Hazırlayan: Mehmet Karasu
Antakya Kitaplığı
Ezgili Yürek/Ruhi Su/Everest Yayınları
Ruhi Su’nun dünyasının kapılarını aralamak için türküleri kadar önemli olan bir başka kapı da söyleşileri, yazıları..
Kendi kaleminden, kendi ağzından düşündükleri, yaptıkları, yapmayı amaçladıkları.
Ezgili Yürek, Türkiye’nin modern çağının en önemli kültür insanlarından birinin dünyasına çağırıyor sizi. Zamanın akışına direnmeyi başarmış bir ustanın dayandığı ve gücünü aldığı kaynakları bilmek tüm kültürel hayatımız üzerine bulanıklaşmış görüşlerimizi berraklaştırmamıza yardımcı olacaktır mutlaka.
Yapıt şu bölümlerden oluşuyor:
Birlikte yaşamak ( Cevat Çapan)/Şiirler/Türkü sözleri ve marşlar/Ruhi su için yazılan şiirler
Yazılar/Konuşmalar/Günümüzde türküler/Halk türkülerinin söylenişi·/Türküler ve türkü söyleyenler
Köroğlu’nun kimliği/Türküleri nasıl söylemeli?/Halk türkülerinin şiirle ilişkisi ve derlenmesi
Plaktaki Yunus Emre
Konuk Yazar
Bir türkü taşıyıcısı: Ruhi Su/ Öner Yağcı
“İki genç geldi/ Ruhi Su’nun imza gününe/ Biri oğlan biri kız/ Gencecik iki genç…/ “Olmaz çocuklar dedi/ Ne elimi öpülmeye alıştırın/ Ne siz alışın el öpmeye.” Ali Yüce, “Çağını İmzaladı Ruhi Su”adlı şiirinin dizeleriyle Ruhi Su’yu, bu büyük bilgeyi, bu büyük çağdaş halk destancısını böyle anlatıyor; ben de onun dizeleriyle merhaba dedim.
‘MÜZİĞİ DÜŞÜNEN ADAM’
Ruhi Su, türküleriyle yaşamın ve insanın anlamını, güzelliğini, zenginliğini damıtarak sunan bir insan ve yaşam ustasıdır. Şiirlerindeki: “Dünyaya gel insan başlasın”, “Ne güzel bir dünya bu iyi ki geldim”, “İnsana biz yeni geldik”, “Dünyaya hükmün başlasın” gibi dizelerle sunduğu bu yaşam ve insan anlayışı; “Ama benim memleketimde bugün / İnsan kanı sudan ucuz” dizelerinde kendini bulan bir anlamın ve güzellemenin bilgece, “ezgili bir yürek”çe anlatımıdır.
Ruhi Su, halkın, emeğin, güzelliğin, sevginin, sevdanın duyarlılıklarıyla dolu yüreğiyle, halkın özgürlük ve ölümsüzlük arayışının çığlığı olan türkülerin dünden yarına; geçmişten geleceğe taşınması zorunluluğunun bilinciyle kendini var eden bir insan, bir sanatçı, bir aydın, bir direnç simgesi olarak yaşadı bu dünyada. Dinsel bağnazlıkla dolu, özgürlük düşmanı bir düzenin altı yüz yıl boyunca baskı altına aldığı, susturmaya, korkutmaya çalıştığı, ezdiği, idam ettiği halk sevdasının, yani türkülerin 20. yüzyıldaki sözcüsü olarak yaşadı. Seçtiği yaşamıyla, dünden bin bir sıkıntıyla gelen türküleri çağdaşlaştırarak başarıyla bugüne taşıdı.
O çağı çağa taşıdı, sazıyla, sözüyle, özüyle; sevdayı sevdaya bağladı, yüreğiyle, beyniyle. Ona “Müziği düşünen adam” dediler. Halk müziğinin yapısı, işlevi, anlamı, estetiği, tarihi, toplumsal temelleri, felsefesi, geleceği üzerine düşünceler üretti.
“Türkü söylemek benim için bir aşk halidir.” diyen Ruhi Su’yu, 20 Eylül 1985’te (1912-1985) uğurlamıştık sonsuzluğa, ölümsüzlüğe; yaşarken bir türlü tadına vardırmak istemedikleri özgürlüğe.
Halk müziğimizin başöğretmeni oldu o, türkülere adanmış onurlu yaşamıyla. Halkın türkü aracılığıyla aktardığı derdinin, özleminin, acısının, coşkusunun, korkusunun, hüznünün, sevincinin sözcüsü oldu. Dedi, işte size “Seferberlik Türküleri, Kuvayı Milliye Destanı, El Kapıları, Sabahın Sahibi Var, Şiirler Türküler Semahlar, Çocuklar Göçler Balıklar, Zeybekler, Ezgili Yürek, Yunus Emre, Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal, Köroğlu, Ekin İdim Oldum Harman, Beydağı’nın Başı, Dadaloğlu ve Çevresi, Huma Kuşu ve Taşlamalar, Sultan Suyu, Ankara’nın Taşına Bak, Uyur İken Uyardılar, Barabar, Aman Of, Seçmeler ve Hapishane Türküleri, Beni Ağlatırsan Yoluna Ağlat…”
DİRENÇ SİMGESİ BİR AYDIN
Tüm değerlerin savrulduğu, çürütüldüğü yaşadığımız ortamda Ruhi Su, bir direniş kalesi olarak gülümsüyor bize. Her şeyin tüketim metaına dönüştürüldüğü, yaşamımızın her anının yukardan düzenlenmeye çalışıldığı koşullarda o, insana olan güveni ve umudu çoğaltan bir gülümsemeyle yaşıyor bugün. Ruhi Su, Cumhuriyet değerlerini yürekleri ve beyinleriyle savunarak direnen ve yakın tarihimizin yüz akı destanına imza atan, Enver Gökçe’nin deyişiyle “yüce” olan, “vatan” olan bilinçli kalabalıkların, 68 Kuşağının türkü bayrağıdır. O çağların ötesinden bugüne türkü taşıyıcısıdır.
Haftanın Şiiri
Yoksun/ Sibel çağlayan Bilek
Sen yoksun!
Türkiye yoksun!
Boynu bükük ve mahzun!
Esip gürlemekte
dinmedi gitti bu tayfun!
Bağrı açık topraklar savunmasız,
Bağrı yanık topraklar uykusuz…
Kan damlar yüreklerden
Kan damlar ..
Sen yok-sun!
Türkiye yoksun!
Boynu bükük ve mahzun,
Silahların sesi artık sussun!
Haftanın Sanat Gündemi
Ölümünün 50. yılında 49.su verilen Orhan Kemal Roman Ödülü’nü Bir Dava adlı eseriyle alan yazar Ayhan Geçgin’e ödülünü İBB Başkanı İmamoğlu verdi.
Doğum gününde, 15 Eylül’de, ölümünün 50. yılında, adına açılmış müzenin önünde, onun adına verilen “Roman Ödülü” töreniyle Orhan Kemal’i andık. Çukurova’dan yetişen ve toplumcu gerçekçi edebiyat akımının en önemli temsilcilerinden biri Orhan Kemal. Cezaevlerinde, zamanın deyimiyle “mapus damlarında” acı çekmiş, şiir yazarken Bursa Cezaevi’nde beraber yattığı Nâzım Hikmet’in yönlendirmesiyle hikâye ve romana yönelip, olgunlaşmış, halkından hiç kopmamış yazarın adına yapılan ödül töreni de kendisi gibi mütevazi oldu. Oğlu Işık Öğütçü, Cihangir’de Akarsu Caddesi’ndeki Orhan Kemal Müzesi’nin önünde kültür sanata önem veren İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da katılımıyla pandemi koşullarından ötürü sade bir tören düzenlemişti. Işık Öğütçü, müzeyi gezdirirken İmamoğlu’na babasının şapkasını taktı ve daktilosunun önünde fotoğrafını çektirdi. İmamoğlu ise duygulanarak “Şehrimizin kıymetli hemşerisini anılabilir kılmak önemli. Onu ölümsüzleştirmek ve isminin yaşatılmasını sağlamak, ödüllerin 50. yılını daha farklı kutlamak konusunda işbirliğimiz ve projelerimiz oluşturulacaktır” sözünü verdi.
20 Eylül 1985’te yaşama veda eden halk müziğin efsane ismi Ruhi Su ve 18 Ekim 2006’da hayatını kaybeden eşi Sıdıka Su, Ruhi Su Kültür ve Sanat Derneği’nin düzenlediği çeşitli etkinliklerle anıldı. İlk etkinlik bugün saat 13.00’te Ruhi ve Sıdıka Su’nun Zincirlikuyu’daki anıt mezarında gerçekleştirilecek.
İlk etkinlik 20 Eylül Cuma saat 13:00’de Ruhi ve Sıdıka Su’nun Zincirlikuyu’daki anıt mezarında gerçekleştirildi. Anma toplantısı her yıl olduğu gibi Sümeyra Çakır’ın başucunda söylenecek türkülerle sona erdi.
Anma etkinliklerinin ikincisi 22 Eylül Pazar, saat 20:00’de Şişli Belediyesi, Cemil Candaş Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Ruhi Su Dostlar Korosu’nun, Ruhi Su’nun öğrencilerinden Refik Köksal yönetiminde türküler seslendireceği konsere Cem Erdost İleri, Mercan Erzincan ve Erdal Erzincan da türküleriyle katıldı.
“Terakki Vakfı Okulları 2020 Şiir Onur Ödülü Çiğdem Sezer’in”
(Törenin bir gün öncesinde salgın tedbirleri kapsamında her şey yasaklanınca bizim tören de yalan olmuştu. Yapılamayan törene, kargoyla gelen plakete rağmen mutlu ve elbette umutluyum. Yapılamayan törenin konuşma metnini de aldım aşağıya. Terakki Vakfı öğrencilerine kalbimle teşekkür ederek… )
Varlığın giderek dijital verilere dönüştüğü,
Sanal gerçekliğin dış dünyanın yerini aldığı,
İnsanın değil çevresine, kendine dahi yabancılaştığı,
Küreselleşme sancılarıyla kıvranan bu yaşlı dünyamızda, şiirle kendini var etme çabası, kuşkusuz oldukça zordur ve anlaşılamamak gibi bir duvar, bütün haşmetiyle karşınızda durmaktadır.
Böylesi bir dünyada, şiirimin genç arkadaşlar tarafından onurlandırılmış olması, büyük bir sevinç. Bu sevinci kendim ve şiirim adına olduğu kadar, şiiri geleceğe taşıyıp dönüştüreceklerine inandığım gençler adına da duyuyorum.
Kelimeler, onlara yüklediğimiz anlamlar kadar yaşayabiliyor. Şiir de öyle. Siz sevgili kardeşlerim tarafından okunuyor, seviliyor olmak, kuşaklar arası bir köprüde yan yana, kol kola yürümek gibi. Bu uzun yürüyüşte yanımda olduğunuz, bana bu heyecanı yaşattığınız için tüm kalbimle teşekkür ederim.
Ödül bu yıl, dosya dalında katılan, Ulaş Bager Aldemir( Mercan ve Girdap) ile Ege Özcan (Veraset Vergisi) arasında paylaştırılmıştır.
Jüri ayrıca basılı ilk kitap dalında katılan Serdar Topaloğlu’nun (Çok Uzak Görünse De) kitabını dikkate değer bulmuştur.
Yine ödül kapsamında, ailesi tarafından konan şair Sabri Önenoğlu destek ödülü ise Beyza Okumuş’a (Çirkinliğe Güzelleme ) verilmiştir.
Ödül töreni için tarih, yer ve saat ayrıca duyurulacaktır.
ŞiirAtı Seyhan Erözçelik İlk Kitap Ödülü jürisi; Türkçe şiirin geleceği açısından, bu yıl hem rekor katılım hem de yollanan yapıtların giderek yükselen niteliğinden duyduğu kıvancı kamuoyu ile paylaşmakta ve tüm katılımcılara en içten teşekkürlerini sunmaktadır.
Jüri; Hilmi Yavuz (Başkan), Osman Hakan A., W. B. Bayrıl, Haydar Ergülen, Noyan Erözçelik ( aileyi temsilen), Ali Günvar
Orhan Kemal, 106’ncı doğum gününde anıldı
Toplumcu gerçekçi edebiyatın usta kalemi Orhan Kemal, 106. doğum gününde Cihangir’deki Orhan Kemal Müzesi’nde düzenlenen törenle anıldı.
Orhan Kemal, 106’ncı doğum gününde Orhan Kemal Müzesi’nde yapılan törenle anıldı.
Toplumcu gerçekçi edebiyatın usta kalemi Orhan Kemal 106. doğum gününde anıldı. Cihangir’deki Orhan Kemal Müzesi’nde düzenlenen anmada “Bir Dava” isimli romanıyla Orhan Kemal Roman Armağanı’na değer görülen Ayhan Geçgin’e ödülü takdim edildi. Orhan Kemal’in oğlu Işık Öğütçü’nün ev sahipliği yaptığı etkinliğe İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı Adnan Özyalçıner, Yazar Tahir Şilkan ile çok sayıda edebiyatsever katıldı.
“BU TOPRAKLARIN EDEBİYATÇISI”
Müze önünde gerçekleştirilen etkinlikte ilk sözü Orhan Kemal’in oğlu Işık Öğütçü aldı. Öğütçü, sözlerine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile katılımcılara teşekkür ederek başladı.
Öğütçü, “Biliyorsunuz Orhan Kemal bu toprakların çok önemli bir edebiyatçısı. Bizler onu geleceğe taşımak için uğraşan neferleriz, ben varım, okurları var. Orhan Kemal’i geleceğe taşımak için atılan her adım Türkiye’nin kültür ve sanatına çok önemli bir katkıdır” şeklinde konuştu.
Öğütçü, konuşmasının ardından sözü Yazar Tahir Şilkan’a verdi. Orhan Kemal’in Türkiye edebiyatında gerçekçiliğin yüz akı olduğunun altını çizen Tahir Şilkan, “Orhan Kemal’in yaşamı başından itibaren hep çalışmak, didinmek, boğuşmak ve mücadele ile geçmiştir. 56 yıllık yaşamına 50’ye yakın edebiyat eseri sığdırmış, geçim için bunun iki katı senaryo yazmış üretken ve çalışkan bir yazardır. 106. doğum gününde Orhan Kemal’i saygıyla anıyoruz” dedi.
ÖDÜLÜ İMAMOĞLU TAKDİM ETTİ
Orhan Kemal’in anısına 1972’den bu yana her yıl verilen Orhan Kemal Roman Armağanı’nın bu yılki sahibi Ayhan Geçgin’e, plaketi Ekrem İmamoğlu tarafından verildi. “Bir Dava” kitabıyla ödüle değer görülen Geçgin seçici kurula, Ekrem İmamoğlu’na ve okurlara teşekkür etti.
KEGEV’ in düzenlediği ve ilki 1996‘da verilen M. Sunullah ARISOY ödülü, bu yıl da şiir dalında verilecek.
M. Sunullah ARISOY’ un Türkçeye gösterdiği özen ve emek göz önüne alınarak, ödüle katılacak yapıtların değerlendirilmesinde Türkçeye özen, belirleyici ölçüt olacaktır.
KATILMA KOŞULLARI :
1. 01 Ocak – 31 Aralık 2020 tarihleri arasında yayımlanan ve daha önce ödül almamış şiir kitapları ya da kitap oylumundaki (en az 15 şiirden oluşan) şiir dosyaları ile ödüle aday olunabilir. Ödüle katılan yapıtlar arasında, seçici kurul değerlendirmelerinin bitimi olan 15.04.2021 ‘ e kadar herhangi bir ödül kazanan yapıt değerlendirme dışı kalacaktır.
2. Son başvuru tarihi 31 Aralık 2020’dir.
3. Ödüle katılacak kitap ya da dosyanın altı örneğinin katılımcı ya da onun yetkili kıldığı yayınevi tarafından bir başvuru dilekçesi eşliğinde, özgeçmiş ve iletişim bilgileriyle birlikte, elden ya da posta ile aşağıdaki adrese ulaştırılması gerekmektedir.
KEGEV M.SUNULLAH ARISOY ŞİİR ÖDÜLÜ
SEYAKMER Dağ Mah. Deniz Sok. No: 16
Kuşadası / AYDIN 09400
4. Seçici Kurul: Hidayet KARAKUŞ, Ayten MUTLU, Ahmet ÖZER, Çiğdem SEZER ve Halim YAZICI’dan oluşmaktadır.
5. Ödül, 3.000 ( üç bin ) TL.’dir ve kazanan yapıtın sahibine pandemi koşulları izin verirse 15.05.2021’de , Kuşadası’nda düzenlenecek tören sırasında bir plaket ile birlikte verilecektir.
6. Ödül bölüştürülmeyecektir.
7. Ödüle KEGEV Yönetim Kurulu ve Seçici Kurul üyeleri aday olamazlar.
M. SUNULLAH ARISOY ŞİİR ÖDÜLÜ SEKRETERLİĞİ:
Şadiye EVGİN : KEGEV Müdürü
0 506 545 01 88 kegev.net@hotmail.com
Zerrin BORATAV BAĞÇİVAN: Eşgüdüm Sorumlusu
0 542 675 40 03 – zerrinbagcivan@hotmail.com
Melih Cevdet Anday’ın ürün verdiği türlerde değişerek her yıl farklı dallarda düzenlenecek olan Melih Cevdet Anday Edebiyat Ödülü yarışmasında bu sene “Deneme” türünde ödül verildi. 1 Ağustos’ta Ioanna Kuçuradi’nin başkanlığında toplanan, Orhan Alkaya, Enver Aysever, Cem Erciyes, Eren Aysan, Ahmet Say ve Ali Sirmen’den oluşan seçici kurul ödüle, şair ve yazar Şeref Bilsel’i layık gördü.
Bu yıl “yapıtındaki dil inceliği, konusunu ele alışındaki tutarlılık, deneme türüne uygun biçem özgünlüğü” göz önünde bulundurularak Yalnız Şiir adlı kitabıyla Şeref Bilsel’in kazandığı ödül 2017 yılında “Tiyatro Oyunu” dalında verilecek. Bu ödülün seçici kuruluna Prof. Dr. Ayşegül Yüksel de davet edildi.
Ne Okusak?
1.Karanlıktan Doğan Aydınlık, Midhat Paşa/ Şule Akşun/ Can Yayınları
2.Oh Ne Ala Memleket / Şermin Yaşar/ Doğan Egmont Yayıncılık
3.Kabil/ Jose Saramago/ Kırmızı Kedi Yayınları
4.İnsanın Acısını İnsan Alır/ Şükrü Erbaş/ Kırmızı Kedi
5.Soykırım Çocukları/Laurel Holiday/ Papirüs Yayınları