Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Antakya Simidi ilgi bekliyor…

Hele ki ‘Gastronomi kentinde!

Hele ki ‘Gastronomi kentinde!

“Gastronomi ünvanlı Hatay’ın Antakya’sı adına ‘unutulmuşlar’ listesi hazırlansaydı eğer, Antakya Simidi en başköşeye otururdu” diyenler haksız mı? Peki, “Unutulan lezzetin markası adına bugüne kadar neden bir şey yapılmadı” diye de sorsak mı?

Gaziantep’in 2015 yılında Gastronomi Şehri ilan edilmesinin ardından benzer bir ‘unvan’ başvurusu yapan ve 2017’de de ‘Gastronomi’ başlığında listelenen iller arasına katılan Hatay, 600 çeşit yemeği ile iddialı bir konumda. Ancak eldekilerin hepsinin ‘ne kadarı’ kullanılıyor, merak konusu! Bu merakın odak noktalarından biri, uzun zamandır farklı platformlarda gündeme taşınan Antakya Simidi.
Eldekinin ‘rafa kaldırılmış hali’ için söylenenler o yüzden dün de bugün de değişmiyor. Bugünden yarına ‘bu kayıp lezzet’ için ne yapılır ya da bu konuda ne karar verilir bilinmez ama, dün söylenenler oldukça net…
“Ne hak ettiği gibi adından bahsedildi, ne de turizm değerleri arasında kullanıldı, ne fuarlarda ikram edilecekler listesine girdi ne de reklam yaparken kent kimliğine etiketleme gereği duyuldu. O, Antakya’ya ait bir lezzet, İstanbul ya da Ankara’nın simidine rakip olabilecek ender tat. ‘Peki, bu kadar popüler bir tercih nasıl olur da kentin tanıtım reklamları arasında yerini almaz’ diye soranlar da haksız değil! Çünkü ince belli bardaklardaki sıcak çay ile birlikte zeytin, kaşar ya da krem peynirinin eşlik ettiği bu eşsiz keyif anı, aslında Antakya’yı Antakya dışında anlatmak isteyenlerin kullanılmamış ama paylaşılmaya da hazır hikâyesi durumunda.
İstanbul’dan Ankara’ya, neredeyse birçok ilin kendine özgü bir simidi var ve o şehrin insanı için de başka bir simidin esamesi bile okunmuyor. Ama ne olursa olsun simit sevenler ortak bir noktada buluşuyor, ki o ortak nokta da “simidin odun fırınında pişirileni makbul” ! Aynen Antakya Simit’inde olduğu gibi.”
Evet, söylenenler oldukça açık ve istenen de oldukça net! O yüzden finale ekli sorumuz dünle aynı! Sahi, İstanbul’un “marka” simidi kadar olmasa da, kendini anlatmak isteyen bir Antakya için eldeki Simit de bir şeyler anlatır mı dersiniz, hani bizi bilmeyenlere? Belki de yapılması gereken bir Simit Festivali’dir ve böylesi bir Festival’i de gelenekselleştirmektir!
-ANTEP’İN MESAJI!-
Tam da bu noktada, ‘Gastronomi’ alanında bizden birkaç adım önde ilerleyen Gaziantep adına, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin söylesin, ‘eldeki simidin hikâyesinde’ neden bu kadar ısrarcı olduğumuzu ve desin ki:
“Annemin mutfağından gelen kokuyu muhafaza edip yarınlara gönderemezsek yok olacak. Yalnızca baharatımız ya da mutfağımızın güzellikleri değil, geçmişimiz, kültürümüz, geleceğe taşıyacağımız mirasımız. Bizim burada petrolümüz, madenimiz yok ama en büyük kültürel mirasa sahibiz. Bunu yarınlara taşıyabilen toplumlar istikametini belirleyecektir.”
-YEMEK TERCİHİ-
TURSAB tarafından hazırlanan Gastronomi Turizmi Raporu’nda, “turistlerin yüzde 88.2’sinin destinasyon
tercihinde yemeğin önemli olduğunu” belirttiklerini de bu ara noktaya etiketleyip, kararı kent yöneticilerine bırakalım mı?   -Tamer Yazar-