Adanalı bir çorbanın… Hatay versiyonundayız!

2017 senesinde başladığı Gastronomi yolculuğunu UNESCO etiketi ile sürdüren Hatay, Gaziantep ve Afyonkarahisar’ın da yer aldığı kentsel rekabet içinde kurumsal bir kimlik yaratmaya çalışıyor. 600’ü aşkın yemeğin zenginliğinde pişen görkemli menüsü ile şekillenen Gastronomi Evi, bu kimliğin önemli bir parçası. Peki, “600 denen listenin başında, gelenlere sunulan, Adana imzalı Analı Kızlı da ne” diye sorsak […]

2017 senesinde başladığı Gastronomi yolculuğunu UNESCO etiketi ile sürdüren Hatay, Gaziantep ve Afyonkarahisar’ın da yer aldığı kentsel rekabet içinde kurumsal bir kimlik yaratmaya çalışıyor. 600’ü aşkın yemeğin zenginliğinde pişen görkemli menüsü ile şekillenen Gastronomi Evi, bu kimliğin önemli bir parçası. Peki, “600 denen listenin başında, gelenlere sunulan, Adana imzalı Analı Kızlı da ne” diye sorsak mı? “Başka bir kentin tescilli çorbasının Hatay versiyonu ile misafirlere ‘hoş geldin’ demek niye” diye de eklesek mi?

Gastronomi, çok eski bir kelime. Hatta tarihi o kadar düne ve derinliğe iniyor ki, eski Yunan’a kadar ulaşıyor. Anlatılana göre, eski Yunanca γαστήρ -τρός “mide” ve νομία “kural” sözcüklerinden türetilen bileşik bir kelime, Gastronomi. Yemek ve kültür arasındaki ilişkiyi anlatıyor. Zengin, hassas ve iştah açıcı yiyecekleri hazırlama ve sunma sanatını da. Anlatırken de, belirli bölgelerin pişirme stilleri ve iyi yeme bilimini de inceliyor.
Bugüne gelinen noktada, Gastronomi, bir kentin güçlü bir marka haline getirilmesi için ortaya konan yol haritasının da en önemli koordinatları durumunda. Öyle ki, o kentte marka olmayı destekleyecek değerlerin ve niteliklerin merkezi halinde. Ancak, oluşturulmak istenen kent markasının, hedeflenen kitlenin zihninde ‘rekabetçi üstünlük taşıyan bir konuma’ yerleştirilmesi de önemli.
Bugün, bu rekabetin en can alıcı noktalarından birindeyiz. Hatay Gastronomi Evi’nde. Dinlere, dillere, kültürlere, farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış, bu ev sahiplikleri sırasında biriktirmiş, biriktirdikçe de zenginleşmiş bir şehrin yemeklerinin kaynadığı, servis edildiği, hatta tescillenmiş adresindeyiz. Hataylı bir turizmcinin dediği gibi… “Bir kent, insanlar tarafından çeşitli amaçlarla ziyaret edilir. Yiyecek-İçecek faaliyetleri, bu anlamda ziyaretçiler için başlı başına bir çekim unsurudur. Hatta seyahat firmaları tarafından düzenlenen Gastronomi Turları kapsamında kent kent dolaşan, sadece yemek yemek için kilometreler kat eden milyonlardan bahsediyoruz. Giderek önemi artan bir sektörden bahsediyoruz. Bu nedenle işinizi şansa bırakamazsınız. Detaylara hakimiyetiniz kadar başarılısınız. O anlamda ifade ettiğiniz şey, olmaması gereken bir şey! Başka bir kente ait mutfak hikâyesini kendi gastronomik hikâyeniz içine yerleştiremezsiniz! Bu, olmaz! Olursa da şık durmaz.”
-HİKAYEMİZ!-
İfade edilendeyiz… Hatay Gastronomi Evi’nin, 600’ü aşkın yemek zenginliğindeki coğrafya paylaşımında, tescili Adana’ya ait bir çorbanın Hatay versiyonundayız, ama öncelikle bir şeyin altını özenle çizelim… Dünya mutfakları arasında yer alan Türk Mutfağı, bazen bizim bile bilmediğimiz, bilemediğimiz lezzetler barındırıyor. Her yörede ayrı nefis yemeklerle karşılaşacağınız Türkiye yöresel yemeklerinin bazıları dünya radarına öylesine girmiş ki, bugün tam 3 şehir (Hatay, Gaziantep, Afyonkarahisar), UNESCO yaratıcı şehirler listesinde gastronomi alanında sayılı şehirler arasında gösteriliyor.
Hatay’da duralım mı, “Anlı Şanlı Antakya-Hatay Mutfağı” denende? Bu konuda paylaşılan bir bilgi, keyif veriyor… “Gaziantep’e komşu Hatay, yemek çeşitliliğinden nasibini almış, parmaklarınızı yedirtecek lezzetler barındırıyor. İlk olarak mezelerden mi başlasak, yoksa ana yemekleri mi saysak, bilemedik ama… Bitirişi mutlaka künefeyle yapmanızı tavsiye ediyoruz.”
-VE ÇORBA!-
Tavsiyelerin adres tespiti, hep aynı noktada buluşuyor. Hatay Gastronomi Evi’nde… Burası, 600’ü aşkın çeşit yemekleri ile bir Gastronomi kenti olan, Medeniyetler şehri Hatay coğrafyasının “damak zevki” denen noktası. Her gün değişen menüsü, içindeki ana yemekleri ve tatlıları, vazgeçilemeyen mezeleriyle en çok da. Ancak, bu adresi bugün bu sayfaya taşıyan yemek, bir çorba! Adana Ticaret Odası tarafından tescil edilmiş, Adana Mutfağı’na ait olduğu onaylanmış, ancak Hatay’daki birçok evde versiyonu pişen bir çorba!
Hatay Gastronomi Evi’nin menüsünde, neden tescilli bir Adana Mutfağı çorbasının versiyonuna yer verilmiş, tartışma konusu. Menüde, Hataylı olmayan bir tat barındırmak nasıl bir strateji, bu da!
-TESCİLLİ!-
Tescil Tarihi 26.10.2020 olarak bilinen Analı Kızlı Çorbası’nı ‘menüsünün en tepesine’ başlangıç olarak koyan Hatay Gastronomi Evi’nin bu tercihinde duranlar, içtikleri ve tattıkları Analı Kızlı Çorbası’nın Hatay versiyonunu da beğendiklerini söylüyor.
Bilmeyenler için hatırlatalım! Analı Kızlı Adana Çorbasının Hatay versiyonunda, köfte ve şiş börek karışımından oluşan bir karışım var ! Çünkü orjinal bir Analı Kızlı Çorba, tescil aldığı tarif itibariyle; ANA adı verilen, ‘yaklaşık 3 cm çapında, 35-40 g ağırlığında’ içli köfteler ile KIZ adı verilen, içli köftenin dış hamurundan yapılan, yaklaşık 1 cm çapında, yaklaşık 2 g ağırlığında kürelerin et suyunda, ayçiçek yağı, soğan, biber salçası, nohut, baharat ile pişirildiği bir çorba…
İfade edilene göre… Adana Analı Kızlı, aile içinde annelerin, kızlarına; köfte hamur ve iç malzeme bilgisini, hamuru yuvarlama, oyma, doldurma, kapama ve pişirme becerilerini aktarmasının bir sembolü olmuş, özgün bir yemek.
-CEVAP!-
Özetle, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından, “Bu coğrafi işaret (Analı Kızlı), 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında, 14.11.2019tarihinden itibaren korunmak üzere 26.10.2020 tarihinde tescil edilmiştir” denilen bir tatta dururken, Hatay’ın 600’ü aşkın yemek zenginliğinin zirvesine neden bir Adana Çorbası versiyonu koyduğumuzun cevabını arıyoruz.
Bu konuda konuşmak, eldeki için bir şeyler söylemek isteyen olur mu? Tamer Yazar

Exit mobile version