Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) ait güvenlik öncelikleri ve tehditlerin yer aldığı, 23 sayfalık ¨ABD Geçici Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi¨ 3 Mart 2021’de açıklandı.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Ulusal Güvenlik Stratejisi kapsamında yaptığı konuşmada, Biden döneminin dış politikasında öne çıkacak öncelikleri sıraladı. Çin’i 21’inci yüzyılın en büyük jeopolitik sınavı olarak niteledi.
ABD ordusunun Hint-Pasifik ve Avrupa’da varlığı artacak. Birinci öncelik Çin, ikinci öncelik Rusya… ABD, var olan ve geliştireceği yeni ittifaklarla Çin ve Rusya’ya karşı koyacak. Çin’in gücünü sınırlandırmak ve Rusya’ya karşı koyabilmek için ABD’nin yeni ortaklara ihtiyacı var. ABD, NATO ve AB’yi bu amaçla kullanırken, yeni kuracağı ittifaklarla hedefine ulaşmayı öngörüyor… Pasifik’te ve Avrupa’da, NATO, AB ve diğer müttefiklerinden yararlanarak askeri varlığını artırırken; Karadeniz, Orta ve Doğu Avrupa’da, Baltık bölgesinde Rusya’yı kuşatıcı bir strateji izleyecek. Yunanistan’da yeni üsler elde ederken, özellikle Girit ve Dedeağaç’ta konuşlandığı üslerle Boğazlar’ı, Ege ve Doğu Akdeniz’i kontrol edecek. ABD’ye Boğazları ve Marmara’yı kontrol etme olanağı sağlayan Dedeağaç, Karadeniz’e sıçrama tahtası özelliğini de taşıyor. Dedeağaç, aynı zamanda Çin’in ¨Bir Kuşak ve Bir Yol¨ projesinin Avrupa’ya giriş kapısı niteliğinde. ABD bu giriş kapısına pençesini atıyor… Dedeağaç’a yerleşen ABD, Türkiye’ye karşı sınırda bir tampon bölge oluşturuyor… Bu, Türkiye açısından stratejik bir durumdur…
Ortadoğu ise, Hint-Pasifik ve Avrupa’dan sonra ABD için üçüncü öncelikli. ABD, Ortadoğu’da İran’ın gücünü sınırlandırmak; İran’ın Irak ve Suriye’deki askeri varlığını etkisizleştirmek; bölgede İsrail’in ulusal güvenliğini korumak için sadece gerekli düzeyde kuvvet bulunduracak. ABD’nin ağırlık merkezi, Çin ve Rusya…
ABD Dışişleri Bakanı Blinken diplomasinin, yani yumuşak güç kullanımının öncelikli olacağını; ancak dünyanın en güçlü ordusuna sahip olmayı sürdüreceklerini belirtti. Yani, ancak sert gücün (ordunun) etkisiyle diplomasiden başarılı sonuçlar alınabileceğini vurguluyor. Dünya yıllık askeri harcamasının yaklaşık yüzde 40’ına sahip olan ABD, bu üstünlüğünü sürdürecek. Yani, savaş çarkı dönmeye devam edecek… ¨Savaş için para, para için savaş.¨ Dünya’da, 25 küresel silah şirketinin yıllık bilançosu yaklaşık 361 milyar dolar. 25 küresel silah şirketinin 12’si ABD’de ve yıllık cirosu yaklaşık 220 miyar dolar… ABD bu pastayı paylaşmak ister mi? Kesinlikle hayır…
ABD Dışişleri Bakanı, demokrasi için, maliyeti yüksek askeri müdahalelerle ya da otoriter rejimleri güç kullanarak devirmeye çalışmayacaklarını, bu taktiklerin geçmişte denendiğini, Biden yönetiminin bunu farklı şekilde yapacağını söyledi. Afganistan’da 41 yıldır iç savaş var. Irak’ta 20 yıldır iç karışıklık devam ediyor, üç parçaya bölündü. Libya ve Suriye’de 10 yıldır iç savaş sürüyor, her iki ülke parçalandı… ABD, bu ülkelere demokrasi getirmek gerekçesiyle müdahale etmişti. Demokrasi yerine, bitmeyen kan ve gözyaşı var… Demek ki ABD bu ülkelerden ders almış, Biden döneminde müdahaleyi doğrudan değil, vekiller üzerinden yapacak. HİBRİT Savaş’ın gereğini uygulayacak. Ekonomik yaptırımlar, sokak hareketleri, bazı devletleri, devlet dışı aktörleri ve terör örgütlerini kullanılarak sonuç alınmaya çalışılacak…
Türkiye ne yapmalı?
Yaklaşık 1300 kilometrelik Irak ve Suriye sınırı, Türkiye için terör üreten bir coğrafyaya dönüştü. Türkiye’yle 130 kilometre sınırı bulunan Suriye İdlib, IŞİD/DEAŞ ve El Kaide türevi terör örgütleri açısından ABD’nin ikinci Afganistan’ı oldu. YPG/PKK terör örgütü, PKK terör örgütünün 10 katı bir güce ulaştı. Bu tehditler, ABD’nin sayesinde oldu…Ayrıca, bir göç mühendisliği projesi sonucu, dünyanın en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan ülke Türkiye. Ardından Pakistan yer alıyor. Türkiye’de yaklaşık 4 milyon, Pakistan’da yaklaşık 1.5 milyon sığınmacı var…
Doğu Akdeniz, Ege ve Kıbrıs’ta, ABD Yunanistan’ı tercih eder duruma geldi. Yunanistan ABD için ¨Anahtar Müttefik¨; Türkiye ABD için ¨Sözde Stratejik Ortak¨ oldu…
Türkiye, zaman kaybetmeden bölgesel ittifaklara yönelmeli… Mısır, İsrail, Irak, İran ve Rusya vasıtasıyla Suriye’yle ittifaklar kurmalı. İçerde kutuplaşmayı gidermeli; liyakat sistemini esas almalı, dışarıda diplomasiyi etkin kılmalı…
¨Başkasını ve kendini bilirsen, yüz kere savaşsan tehlikeye düşmezsin; başkasını bilmeyip kendini bilirsen bir kazanır bir kaybedersin; ne kendini ne de başkasını bilmezsen, her savaşta tehlikedesin.¨ demiş Sun Tzu… Ne zaman? 2.500 yıl önce…