Tuncay, Türkiye’nin normalleşmesinin önemine vurgu yaptı
Türk Eğitim-Sen Hatay Şube Başkanı Recep Tuncay, açıklamasında, Türkiye’nin normalleşmek zorunda olduğunu bildirdi, kamuda huzur kalmadığını ifade etti ve “Bunu sağlamak hepimizin boynunun borcudur. Siyasi anlayış fark etmez, bugün bize huzur veren ama yanlış olan bir değerlendirme yarın başımıza çorap örer, roller değişir mutsuzlar grubu değişir. Mesele hepimizin mutlu ve huzurlu olmasıdır. Bu temin edilmeli. Sağlam bir ülke demokrasi temelinde, hukuk temelinde bir ülke meydana getirmek zorundayız. Adalet, hak, hukuk olmadan huzuru bulabilmek mümkün değildir. Mutlu gibi görünenler dahi mutlu olamaz. Çünkü tepemizdeki çatı ortak. Bir takım imkanları olanlar da bu çatının altında mutsuzlar da bu çatının altında. O nedenle bu çatı çökerse mutlu görünenler, imkanları olanlarda aynı çatının altında hep birlikte kalırız. O nedenle temel doğruları, adaleti ve hakkı savunacağız” değerlendirmesinde bulundu.
Terörle mücadeleyi sonuna dek destekliyoruz …
Terörün son süreçte yine tırmanışa geçtiğini belirten Tuncay, Türkiye Kamu-Sen olarak terörle mücadeleyi sonuna kadar desteklediklerini bildirdi ve şunlara değindi: “Bu mücadelede hükümetimizin, devletimizin alacağı her kararın, amasız, lakinsiz arkasındayız. Şehitlerimizi bu vesile ile rahmet ve minnetle yad ediyorum. Onları unutmamalıyız. Onları sözle hatırlamak bir şey ifade etmez, geride bıraktıkları ana, baba, evlatlarına, eşlerine sahip çıkmalıyız. Evlatlarını baş tacı etmeliyiz acılarını hatıralarını ancak böyle paylaşabiliriz. Bizim en tebaruz etmiş özelliğimiz milli bir sivil toplum kuruluşu olmamızdır. Ülkenin geleceğini düşünen, milli birlik ve beraberliği huzuru ve mutluluğunu, sendikal mücadelenin merkezine koymuş bir konfederasyonuz. Sendikal mücadele demokrasi ile beraberi büyüyen bir mücadeledir. Bir anlamda, ne kadar demokrasi o kadar hak, ne kadar hukuk ve adalet, o kadar sendikal hak demektir. Bunları elde etmek içinde mücadele lazım, yanlışlara teslim olmamalıyız. Evlatlarımızın geleceği için, bu ülkenin huzuru için, siyasi angajmanlardan önce bu coğrafya da yaşayan, etnik kökeni, ideolojisi ne olursa olsun vatan haini olmamak şartıyla herkesi kucaklamanın önemine inanan bir konfederasyonuz. Bu coğrafyadan besleniyoruz, bizim değerlerimiz bu milletin asırlardır inandığı milli ve manevi değerlerdir. Bizi biz yapan değerlerdir. Bu değerler etrafında bir yumruk gibi olmak zorundayız.”
Toplu sözleşme masasında mücadelemizi vereceğiz …
Yaklaşan toplu sözleşme dönemini de değerlendiren Tuncay, “Ağustos ayında başlayacak toplu sözleşme görüşmelerinde kamu çalışanlarının hakları için Türkiye Kamu-Sen olarak var gücümüzle mücadele edeceğiz. Ağustos’ta toplu sözleşme var. Masada mücadelemizi vereceğiz. Ekonomik büyümeden pay istiyoruz. Birinci çeyrekte yüzde 5 büyüme var, o halde payımızı verin. Oransal zamlar kamu çalışanlarının refahını artırmadı. Alım gücünü reel olarak yükseltmedi. Sayın Başbakan ve Maliye Bakanı, ‘Memurları enflasyona ezdirmedik’ diyorlar. Enflasyon kadar zam ‘Sıfır zam’ demektir. Nasıl bir zam politikası güdülmeli? Her yıl refah payı uygulaması getirilmeli, ekonomik büyüme yüzde beş mi? Yüzde ikisini çalışan kesime vereceksiniz ki, alım gücümüz artsın. ‘Elli yıl önceye göre iyiyiz”’diyorlar. O zamanlar televizyon, buzdolabı, çamaşır makinesi, insanların altında arabası yoktu. Bugün hepsine ihtiyaç var. İhtiyaç çeşitliliği her geçen gün artmaktadır. Bu milletin her ferdi en güzel şekilde yaşama hakkına sahiptir. Şükredeceğiz elbette ama hakkımızı da talep edeceğiz. Hakkımız olan peşkeş çekilirken, birileri malı götürürken kimse bizi keriz yerine koymasın. Bu toplu sözleşme de hakkımızı yine arayacağız” dedi.
Sendikalar demokratik hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır …
Kamuda Performans Sistemi ve 657’ye ilişkin tartışmaları da gündeme taşıyan Tuncay, açıklamasının sonunda şunlara yer verdi: “Türkiye Kamu-Sen olarak bu konularda yılmadan mücadeleye devam edeceğiz. Performans diye bir sistem üzerinde çalışılıyor. Bizimde görüşlerimiz soruldu. Çalışanı elbette taltif edelim ama performans değerlendirmesinin objektif kriterlere dayanması lazım. İyi niyetle dahi yapılsa anladığımız anlamda, hakkın teslim edildiği bir performans değerlendirmesinin getirileceğine inanmıyorum. O nedenle bu konuya dikkatle yaklaşmamız lazım.
Sendikalar demokratik hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır, aslında siyasi partiler derler doğrudur ama sivil toplum gerçek anlamda görevini yapıyorsa o ülke yönetiminde, katılımcı demokrasi bakımından son derece öneme sahiptir. Biz Türkiye Kamu-Sen olarak ‘Bu ülke yönetiminde sorumluluk almaya varız. Elimizi taşın altına hep birlikte koyalım’ diyorum. ‘Ekonomik büyümeden pay istiyoruz’ dedik, ama küçülme var ise ondan da payımıza düşeni alalım, diyoruz. Türkiye ekonomisi batarken ‘Hep bana demiyoruz’ Biz Türkiye sevdalısıyız. Bu millet için her bedeli ödemeye razıyız.” -Mehmet ÖZGÜN-