Hazırlayan (Mehmet Karasu)
Kardelen/ Öner Yağcı
Kardelen, Öner Yağcı’nın 1986 Akademi Kitabevi Başarı Ödülü’nü kazanan romanı (1987)
Romanda, öncesi ve sonrasıyla 12 Eylül dönemi bir kız çocuğunun ağzından, onun bakışıyla anlatılır. Çocuğun çevresiyle, en çok da anne babasıyla ilgili antları, duyguları, düşünceleri, hayalleri romanın temel konusunu oluşturur. Bu bağlamda 12 Eylül’ün yol açtığı bazı olaylara da kısaca değinilir.
Gülcan’ın babasıyla annesi öğretmendir. İkisi de insanları, doğayı, yaşamı, okumayı severler. Barıştan, kardeşlikten, özgürlükten yanadırlar. Tek çocukları Gülcan’a pek düşkündürler. Özellikle babası Can ona aşırı yakınlık gösterir. Onunla söyleşir, gezer, oynar. Geceleri uyuması için ona masallar anlatır, hikâyeler okur. Üzerine titren Gülcan da onu çok sever. Nedense babası bir süre eve
Aalen Antakya Kültür Derneği Ve Mehmet Karasu…/Doç. Dr. Adem Kara
Takvimlerin 1998 yılı mart ayını gösterdiği zaman kendi tarihimde yeni bir sayfanın ilk satırlarını yazacak bu şehre adım atmıştım.
Bilmediğim, görmediğim bir coğrafya… Toroslardan Amanos dağlarına uzanan bir yeşili tamamlayan bir mavinin eşliğinde ulaştığım bir yolculuk sonrasında ulaştığım Antakya…
Harbiye’den geçerek devam eden yolculuk tütün tarları ve zeytin ağaçlarının arasında bir köyde şimdi “Güneydam” diye bilinen Turfanda’da son bulacaktı. Fazla sürmedi Antakya’da başlayan öğretmenliğim, şartların zorunluluğu ile 3 ay kadar kısa sürdü.
3 ay da sürmüş olsa ne güzel dostlar edindim bu şehirde. Mehmet Tekin hocamla tanışmamız sonra Mehmet KARASU hocam… evet içimde kalan uhdedir gençlere yönelik arzu ettiği planların içerinde vazife alamamış olmak.
Eğitimci kimliği ile topluma kazandırdığı binlerce genç yanında Antakya’nın sanat ve Kültür hayatına katkılarını kim yadsıyabilir ki…
Kurtuluş caddesinde bir binada hayat bulan ne güzel etkinlikler var şimdi bu şehide… kitaplıklar oluşturulmuş, eski eserler toplanmaya çalışılıyor, etkinlikler sürekli ve büyük bir koro oluşmuş. Almanya’nın Aalen şehri ile 20 yılı aşkın bir kardeşliğin sembolü olan bu dernekte.
Hatay’ın barış, kardeşlik, dostluk ve sevgi gibi özlediğimiz kavramların beşiği olması ne güzel. Ve Mehmet KARASU hocamızın önderliğinde, paylaşımcı bir ekip ile bu yürüyüşün ve mücadelenin daha güzel yerlere geleceğinden hiç kuşkumuz yoktur.
18 Martta buluştuk yıllar sonra. 11. Uluslararası Çukurova Sanat Günleri etkinliklerinde. Konuştuk uzun uzun. Hoşgörü ve Birlikte Yaşam sanatının başkentinde bunu konuştuk dostlarla. İki gün de olsa birlikte olmak gülen samimi yüzlerde büyümek çok güzeldi. Yeni dostlar edindik hepsi güleç yüzlü, yürekleri aydınlık, entellelktüel.
Onlara bir selamla bitsin bu haftaki yazım. Selam olsun Mehmet KARASU hocama, Antakya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve Aaaen Antakya Kültr Derneği ikinci Başkanı Cemil Bey’e, Sadık, Neval ve Salih AVCI’ya, Şenay Hanıma, Garip Şaire ve diğer tüm dostlara…
Ümit Kaftancıoğlu (İlhan), asıl adı ga rip tatar (d. 1934, Hanak, Kars – ö. 11 Nisan 1980, İstanbul), yapıtlarında Doğu Anadolu köylülerinin çeşitli sorunlarını, doğayla mücadelelerini, yerel anlatım özelliklerinden ve folklorik öğelerden de yararlanarak çarpıcı biçimde sergileyen yazar.
İlköğrenimini Hanak’ın Saskara (bugün Koyunpınarı) köyünde tamamladıktan sonra maddi olanaksızlıklar nedeniyle birkaç yıl okuma olanağı bulamadı. 1957’de Cılavuz İlköğretmen Okulu’nu bitirdi. 1957-60 arasında Mardin’in Derik ilçesinde ilkokul öğretmenliği yaptı. 1964’te Balıkesir Necati Eğitim Enstitüsü’nün Edebiyat Bölümü’nü bitirdi. Kısa bir süre ortaokul öğretmenliği yaptıktan sonra program yapımcısı olarak TRT’ye girdi. Siyasal bir cinayete kurban gitmeden önce İstanbul Radyosu’nda “Köy Yayınları”nda çalışıyordu.
Küçük yaşlarda okuma yazma öğrenen ve köy enstitüsü geleneğinin devam ettiği Cılavuz İlköğretmen Okulu’nda edebiyatla ilgilenmeye başlayan Kaftancıoğlu, çeşitli gazete ve dergilerde çıkan öykü, röportaj ve incelemeleriyle adını duyurdu. Dönemeç adlı öyküsüyle 1970 TRT Büyük Ödülü’nü, “Hakkullah” adlı röportajıyla 1972 Ali Naci Karacan Ödülü’nü kazandı. İlk öykü kitabı Dönemeç”le ilk romanı Yelatan’ı da aynı yıl çıkardı. 1980’de çocuk öykülerinden oluşan Çocuk ve Kent adlı yapıtıyla Başkent Yarışmasında üçüncülük ödülünü kazandı. Kaftancıoğlu’nun bunlardan başka Tüfekliler (1974) adlı bir romanı, Çarpana (1975) adlı bir öykü kitabı, Tek Atlı Tekin Olmaz (1973) adlı bir destan-masalı ile Köroğlu Kolları-Halk Destanları (1974), Köroğlu Kol Destanları (1979) ve Allın Ekin (1980) adlı incelemeleri vardır. Kitaplarına girmemiş öyküleri ölümünden sonra İstanbul Allak Bullak (1983) adlı kitapta toplanmıştır. (Kay. www.derszamani.net)
Haftanın Şiiri
KİTAP ULUDUR
Ali YÜCE
Kitap
Anamca ulu
Ekmekce lokma lokma
Suca yudum yudum
Kenarında yitirdim dünyayı
Ortasında buldum
Odundum eğirdi beni
İnsana çevirdi beni
Geceyi onunla yıktım
Kara girdim koynuna
Ak çıktım
BÜYÜK OLAY/İREM ALKAYA (Yaş 8)
Sıcak bir gündü. Kardeşime ödevleri konusunda yardım ediyordum. Birden kapı çalındı. Annem evde değildi. Bizlere de “kapı çalarsa açmayın”demişti. Belki annemdir diye geçirdim içimden.
-Kim o?
-Benim. Bu arkadaşımız Lio idi. Kapıyı heyecanla açtım. Çünkü Lio yeni bir köpek almıştı ve bize göstermeye gelmişti. Lio’nun köpeği Pülüto içeri girer girmez kirli patileriyle masanın üstüne sıçradı. Hem masa örtüsünü kirletti, hem de üzerindeki sürahiyi devirdi.
-Eyvah annem buna çok kızacak ne yapsak acaba? Cam kırıklarını toplamak da çok zor. Kardeşim sürahinin kırılmsı üzerine salona geldi. “Abla burada ne oldu?”dedi.”Abla annem sana kimseyi eve alma demedi mi? Lio:
-Ben kimse miyim? Kardeşim:
-Tabi ki öylesin, dedi. Onları durdurdum. Birden kapı çaldı.Kapıyı açtım. Bu kişi annemdi. Anneme bütün olayı anlattık. Lio annemden özür diledi.Tabi biz de. Bir daha böyle bir davranış yapmayacağımıza söz verdik.
HAFTANIN SANAT GÜNDEMİ
Çankaya Belediyesi, sinemanın usta ismi Yılmaz Güney’i 80. doğum gününde, prefabrik bir yapıyken yıkıp modern bir sanat merkezi haline getirdiği Yılmaz Güney Sahnesi’nde anıyor.
Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, “Yılmaz Güney’i ismini, sanatını ve mücadelesini yaşattığımız sanat merkezimizde anacak olmaktan onur duyuyorum” dedi. Çankaya Belediyesi, sinemanın usta ismi Yılmaz Güney’i 80. doğum gününde, “Sürgün Türküleri” belgeseli gösterimiyle anıyor. Günümüz ihtiyaçlarını karşılayamadığı için yıkılmasının ardından yapılarak başkente yeniden kazandırılan Çankaya Belediyesi Yılmaz Güney Sahnesi’nde düzenlenecek anmaya, filmin yönetmeni İlker Savaşkurt da katılacak.
GÜNEY’İN SON YILLARI
Oyuncu Barış Atay’ın Yılmaz Güney’i canlandırdığı belgesel, Güney’in 12 Eylül 1980 darbesinin ardından Fransa’da geçirdiği son yıllarını, “Duvar” filminin çekim sürecini, dönemin sürgün insanlarını anlatıyor.
Yapımcılığını Abbas Nokhasteh’in üstlendiği senaryosunu Mehmet Kala ile Paul Hallam’ın yazdığı belgesel, Türkiye, Fransa ve İngiltere ortak yapımı.
Güney’in sürgününün izini süren belgesel, bugün saat 14.00’te ücretsiz olarak gösterilecek. Katılım için, Çankaya Belediyesi Yılmaz Güney Sahnesi’nden yer fişi almak yeterli olacak. (KÜLTÜR SERVİSİ)
Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) Sivas Katliamı sırasında Madımak Oteli’nde yaşamını yitiren şair Dr. Behçet Aysan ve 36 kişi anısına verdiği “Behçet Aysan Şiir Ödülü”nün 21’incisi için son başvuru tarihi 1 Mayıs’a uzatıldı. Ödülün Seçici Kurulu, Doğan Hızlan, Cevat Çapan, Ahmet Telli, Orhan Koçak, Semih Gümüş, Ali Cengizkan, Turgay Fişekçi’den oluşuyor. Ödül için başvuru koşulları şu şekilde:
» Ödüle 2016 yılı Ocak ayından sonra yayımlanmış bir kitap ya da yayına hazır bir kitap dosyası ile aday olunabilir.
» Ödüle kişiler kitap ve dosya ile kendileri doğrudan katılabilir ya da yayımlanmış şiir kitaplarını sivil toplum örgütleri, yayınevleri ve üçüncü kişiler, şairin onayı alınmak koşuluyla önerebilirler. Ödüle aday olacak şairler; adı, açık adresi ve kısa yaşam öyküsüyle birlikte kitaplarını ya da şiir dosyalarını TTB Merkez Konseyi GMK Bulvarı Şehit Daniş Tunalıgil Sok. No:2 Kat:4, 06570 Maltepe-ANKARA adresine gönderecekler.
Ödül kazanan yapıt 2017 yılı Haziran ayında açıklanacak ödül, tören ile takdim edilecek.
2017 Altın Defne Ümit Kaftancıoğlu adına Yalın Ses Yayınları tarafından bu yıl 13. sü düzenlenen Öykü Yarışması sonuçlandı.
11 Nisan 1980’de öldürülen TRT İstanbul Radyosu Prodüktörü, Gazeteci Yazar Ümit Kaftancıoğlu adına Yalın Ses Yayınları tarafından bu yıl 13. si düzenlenen öykü yarışması sonuçlandı. Adnan Özyalçıner, Mehmet Güler, Öner Yağcı, Zeynep Aliye, Enver Aysever, Ayşe Akaltun, Feyza Akbulut Öner, Hakan Cucunel’den oluşan seçici kurulun yaklaşık 3 aylık okumaları sonucunda dereceye giren ilk 10 öykü belirlendi.
Birincilik: Guluk” adlı öyküsü ile Mehmet Akif Duman
İkincilik: “Bıçak Sırtı Kir” adlı öyküsü ile Sevgi Ünal
Üçüncülük: “Oğullar, Kediler, Kelimeler” adlı öyküsü ile Ertan Meyan
Mansiyon: “Siz Hiç Bir Kargayla…” adlı öyküsü ile Hakan Unutmaz “Sığınak” adlı öyküsü ile Osman Gür/ “Kar Kuşları” adlı öyküsü ile Fergunde Sever/ “Çocukluğumun Yaylası” adlı öyküsü ile Turan Ali Çağlar/ “Yahya” adlı öyküsü ile Atiye Güner Tümükl/ “Batık Kentin Çıkmazı” adlı öyküsü ile Güldem Şahan “Karasinekten Vahşi Kurtlar Yaratmak” adlı öykü ile Yıldız Kurt dereceye girmiştir.
TÖREN 8 NİSAN’DA: 2017 Ümit Kaftancıoğlu Öykü Ödülleri ve Anma Etkinliği 8 Nisan 2017 Pazar günü saat: 19.00’da Bakırköy Yunus Emre Kültür Merkezinde yapılacak. (Kay: ODATV)
Her şeyin daha çok birbirine benzediği günümüzde, yerelin özgün dokusu ve doğanın özgün nitelikleri gibi yoğun güçlerin çarpışması altına kurduğu ustaca bağlar, dünyanın farklı coğrafya ve dillerinde şiiri ve sözü arayışı ile en küçük, en sıradan nesneleri şiir söyleminde yeni bir ses getirerek yarattığı yoğunluk, kusurlu bir hal alan mayalanmaya karşılık şiirindeki deneysel yavaşlığı yeni arayışlar, inşalar, kolajlar, performanslar ile işlemesindeki başarısından ötürü 2017 Altın Defne Edebiyat Ödülü’ne Şair Nihat Özdal uygun görülmüştür. Ödül töreni Haziranda.