Afrin operasyonu tehdidi yok eder mi?

Afrin yerine Fırat’ın doğusunda yapılacak bir operasyon, politik hedefin gerçekleştirilmesi yönünden daha uygun değil mi? Hem PKK’nın zayıflatılmasını hem de ABD’nin planının sekteye uğratılmasını sağlamaz mı? Birinci öncelikli tehdit Afrin değil, ABD’nin yerleştiği Fırat’ın doğusu… Afrin operasyonu yaklaşık bir yıldır gündemde. PYD/PKK, tam üç yıl önce, 29 Ocak 2014’te Afrin’i bir kanton olarak ilan etti.(1) […]

Afrin yerine Fırat’ın doğusunda yapılacak bir operasyon, politik hedefin gerçekleştirilmesi yönünden daha uygun değil mi? Hem PKK’nın zayıflatılmasını hem de ABD’nin planının sekteye uğratılmasını sağlamaz mı? Birinci öncelikli tehdit Afrin değil, ABD’nin yerleştiği Fırat’ın doğusu…

Afrin operasyonu yaklaşık bir yıldır gündemde. PYD/PKK, tam üç yıl önce, 29 Ocak 2014’te Afrin’i bir kanton olarak ilan etti.(1) Afrin kanton ilan edildiğinde, Türkiye’nin müdahalesi çok daha kolay olabilirdi. Keşke müdahale edilseydi. Menbiç’in kenarında, Fırat kıyısında Suriye’deki Türk toprağı Süleyman Şah Türbesi, 22 Şubat 2015’te tahliye edildi. Yerinde kalsaydı ve güvenliği için yeterli bir askeri güç konuşlandırılsaydı, Menbiç doğudan kontrol edilebilirdi. PYD/PKK, Menbiç’te bu kadar güçlenmezdi. Suriye’de, Fırat’ın doğusu da tümüyle PYD/PKK’nın işgalinde olmazdı. Keşke türbe tahliye edilmeseydi.

DURUM
ABD, Suriye’de Fırat’ın doğusunu tümüyle PYD/PKK’ya teslim etmiş durumda. Suriye coğrafyasının yüzde 30’u, enerji kaynaklarının yüzde 50’si PYD/PKK’nın elinde. PYD/PKK’nın 60 bin kişilik gücü var. Hedef, 100 bin kişilik düzenli bir ordu. Fırat’ın batısında da, Menbiç ve Afrin PYD/PKK’nın kontrolünde. Menbiç’te ABD; Afrin’de Rus askerleri var. ABD, Fırat’ın doğusu için Sınır Güvenliği Gücü kuracağını açıkladı. Bu gücün kuruluş hazırlıkları birkaç aydan beri devam ediyordu. ABD Merkez Kuvvetler Komutanı (CENTCOM) Orgeneral Joseph Votel, 22 Aralık 2017’de IŞİD/DEAŞ’ın canlanmasını önleme gerekçesini ileri sürerek, Suriye’de sınır muhafız birlikleri kuracaklarını duyurmuştu.(2) Sınır Gücü Türkiye sınırı, Suriye’de Fırat hattı ve Irak sınırı boyunca güvenliği sağlayacak. Yani, Fırat’ın doğusunda bir PKK devleti olacak. Bu, Türkiye’nin kabul edebileceği veya sessiz kalabileceği bir durum değil.
***
ABD Dışişleri eski Bakanı Condoleezza Rice, Ulusal Güvenlik Danışmanı iken 7 Ağustos 2003’te, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamında 23 ülkenin rejimiyle sınırlarının değişeceğini belirtmişti. Moritanya, Fas, Cezayir, Tunus, Libya, Mısır, Sudan, İsrail, Ürdün, Suudi Arabistan, Yemen, Umman, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Katar, Kuveyt, Irak, Suriye, Lübnan, Türkiye, İran, Afganistan, Pakistan’ın oluşturduğu ülkeler, 17 milyon kilometrekarelik bir coğrafyayı kapsamaktaydı.(3) ¨Arap Baharı¨nın sonuçlarını, tüm çıplaklığıyla görmeyen kalmadı. ABD, planından vaz geçmedi; BOP hedefine adım adım ilerlemeyi sürdürüyor. İran ve Türkiye de bu hedef içinde. ABD, Suudi Arabistan, BAE, İsrail ve diğer bazı ülkeler sabırsız…

AFRİN OPERASYONU NE SAĞLAR?
Savaşın hedeflerini siyaset belirler. Askeri gücün ele geçireceği hedef, savaşın siyasi amacını (politik hedefi) karşılayabilecek uygunlukta olmalıdır. Suriye’de, Türkiye’nin siyasi hedefi nedir? Elbette, BEKA sorununu yok edecek şekilde, PYD/PKK’nın Suriye’de etkisiz duruma getirilmesi ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması olmalıdır. Bu durumda, Afrin operasyonu devletin siyasi hedefini karşılayabilir mi? Cevap, hayır. Fırat’ın batısında, El Bab harekatı gibi PKK koridorunu kesmekle birlikte, Afrin taktik bir hedeftir.
***
Şırnak’ın Silopi ilçesinden-Fırat’a kadar olan bölgenin güneyinde, yaklaşık 550 kilometrelik sınır hattına PYD/PKK yerleşti. Fırat’ın doğusunun tümü PYD/PKK’nın işgalinde kaldığı sürece BEKA tehdidi ortadan kalkar mı? Hayır. Afrin ve Menbiç taktik hedeflerdir, bu nedenle siyasi hedefi tam olarak gerçekleştiremezler. O halde, siyasi hedefin BEKA tehdidini yok edecek şekilde belirlenmesi önem taşır. Bu da, birinci öncelik Fırat’ın doğusu, ikinci öncelik Afrin ve Menbiç’tir.
Askeri hedef, siyasi amacı karşılamalıdır. Her askeri hedef, öngörülemeyen siyasi ve ekonomik sonuçları kendi içinde barındırır. Politik ve askeri hedeflerin belirlenmesinde, duygusallık ve popülizm gibi yaklaşımların stratejide yeri yoktur. Stratejinin üç temel etmeni, kuvvet-zaman-mekan (yer) yaşamsal önem taşır. Hedef, stratejinin anahtardır. Mantıklı ve tutarlı olmayan hedeflere hiçbir strateji ile ulaşılamaz.

AFRİN OPERASYONUNUN SONUCU NE OLUR?
Afrin operasyonuyla, Suriye’de PYD/PKK tehdidi yok edilebilecek mi? Fırat’ın doğusunda, ABD’nin desteğiyle devlet olma yolunda ilerleyen Suriye’deki PKK’nın gücünde azalma olacak mı? Önemli olan, bu soruların cevaplarıdır…
Askeri hedef olarak Afrin’in ele geçirilmesi, Suriye’nin toprak bütünlüğüne ya da geleceğine ilişkin önemli bir sonuç oluşturmaz. Afrin operasyonu, ABD’nin Suriye’deki hedefini de olumsuz etkilemez. Asıl tehdit Afrin değil, ABD’nin yerleştiği Fırat’ın doğusu. ABD, Fırat’ın doğusunda Suriye’nin yaklaşık yüzde 30’una yerleşti. Fırat’ın batısındaki Afrin’e, Türkiye’nin yapacağı operasyon bu nedenle ABD’yi ilgilendirmiyor. Nitekim, ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), 16 Ocak 2018 günü Afrin’deki PYD’yi desteklemediklerini söyledi. Afrin operasyonu, PKK için de stratejik yönden bir kayba yol açmaz. Tersine, ABD, Türkiye’nin Afrin operasyonuna, Fırat’ın doğusunda yerleşen PKK’ya daha fazla destekle karşılık verebilir. Fırat’ın doğusunda, Suriye hava sahasını kapatan bir ABD ile karşı karşıya kalınabilir.

NE YAPMALI?
Birinci öncelikle Afrin yerine, Fırat’ın doğusunda (Tel Abyad-Rakka istikametinde) yapılacak bir operasyon, politik hedefin gerçekleştirilmesi için daha uygundur. Hem PKK’nın zayıflatılmasını hem de ABD’nin planının sekteye uğratılmasını sağlar. İkinci öncelik Afrin ve Menbiç olmalı. Bununla beraber, Türkiye için BEKA tehdidini ortadan kaldıracak en kestirme yol, Suriye rejimiyle/Esad’la işbirliği ve ittifaktan geçer. İttifak ve işbirliğiyle Suriye’deki PKK, çok daha az maliyetle, daha kısa sürede etkisiz duruma getirilir; ABD’nin planı bozulur. Bunun için, Suriye’nin toprak bütünlüğünü esas alan bir politika ve ulusal çıkarlar doğrultusunda belirlenen politik ve askeri hedefler önem kazanır…
İdlib ve çevresindeki 80-90 bin El Kaide motifli teröristin, yakın dönemde Türkiye için büyük bir tehdit oluşturacağı gerçeği de yeni bir stratejiyi gerektirir. Türkiye’deki ABD üsleri ve tesislerinin henüz kapatılmamış olması da ayrı bir soru işareti. 1975’te, ABD’nin 21 üs ve tesisi sadece ambargo nedeniyle kapatılmıştı…

Strateji savaşı kazanmak için düzenlenir. Yeni tehditlere sahip olmak için değil.
(1) odatv.com, 09.08.2017, 14:03.
(2) hürriyet.com, 14.01.2018, 17:43.
(3) Metin Aydoğan, Türkiye Nereye Gidiyor, 6. Baskı, Umay Yayınları, İzmir, 2007.

Exit mobile version