Aktif fay hatlarında Yapı inşa edilemez

Hatay’ın da aralarında olduğu 18 kent, 80’ni aşkın ilçe, 502 köyün doğrudan fay hatları ve zonları üzerinde yer aldığını söyleyen TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, bir kez daha uyardı. Son dönem yaşanan depremlerle beraber bir kez daha tartışılan ‘yapı stoku’ başlığında uyarılarını ülke gündemi ile paylaşmayı sürdüren TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu, son açıklamasında, yapılması […]

Hatay’ın da aralarında olduğu 18 kent, 80’ni aşkın ilçe, 502 köyün doğrudan fay hatları ve zonları üzerinde yer aldığını söyleyen TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, bir kez daha uyardı.

Son dönem yaşanan depremlerle beraber bir kez daha tartışılan ‘yapı stoku’ başlığında uyarılarını ülke gündemi ile paylaşmayı sürdüren TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu, son açıklamasında, yapılması gerekenlere, atılması gereken adımlara işaret etti. Hatay’ın da aralarında olduğu 18 kent, 80’ni aşkın ilçe, 502 köyün doğrudan fay hatları ve zonları üzerinde yer aldığının unutulmaması gerektiğine dikkat çekilen açıklama şöyle:
Su baskını, heyelan, çığ ve kaya düşmesi, aktif fay hatları üzerinde yer alan alanlar üzerinde yapı yapılması mutlaka engellenmeli, bu kapsamda, 7269 sayılı Umumi Hayata Müesir Afetler ve Alınak Tedbirler Hakkındaki Kanun’un 2. Maddesi’nin 1 fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmelidir:
‘Yapılacak özel jeolojik araştırmalar sonucunda aktif olduğu tespit edilen fay hattı veya zonları ile heyelan, kaya düşmesi, çığ, su baskını gibi doğa kaynaklı afetlere uğramış veya uğrayabilir alanlar üzerine herhangi bir yapı inşa edilemez. Tespit edilen bu alanlar, 3194 Sayılı İmar Kanunu çerçevesinde imar planlarına işlenir. İmar planı bulunmayan kasaba ve köylerde harita ve krokilere işlenmek suretiyle afete maruz olabilecek alan olarak ilan edilir. Afete maruz alanlar, AFAD Başkanlığı!nın bağlı bulunduğu Bakan’ın teklifi ile Cumhurbaşkanlığı’nca kararlaştırılır. Bu suretle tespit olunan alan sınırları, AFAD Başkanlığı’nın isteği üzerine, ilgili Valiliklerce mahallinde ilan olunur. Buna ilişkin esaslar yönetmelikle düzenlenir.’
Ülkemizde, 18 kent, 80’ni aşkın ilçe, 502 köyün doğrudan fay hatları ve zonları üzerinde yer aldığı, yine on binlerce binanın ise su baskını, heyelan, kaya ve çığ düşmesine maruz alanlar üzerine yer aldığı bilinmektedir. Bu alanlarda 100.000 fazla binanın yer aldığı, bu binalarda yüz binlerce vatandaşımızın yaşadığı ve her an can tehlikesi ile karşı karşıya oldukları bilinmektedir.
Doğa kaynaklı afet tehlikelerine açık alanlar üzerinde yer alan binalarda yaşayan yüz binlerce vatandaşımızın can güvenliğinin sağlanması amacıyla, söz konusu binalar, 6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Yasası kapsamına alınarak, vatandaşlarımızın can ve mal güvenlikleri acilen sağlanmalıdır. Merkezi idare bünyesindeki kurumsal yapılar, uluslar-arası benzer kurum ve kuruluşların da yapıları göz önüne alınarak, gözden geçirilmeli ve kurumsal altyapı ve kapa-site geliştirilmelidir. Yine yerel idarelerin itfaiye teşkilatları gözden geçirilerek, arama ve kurtarma konusundaki kapasiteleri arttırılmalı, doğa kaynaklı afetlere karşı kurumsal kapasitelerinin geliştirilmesi amacıyla belediyeler bünyesinde ‘jeoloji araştırmaları’ birimleri oluşturulmalıdır.” -Tamer Yazar-

Exit mobile version