Allah, Adaletli Davrananı Sever

“Adalet, Adil olmak, Adaletli davranmak” ifadelerinin önemi, insan nesli yaratıldı yaratılalı sürekli vurgulanmış olmasına karşın, sürekli olarak da akıl, kaba kuvvet veya maddî gücü olan tarafından başkasının hakkını gasp etme amacıyla kullanılagelmiştir. Böyle bir davranışın yanlış olacağına Kur’an’da birçok ayette değinilmiştir. Örneğin Maide-8 nci ayette “Allah’ın buyruklarını daima göz önünde tutarak adaletli davranılması, hatta olan […]

“Adalet, Adil olmak, Adaletli davranmak” ifadelerinin önemi, insan nesli yaratıldı yaratılalı sürekli vurgulanmış olmasına karşın, sürekli olarak da akıl, kaba kuvvet veya maddî gücü olan tarafından başkasının hakkını gasp etme amacıyla kullanılagelmiştir. Böyle bir davranışın yanlış olacağına Kur’an’da birçok ayette değinilmiştir. Örneğin Maide-8 nci ayette “Allah’ın buyruklarını daima göz önünde tutarak adaletli davranılması, hatta olan bir kinin adaletli davranmayı etkilememesi, Sad-26’da ise duygularına kapılarak adaletten sapmanın, kişiyi Allah’ın yolundan saptırmış olacağı ikazı yapılmıştır.

Maide-8. Ey iman edenler! Allah’ın buyruklarını gözeterek hiçbir zaman adaletten ayrılmayın ve bir topluluğa olan kininiz sizi adaletli davranmaktan alıkoymasın. Adaletli davranmak takvaya çok daha yakındır ve daima takva içinde olun. Şüpheniz olmasın ki Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır.

Sad-26. Ya Davud! Biz Seni, içinde bulunduğun bölgede yetkili /Bizim halifemiz /namımıza idareci yaptık /ilahi görevli kıldık. Dikkat et ve insanlar arasında adaletle karar ver, duygularına kapılarak taraf tutma…..

Yukarıdaki açıklamalarımız ve ayetler, normal yaşamda ve hepimizin sosyal ilişkilerimizde uymamıza ilişkin olan vurgulardır. Nisa-135 nci ayette ise doğrudan hakim görevinde olanlara yönelik ikaz bulunmaktadır. Ve yine bu ayette, hakimlik görevini kişisel çıkar ve nefse alet ederek taraflı davranmanın karşılığının mutlaka Allah tarafından verileceğine özellikle değinilmektedir.

Nisa-135. Ey iman edenler! Kendiniz, ananız-babanız ve yakınlarınız aleyhinde bile olsa, hakimlik veya şahitlik ederken Allah’ı düşünerek adaleti uygulamaktan şaşmayın. kişisel çıkar ve nefsinize uyarak gerçekleri saptırıp taraflı davranmayın. Eğer gerçeği çarpıtırsanız, bilesiniz ki Allah yaptıklarınızdan her an haberdardır.

Nisa-58 nci ayette, hükmeden idareci konumda olanlara hitap edilmekte ve bu uyarının devlet idarecileri için bir nimet şeklinde olacağına da değinilmektedir.

Nisa-58….Ve insanlara hükmeden idareci konumundaysanız, mutlaka adil davranmanızı da emreder.

Allah’ın özellikle kimleri sevmekte olduğuna ilişkin çok sayıda ayet ve dolayısıyla da liste söz konusu. Bu listede Allah’ın adaletli davrananları sevmesi is ayrı bir yer tutmaktadır ve bu konuya Mümtehine-8, Hucurat-9 ve Maide-42 nci ayetlerle dikkat çekilmektedir.

Maide-42. Şayet durmadan haram yiyip yasadışı işler yapıp duranları kabul kararı verirsen, o zaman hiç kimsenin etkisi altında kalmamak üzere aralarında adaletle karar ver. Çünkü ALLAH, ADALETLİ DAVRANANLARI SEVER (innallahe yühıbbül muksitiyn).

Bu durumda gerek hakim konumunda, gerekse devlet idaresinde olanın, Allah’ın sevdiği grupta mı, yoksa başka kişilerin seveceği grupta mı olmayı seçmesi gerekecektir. Çünkü Nahl-95 nci ayette Allah’a yaklaştırıcı olumlu işler yapmayı, başka herhangi bir olumsuzluğa tercih etmenin “ucuza satma” olarak değerlendirileceği açıklanmaktadır. Aynı ayette Allah’ın kazandıracaklarının, Dünya kazançlarından çok daha hayırlı olacağına vurgu yapılmıştır.

Kur’an’ın geneline baktığımızda Allah’ın, hakkın dağıtımında “Eşit değil, adaleti uygulamakta olduğunu” görmekteyiz. Örneğin Zumer-9 ncu ayette, Dünya Eğitiminde başarılı olan ile olmayanın ve bilenle bilmeyenin aynı olmayıp eşit tutulmayacaklarına dikkat çekilmiş bulunulmaktadır.

Zumer-9. Böyle kişiliksiz ve nankör birisi ile, geceleyin ayakta ya da secde ederek /duasını Namaz kılarak yapan ve Allah’ı içtenlikle anan, ahret endişesinin bilincinde olan ve Rabbinin rahmeti için yalvaran birisi, aynı olur mu? Ey peygamber! Yine insanlara, “Hiç bilgi sahibi olanlarla olmayanlar bir olur mu ve bir tutulur mu?” diye sor. Şüphesiz bun¬ları ancak akıl ve ilim sahipleri düşünür ve ibret alıp faydalanır.

Çünkü esas alınan temel prensip, zerre kadar hak yenmemesi ve herhangi bir kayırma olmaksızın, hak edenin hak ettiğinin mutlaka verilmesi olmaktadır.

Görüldüğü gibi Allah tarafından Adalet ve Adil davranma konusunun önemsenmiş olması gibi, Yargıya intikal etmiş herhangi bir davaya, hiç kimsenin herhangi bir şekilde değil müdahalesi, yargının özgür ve bağımsız kararına yönelik bir görüş ve kanaat bildirmesi bile yasalarla yasaklanmış bulunmaktadır.

Sad-26 ncı ayette değinilmiş olduğu gibi, adil davranmayana, Allah’ın ağır bir azap şeklinde karşılık vereceğine dikkat çekilmiştir. Umarım hiç birimiz böylesi bir günaha sapmayız ve aklımızı kullanıp Allah’ın tasavvur edemeyeceğimiz ödülünü bırakıp, göz boyayıcı ve aldatıcı Dünya menfaatine mağlup olmayız. İnşallah!!!!!

NOT: Her Perşembe saat 11.00-12.15 te Haber26 internet TV’de canlı yayında iniş sırasına göre Kur’an’ı açıklayıp yorumluyorum. Her an “facebook.com/haberci26 kur’an’ın ışığında” dan bütün programlarım izlenebilir.

Exit mobile version