Haymana çalışma yıllarımda bile Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası soluklanma, kendime gelme olanağımdı. Biletler neredeyse çıktığı an tükenir. Ali Bey’in adı sürekli duyulurdu, dolaşırdı.
Meğer on yıllar sonra, o dönemin kurum yöneticisi Sevgili Ahmet Borova’yla tanışacakmışım! Büyük olay gerçekten.
Yazar-Romancı Fatih Atila’nın romanındaki kişilik olarak tanıdığım Borova’ya Sevgili Atila Ustamla ziyarete gidiyoruz. Birkaç gün önce hastaneden çıkmış. Ev, yeşil bir çevrede katlı yapı dairesi. Dikkat çekecek denli sessiz. Eşi ve oğlu da Ahmet Borova gibi güler yüzle karşılıyorlar bizi. Sıcacıktır dostluk. Yaşıyoruz… Ahmet Bey çok iyi epey hastane badiresi ardından. İyi ki öyle. İlk görüşüme karşın kırk yıllık ağabeyim. Tabii Fatih Atila’yı çok seviyorlar, Atila da onları…
CSO dinleti aralarında gazoz-gofret ziyafeti çektiğimi söyleyince, büfeyi anımsayıp gülüyor canım Ağabeyim. Ortak dostlar, zeki anlatılar sökün ediyor anılardan. Teknik sorularımı da yalınlıkla yanıtlıyor.
Fazıl Say ile Ahmet Say’ı, emeğini kişilik ve siyasal tutarlılığını Borova’dan dinlemek daha öğretici. Kimleri anmıyoruz ki… Sevgili Gürer Aykal’ın da tanıklığında bir anısı bizi neşeye boğdu. Güneydoğu Ağası bir “doğal” vekilin adamları telefonla, pek Sayın Vekil için, önümüzdeki dinletiye birkaç bilet ayrılmasını, yüksek şahsın müziği çok sevdiğini ekleyerek isterler. Borova istenen sayının fazla olduğunu ama araştıracağını söyler. Aradan bir hafta, on gün geçer. Bu kez bir yardımcı gelir elinde notla. Şöyle yazılıdır: “Ahmet Burana…” Dinleti bestesi Carl Orf’un Carmina Buranasıdır. Gürer Aykal başta, notu her okuyan kahkaha atmadan duramaz…
Bursa Belediyesi Bandosu?.. Dönemin idealist Belediye Başkanı, Ahmet Borova’dan bandoyu düzenlemesini, elden geçirmesini rica eder. Bando nota bilmeyen üyelerden oluşan adeta “selamsız bandosu”dur. Bir zaman emek verir Sevgili Borova. Ve gün gelir dinleti sunulur. Başarı görkemlidir.
Ne ki bir çıtkırıldım, milletvekili eşi, estetik meraklısı bir kadın vardır.
“Sevgili Borova,” der. “Bando harika. Siz ne büyük iş başarmışsınız. Ama sizden bir isteğim olacak. Ben görünüşe, güzelliğe çok önem veririm. Bandonun önünde duran şişman davulcuyu arkaya, şu nefesliyi çalan şişman bandocuyu sola…alamaz mısınız?..”
Kimlerle çalışmamış ki Borova. Prof. Dr. Şerafettin Turan’ın yücegönüllülüğünü, aydınlanma savaşçılığını, dil özenini, usta tarihçiliğini, Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı ile saygı-sevgi bağını nasıl unutabilirdik… Borova’nın dostlukları öyle böyle değil, candan, yürekten. Mutlu, Esen yıllar dilerim.
YORUMLAR