
* Aşklar Yedeğinde Ömrümüzün, Cem Yayınları, İstanbul, Kasım 1993, 87 s.
* Aşkın Taçyaprağı, Bilgi Yayınevi, Ankara, Mart 1998, 95 s.
* Sözümüz Vardı, Bilgi Yayınevi, Ankara, Kasım 2001, 112 s.
* Bir Şehrin Boynundayız, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2011, 118 s.
*Kardeş Yağmurlar, Çocuklar İçin Şiirler, (Resimleyen: Mustafa Delioğlu) Usar Yayınları, İstanbul, Şubat 2018, 72 s.
* Suları Çekilen Nehir, Şiir, Bilgi Yayınevi, Ankara, Mart 2018, 104 s.
Okuma Önerileri
1.Tek Adam (3 Cilt)/ Şevket Süreyya Aydemir/ Remzi Kitabevi