Alternatif turizmden bahsediyoruz ama…

Kent içinde turistik yürüyüş rotamız var mı? Tavsiye net… “Karadeniz yaylalarından Akdeniz kıyısındaki antik yollara uzanan sayısız trekking parkuru arasından size uygun olanı seçin ve yola koyulun!” Peki, alternatif turizm başlıkları arasında, doğa ve tarihle iç içeliğin en ideal kentlerinden Hatay, bu konuda ne durumda? Şehirden uzaklaşıp doğaya kaçmak, hem spor hem de tatili aynı […]

Kent içinde turistik yürüyüş rotamız var mı?

Tavsiye net… “Karadeniz yaylalarından Akdeniz kıyısındaki antik yollara uzanan sayısız trekking parkuru arasından size uygun olanı seçin ve yola koyulun!” Peki, alternatif turizm başlıkları arasında, doğa ve tarihle iç içeliğin en ideal kentlerinden Hatay, bu konuda ne durumda?

Şehirden uzaklaşıp doğaya kaçmak, hem spor hem de tatili aynı anda yapmak, kulağa nasıl geliyor? Doğanın içinde durup dinlenerek, manzaranın tadını çıkararak, sağlıklı kalmak ve kilo vermek için trekking, mükemmel bir tercih. Üstelik tek başına veya dostlarla uzun bir doğa yürüyüşüne çıkmanın tam sırası. Çünkü doğa sporlarının en keyiflisi, trekking. Dört mevsim yapılmaya en elverişli olanı da denebilir. Zengin doğası ve ormanlarıyla, Türkiye, hem yeni başlayanlar hem de profesyoneller için tam bir trekking cenneti.

Peki, bu anlatımın içinde, Hatay nerede? Antakya ve Defne, Samandağ ve Arsuz, Payas ve Belen nerede?

-TERCİH!-

“İstanbul’da Eyüp Sultan Türbesi’nden başlayarak Konya’daki Mevlana Türbesi’ne uzanan Sufi Yolu, kışın da turistler tarafından tercih ediliyor. Türkiye’nin, geçmişte sufi, şair, alim ve bilginlerin yaşadığı mekanlarını içeren 801 kilometrelik Sufi Yolu, gözde rotalardan biri oldu. Eyüp Sultan Türbesi’nde bir araya gelen gezginler, deniz otobüsü ile geçtikleri Yalova’dan yürüyerek ya da bisikletle Bursa, Bilecik, Eskişehir, Afyonkarahisar’dan geçip, ortalama 40 günün sonunda Konya’ya ulaşıyor.”

GAP şehirleri ve Hatay merkezli turistik turlar konusunda çalışan bir turizmcinin paylaştığı bu satırlar, ‘nerede’ diye başlayan soruya cevap da versin…

“Aslında konu, kentler arasındaki bu uzayıp giden mola noktaları değil sadece… Ne zaman bu kente birilerini getirsek mesela, bizlere ara ara sorulan da bir şey! ‘Bizler, sırtımızda çanta, yürümek istiyoruz. Antakya’nın, Defne’nin, Samandağ’ın, Arsuz’un çok güzel kırsal noktaları ve o noktaları tarihle, kültürle buluşturan adresleri var…’ diyenler, buraya gelince, buna dair hiçbir şey bulamamaktan yakınıyor. Oysa ki trekking parkurları konusunda, görseli en zengin şehirlerden bir tanesi burası ama… Neden bu konuda hiç adım atılmıyor, bilmiyorum.”

Soralım biz de! Neden? Bu konudaki ilgili kurumlar buna cevap verir mi?

Tamer Yazar

Exit mobile version