ALLAH’I HER AN ANMAK İSTENMEKTE-3

Kaldığım yerden devam ediyorum. Doğrudan ve herhangi bir şekle bağlı olmaksızın yapılan dua için geçerli olan Güneş’in olmadığı saatlere ilişkin açıklamalar, Namaz şeklinde olan kıyam-rükû ve secde şeklinde gövdeyi gittikçe eğerek yapılan dua için de geçerlidir. Aradaki fark, Namazın çoğu toplumlarda 5, bazı toplumlarda ise 3 vakit şeklinde uygulanması olmaktadır.   Sayın Zekeriya Beyaz, “Kur’an’da […]

Kaldığım yerden devam ediyorum.

Doğrudan ve herhangi bir şekle bağlı olmaksızın yapılan dua için geçerli olan Güneş’in olmadığı saatlere ilişkin açıklamalar, Namaz şeklinde olan kıyam-rükû ve secde şeklinde gövdeyi gittikçe eğerek yapılan dua için de geçerlidir. Aradaki fark, Namazın çoğu toplumlarda 5, bazı toplumlarda ise 3 vakit şeklinde uygulanması olmaktadır.  

Sayın Zekeriya Beyaz, “Kur’an’da Namaz vakitlerinin 5 olduğu belirtilmemiştir. Her ne kadar gelenek olarak 5 vakit Namaz uygulanmakta ise de zamanımız insanı, kendi şartları 5 vakte uygun ise kılar, değilse 4, 3, 2 hatta 1 vakit olarak da kılabilir. Çünkü önemli olan Allah ile ilgiyi kesmemektir” diyerek İmamı Azam Ebu Hanife ve Feriduddin Attar ile aynı görüşü belirtmiştir.

Bir görüşe göre, Al-i İmran-41. ayette belirtildiği gibi, Allah’ın bağışladığı nimetlere, sabah, akşam ve yatsı güneşin olmadığı saatlerde günde 3 defa şekilli veya şekilsiz anarak teşekkür edilmelidir. Çünkü bu anlarda, canlılardan oluşan uyanıklı, düşünce ve hareket enerjilerini güneş enerjisinin engellenmesi gündüze göre çok daha az olmaktadır. Böylece de güneşin olmadığı karanlık saatler, düşünce enerjisi de demek olan duanın ilâhî kayıt merkezlerine daha net ulaştığı saatler demektir.

Al-i İmran-41. Yine de tam emin olmak için Zekeriyya, “Rabbim, emin olabilmem için bana bir işaret ver” diye tekrar dua edince, Melekler “Ya Zekeriyya, Senin için işaret, üç gün sadece işaretlerle anlaşmanın dışında, insanlarla konuşamaman /konuşma kabiliyetinin geçici olarak kaybolmasıdır. Bu arada da Rabbini çokça an, akşam ve sabah /sürekli olarak ona şükret /O’nu tespih et / teşekkür et” diyerek açıklamada bulundular.

Diğer bir görüşe göre ise, İsra-78, Hud-114, Rum-17-18 ve İnsan-25. Ayetlerde sabah ve akşam ifadeleri ile uyanık ve bilinç açık olunduğu sırada her an ve şekilde Allah şekilli veya şekilsiz anılmalıdır. Ancak toplu namaz için, belirli vakitler olması, düzenlilik için gereklidir diye düşünüyorum.

Şekilli veya şekilsiz dua ve şükretmeye ilişkin şu özellikler önemlidir:

Mümin-60. Rabbiniz der ki; “Bana dua edip, ilâhî bir desteği sadece Benden dileyin ki size cevap vereyim.

Diğer bir ifade ile kapı, çalana açılır. Tabi uygun olana cevap verilir ve içeri alınıp isteği karşılanır veya karşılanmaz.

Allah ve ilâhî sistem ve görevliler ile haberleşme, konuşma ve sözlerle değil, beyinde oluşacak düşünce enerjisi yolu ile olmaktadır.

Mülk-13. Ey insanlar! Şunu iyice bilin ki, sizler duygularınızı veya herhangi bir sözünüzü gizleseniz de, açıklasanız da hiç fark etmez. Çünkü Allah, sizin gönlünüzdeki gizli düşüncelerinizi de çok iyi bilendir.

Dua ve şükretmenin bilinen bir dilde yapılması yanında, yazılı bir duadan değil de içinden gelindiği gibi ve yoğunlaşmış bir halde yapılması da önemlidir.

Allah, her zaman olduğu gibi, dua ve şükretme sırasında da doğrudan Kendisi ile iletişim kurulmasını ve araya kişi veya bir maddenin konmamasını istemekte ve araya konan put olarak değerlendirilmektedir.

Zumer-3. Ey insanlar! Şunu iyice bilin ki, gerçek ve size yararlı olacak olan gerçek /saf din, sadece Allah’a öncelik verilerek ve içtenlikle O’na ibad edilen /şirk koşulmayan dindir. Allah’ın yanında başkalarını evliya /veliler /aracılar /dostlar edinenler; “Biz onlara, bizi Allah’a daha iyi yaklaştırsınlar diye, aracı olarak kabul ediyor ve bağlanıyoruz” derler. Şüphesiz Allah’tan önce veya yanında aşırı önemseyip, vazgeçilmez bir değer verip bağlanmış olduklarını (kişi, para, makam, eşya veya nefsi) bir nevi putlaştırıp yanılgıya düşmeleri konusunda, Allah değerlendirme yapıp mutlaka karar vere­cektir. Şu iyice bilinsin ki Allah, ayetlerini reddedenleri ve bu davranışları ile küfre sapmış olanları doğru yola /hidayete iletmez.

Zumer-54. Bu nedenle bir azap gelmeden sadece Rabbinize yönelin ve sadece O’na içtenlikle teslim olun. Ve  ilâhî bir yardım için dua eder ve beklerken, O’ndan başka hiçbir şeyi aranıza koymayın ve öncelik de vermeyin. Aksi tak­dirde dua etseniz bile ilâhî herhangi bir yardım göremezsiniz”.

Aynı vurgu Lokman-25-30, Kehf-110, Mü’min-60, Fussilet-33 ve Ankebud-41. ayetlerde de yapılmıştır.

Lokman-25. Ya Muhammed! Allah inancı olduğu halde, bilerek veya bilmeyerek, bir kişi veya eşyayı aracı kullanarak Allah’a şirk koşanlara, “Gökleri ve yeri kim yarattı?” di­ye sorarsan “Allah,” derler. Sen de onlara “Hamd /şükretme, sadece tek ilah olan Allah’a yapılmalı, aracı kullanılması yanlıştır” diye açıklama yap. Çünkü çokları bu gerçeği bilmiyor.

Lokman-30. İşte Allah budur ve mutlak gerçek olandır. Allah’ın dışında başka bir ilah veya Allah’ın yanında aracı bir kişiyi veya eşyayı koymak veya önce ona ibad etmek ise safsatadır /batıldır. Ve kuşkusuz Allah en yüce /Âli ve en büyük /Kebir olandır.

Çünkü Allah, bize şah damarımızdan daha yakın olduğunu, diğer bir ifade ile içimize üflediği bir yönü ile zaten içimizdedir ve bir aracıyı koyacak ara yok demektir.

Kaf-16. Yemin olsun! İnsaBiz yarattık ve nefslerinin ona ne vesveseler vermekte olduğunu da çok iyi biliriz. Çünkü biz insana şah damarından daha yakı­nız ve bu nedenle de içinden geçeni biliriz.

A’raf-55. İçin bakınız.

Hud-46. Allah da “Ya Nuh, oğlun Senin ailenden biri olamadı. Çünkü o iman etmemekle zaten Senin ailenin yolundan ayrılmıştı. Bilmediğin bir konuda Benden istekte bulunman uygun bir davranış değildir. Cahillerden olmaman hususunda Seni uyarırım” şeklinde cevap verdi.

Görülüyor ki, peygamberin yakını olup, peygamber onun af edilmesi için dua da etse, kişi hak etmedikten sonra bu dua kabul görmemektedir.

Zumer-10. Sözlerine de şöyle devam et; “Ey insanlar! Sadece Rabbinize iman ve kulluk edin ve O’na karşı takva içinde olun. Şunu da bilin ki, bu dünya hayatında Kur’an’daki muhkem /değişmez ana hükümlere uygun olumlu ameller gerçekleştirenlere güzel karşılıklar vardır. Ve Allah’ın yarattığı yeryüzü bu güzelliklerle doludur. Özellikle bu güzellikler uğrunda sabır gösterip çabasına devam edenlerin karşılık olan ödülleri hesapsız olarak verilecektir”.

Şura-26. Yine Allah, iman edip, salih ameller gerçekleştirenlerin çağrısına /duasına yanıt veren ve onların iyiliklerini arttırandır. Şirk koşan ve riyakârlara, yani küfre sapmış olanlara ise,  hak etmiş oldukları şiddetli azabı verendir.

Bakara-186. Ey Peygamber! Kullarım Beni Sana sorarlarsa, bil­sinler ki Ben onlara çok yakınım. Bana dua ederek bir yardım isteyenin duasına karşılık veririm. Onlar da buyruklarıma uyarak Bana karşılık vermeli ve dosdoğru yolu bulabilmeleri için de Bana inanmalı.

Dikkat edilirse, hiçbir ayette duanın ve şükretmenin şekilli veya şekilsizliğine yönelik herhangi bir vurgu bulunmamaktadır. Dolayısıyla Allah’ın istediği, dua eder veya şükrederken yeter ki şirk koşulmasın ve abartı ile gösterişe kaçılmasın, başkalarını aldatmaya alet edilmesin.

Konuya devam etmek üzere inşallah…

NOT- NÖVAK Vakfımızın kitaplarının gelirleri ile Eskişehir Tıp Öğrencilerine burs veriyoruz. Özel günlerinizde kitaplardan alır veya hediye ederseniz bize destek olur ve öğrenci sayımız inşallah artar: “DİN VE BEYİN”, “SON DAVET KUR’AN”, “KUR’AN KADINI KORUYOR”, “OKU! Konularına göre Kur’an ayetleri”, “KUR’AN’IN KULU KÖLESİ MEVLȂNA”, “TEVRAT VE İNCİL’DE ÖNCEKİ İSLAM”, “KUR’AN VE SON İSLAM”, “ALLAH İLE ANLAŞMAMIZ VAR”, “ALLAH’TAN ALACAKLI OL”, “ÖZDE DİNDAR, SÖZDE DİNDAR”, “ALLAH KİMİ SEVER, KİMİ SEVMEZ”, “HADİS VE SÜNNET GERÇEĞİ” ve “KUR’AN-İNCİL-TEVRAT ORTAK OLAN VE OLMAYANA MUHKEM KURALLAR”

 

 

Exit mobile version