Gündemimizde sıkça yer alan EXPO’ya dair soru işaretlerimi gidermek adına, bu yılın Ağustos ayının ilk haftasında Antakya EXPO alanını Büyükşehir Belediyesi yetkilileri ile gezme şansım olmuştu. Bu yazımda, görüşlerimi ve endişelerimi kaleme almıştım.
3 ay sonrasında, yani geçen hafta, Antakya EXPO alanını tekrar ziyaret etme şansım oldu. Bu ziyarette bize eşlik eden Hatay Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı ve aynı zamanda EXPO Genel Sekreteri Sayın İhsan Çakar’a, yardımcıları Sayın Musa Eskiocak’a ilgileri için tekrar ayrıca çok teşekkür ederim.
Önceki yazımda bir değerlendirme yaptığımdan ötürü, tekrara düşmeden, farklı olarak gördüğüm hususları bu yazıda kaleme alacağım.
Öncelikle şunu ifade edebilirim ki, 3 ayda EXPO hazırlıkları çok hızlı bir şekilde ilerlemiş. Ana blok A bloğa girişin küçük bir kısmı hariç, alan, ciddi bir şekilde ağaçlandırılmış ve yeşillendirilmiş. Önceki ziyaretimde, “ya ben buraya hafta sonu zaman geçirmeye gelir miyim” diye şüphelerim vardı. Bu ziyaretimde, “buraya hafta sonu vakit geçirmeye gelinir” noktasına geldim.
EXPO’nun bir yaşam alanına evrilmesi gerektiğini hep ifade ettik. İhsan Bey ve ekibi de bu konunun fazlasıyla farkında. Tekrar ifade etmem gerekir ki, İhsan Bey’in bu projenin başında olması, süreçlere büyük bir hız katmış. Hem uygulamaya hakim, hem de Genel Sekreter Yardımcılığı görevlerini ifa ettiğinden, bürokratik işlemlere de hız kazandırmakta. Bu, çok önemli bir husus.
Ayrıca Sayın Başkan Lütfü Savaş’ın makamını da buraya taşıyacakmış. Bu da, alanı mutlaka hareketlendirecektir. Bence bu çok da doğru bir tercih olacaktır.
Bilhassa A Blok yanında 4 katlı büyük bir bina mevcut. Bu binanın önünde çok güzel bir yeşil alan mevcut. Bu binanın önüne yerleştirilmesi tasarlanan kafeler de büyük bir rağbet görecektir.
Amfi tiyatro, son derece yerinde bir hamle olmuş. Uluslararası standartlara uygun bu amfi tiyatroda çok güzel konserler, tiyatrolar, festivaller yapılacaktır. Bu, büyük de bir ihtiyaca (güzel bir konser ve sergi alanı noktasında) merhem olacaktır. İnanıyorum ki, doğru insan kaynağı ve projeler ile bu alan, bölgede bir destinasyon noktası olabilir.
Ben, önceki görüşümü tekrar ederek, sportif faaliyetler için de mutlaka açık ve kapalı alanlar yaratılması gerektiği düşüncesindeyim. Bu durum da ilerleyen zamanlarda gerekli dokunuşlar yapılarak çözülebilir.
EXPO’ya büyük bir bütçe ayrıldı. Bu alanların rantabıl olmasını ve şehre katma değer kazandırmasını tüm Hataylılar gönülden istiyor. Emeklerin karşılığını bulmasını, çok güzel 2 alan ortaya çıkmasını gönülden temenni ediyorum.
ANTAKYA VE TABELA KİRLİLİĞİ
Kent estetiği konusunda Hatay’da atmamız gereken çok adım var. Yollarımız, önceki yıllara nazaran daha hızlı bir şekilde yeniliyor. Burada ilçe belediyelerimizin, tüm yükü Büyükşehir’in omzunun üzerine bırakmaması, kendi imkanları ile de asfalt ve üst yapı çalışması yapması gerekir. Bir kaynak sorunu varsa, giderler kısılarak sıkı tasarruf tedbirleri alınabilir. Bu da üst yapı çalışmalarına kaynak olarak kullanılabilir. İstek varsa, çözüm de vardır.
Bilhassa Antakya merkezde gördüğüm en büyük sorunlardan biri, çirkin ve biçimsiz tabelaların varlığı. Tarihi Kurtuluş Caddesi’nde, Affan’dan Savon Otel’e doğru yürürken, lütfen başınızı yukarı kaldırıp sağa sola bakın. Biçimsiz tabelalar, binalardan sarkan çanak antenler ve elektrik kabloları… Hatay’ımızın güzel dokusuna hiç yakışmıyor. Bu konuda bir farkındalık yaratılmalı, Belediyeler bu dönüşüme öncülük yapmalı ve ön ayak olmalı. Benzer sorunlar, Köprübaşında ve eski Antakya sokaklarında da mevcut.
Eğer ki tabela kirliliği konusunda adım atabilirsek, inanın, şehrimizin kaderini değiştiririz.
Bu konuda yetkilileri tekrar çağrı yapmaktayım. Tüm STK’lar bu konuya eğilmeli.
Çok basit bir adım, çok olumlu sonuçlar doğuracaktır.