Bugün, 6 Şubat 2024. İlimizin yaşadığı büyük deprem felaketinin birinci yılı.
Bir yıl önce bugün; Hatay’ın her köşesi sallandı, yıkıldı.
Onbinlerce ölü, yüzbinlerce yıkıntı ile karşı karşıya kaldı Hatay…
Aradan geçen bir yıla rağmen, sorunlar çözülmedi. Aksine çözümsüzlük yumağına dönüştü.
Bir zamanlar…
Evet bir zamanlar görmek için can atılan, sıraya girilen Hatay, aradan geçen koca bir yıla rağmen enkaz yığını olmaya devam etmektedir.
Hatay’ın dört bir yanı aynı konumdadır. Aynı konumda olmaya da devam etmektedir.
Hatay’daki depremden zarar görenlerle beraber; olası yeni depremleri, var olan yıkıntıları, can ve mal kayıplarını düşünenler de, zorunlu olarak yerlerini yurtlarını terk etmek durumunda kalmışlardır.
Eğer sağlıklı bir araştırma yapılırsa, doğru tespit ile durum aydınlığa çıkar elbette.
Aradan geçen bir yıla rağmen, hala çadırlarda, konteynırlarda oturanlar var.
Çadırlarda oturanlar konteynırlara geçmeye çaba sarfediyor.
Konteynır bulma mutluluğuna erişenler ise, kalıcı konut bulma peşinde.
İşte aradan geçen koca bir yıl içinde durumumuz bu…
Oysaki koca bir yıl içinde neler yapılmaz idi…
Koca bir yıl içinde hangi sorunlar çözülemez idi…
Bunların hiçbiri olmadı.
Bunların hiçbirine el atılmadı.
Bunların hiçbirine dönüp bakılmadı.
Böyle olunca da depremden sonraki ilk günleri aynen yaşamaya devam ettik ve ediyoruz.
2024 yılında yaşıyoruz.
2024 yılında da sorunların çözümünü hayal edip duruyoruz.
Ama unutmuyoruz.
Oysaki Hatay; görülmek için, adım atılmak için, birkaç gün için de olsa konaklanılmak için hayal edilen bir il idi.
Şimdi ise…
Evet şimdi ise; oradan kaçmak için sıraya girilen bir şehir halinde.
Temenni ediyoruz ki, önümüzdeki yıl sorunlar büyük ölçüde çözülür ve Hatay eski haline, eski güzelliğine, eski özlenen havasına kavuşur.
Bekliyor, özlüyor, arıyor, anıyor ve unutmuyoruz…