Antakya’da Kültür-Sanat

Hazırlayan: Mehmet Karasu Haftanın Kitabı Yakup Kadri Karaosmanoğlu/ Ankara. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı tüm yurtta heyecanla bekleniyor. Cumhuriyet’in 97. yılının kutlanacağı 29 Ekim bu sene perşembe gününe denk geliyor. Atatürk’ün en büyük bayram olarak nitelediği 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın ulusça büyük bir coşkuyla kutlanması bekleniyor. Cumhuriyet, edebiyatımızın her alanında yüzlerce yapıtın konusu olmuştur. Ben de […]

Hazırlayan: Mehmet Karasu

Haftanın Kitabı
Yakup Kadri Karaosmanoğlu/ Ankara.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı tüm yurtta heyecanla bekleniyor.
Cumhuriyet’in 97. yılının kutlanacağı 29 Ekim bu sene perşembe gününe denk geliyor. Atatürk’ün en büyük bayram olarak nitelediği 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın ulusça büyük bir coşkuyla kutlanması bekleniyor.
Cumhuriyet, edebiyatımızın her alanında yüzlerce yapıtın konusu olmuştur.
Ben de Yakup Kadri’nin Ankara adlı romanını her okuruma öneriyorum.
“Ankara romanı ütopik bir romandır. Bu romanda yazarın özlediği, özlemini çektiği geleceğin Ankara’sı, dolayısı ile Türkiye’sidir.
Cumhuriyet inkılabı ile birlikte Anadolu’nun yeniden dirilişi yeniden yapılanması gerekmektedir. Bu yeni yapı üzerine acil bir şekilde bina inşa edilmelidir. Bunu yapacak olanlar ise dönemin idealist vatansever insanları olacaktır. Ankara romanında ise bunu gerçekleştirecek idealist insanların verdiği mücadele anlatılmaktadır. Bu idealist insanlar inkılap hareketini özümsemiş, milli şuura sahip karakterlerdir. Bu insanlar hayat serüveni içerisinde karmaşık yollardan geçerek romanın son bölümünde bir araya gelirler. Kendi hayatlarını geleceğin çağdaş, modern, öz benliği ile çelişmeyen maddi ve manevi varlığını kaybetmeyen, değerleri ile övünen yeni Türk toplumu yaratma mücadelesi içinde geçer.
Ankara romanı üç bölümden oluşmaktadır:
Birinci bölüm: Sakarya savaşı öncesi ( 1922’ye kadar ).
İkinci bölüm: Cumhuriyetin ilanını izleyen yıllar ( 1926’ya kadar ).
Üçüncü bölüm: Cumhuriyet sonrasının 14 ve 20. Yılları (1937-1943’e kadar ).
Bu üç bölümdeki olaylar yazarın her bölümde ayrı bir kişilik olarak karşımıza çıkardığı Selma Hanım’ın çevresinde geçer. Selma Hanım’ın arayışı Ankara’nın arayışıdır. Yazgısı Ankara’nın yazgısıdır. Yaşamı da Ankara’nın yaşamıdır. Selma Hanım’ın ilişki kurduğu erkekler ise birer simgedirler.” (http://www.edebiyatfakultesi.com/ankara1.htm)

Konuk Yazar
Expo 2021 – Hatay/Sabahattin Yalkın
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler; dışa açılmanın, yeni pazarlar yaratmanın önemini çok eski yıllarda görmüş, çalışmalarını bu noktadan hareketle planlamış, uygulamışlardır. Hepimizin bildiği İPEK YOLU bu düşüncelerin bir ürünüdür. Çin’de başlayıp Anadolu’ya ulaşan bu yol, Antakya’da son bulmakta olsa da, Uzak Doğu’nun ticaret ve seyahat bilincinin yayılmasında çok önemli bir rol oynamıştır. Arabiya Yarımadası’na dek (Bağdat, Kudüs ve Mısır’a) yayılan bu düşünce, üretim ve mal alışverişini ülkeler arasında ciddi bir konuma ulaştırmıştır. Kervan kültürü gelişmiş ( Buna Hac ziyaretleri de eklenmeli), belli yerlerde panayır kurulması, ürünlerin satışa sunulması, eğlence ve kültür etkinlikleri, kısaca ilk turizm olgusu biçimlenmeye başlamıştır. İÖ 300’lü yıllarda kurulan Antakya, bu gelişmeleri en yoğun yaşayan önemli bir kent olmuştur. Roma ve Bizans dönemlerinde nüfusu 600 binlere ulaşması Antakya’nın sadece coğrafik özelliklerinden değil, yukarda değindiğim ticaret bilincinin yanında, ona paralel gelişen Sanat ve Turizm etkinlikleridir.
Günümüzde ulaşım sektörü ve üretim çeşitliliği büyük gelişmeler içinde. Dünyanın her tarafında belli zamanlarda fuarlar, panayırlar, sanat etkinlikleri, sporun çeşitli dallarında turnuvalar, yarışlar, olimpiyatlar yapılıyor. Bu etkinlikler içinde pek çok sektörde üretilen önemli araç ve gereçler sergileniyor. Sınır tanımayan ticaret anlaşmaları yapılıyor. Pek hoşumuza gitmese de savaş sanayisi müthiş bir yarış içinde. Özellikle, müstemlekelerini elden çıkarmak zorunda kalan Batılı gelişmiş ülkeler bu açıklarını ürettikleri silahlarla kapatma yolundalar.
EXPO oluşumu, yukarda değindiğim aşamalardan geçerek günümüzde biçimlenen Uluslararası sergilere dönüşmüş olan, iş iştir, prensibinin somutlaşmış bir görüntüsüdür.2021 yılı EXPO yeri olarak Hatay’ın seçilmesi, heyecan verici bir olaydır kanımca. Bu denli kapsamlı bir fırsat, hem kentimiz hem de ülkemiz bakımından çok önemlidir. Sen–ben çatışmasına girmeden, hepimizin şapkasını önüne koyup, ne yapabilirim diyerek düşünmeye başlaması gerekir. Neden mi? İlerdeki yazılarımda anlatacağım gibi Hatay’ın Antakya ili önemli bir dünya kentidir. Dünya Tarihi Antakyasız yazılamaz.
Planlanacak konu başlıklarını iyi seçmek, çalışma alanlarını açık seçik ortaya koymak gerekir. İlk aklıma gelenler şunlar:
-Tarihsel Olaylar
-Dinsel Gelişmeler (Üç Dinli Kent)
-Kültürel Birikimler ( Antakya Akademisi)
-Kazı Zenginlikleri ( Arkeoloji – Müzeler – Mitolojik Olaylar-Mozaik ve Heykel ürünleri )
-Spor – Olimpiyatlar (Bir maraton yarışı programa eklenmelidir.)
-Botanik (Amanos Dağları-Bitkisel zenginlik -1500 tür )
-Toprak Ürünleri
-Sanayi Ürünleri
-Özel Ürünler
-Animasyon – Eğlence ve tiyatrolar… (Amfi Tiyatro kalıntıları kullanılabilecek duruma getirilebilir mi, incelemek gerekir. Çelik’te Titus Tüneli çok amaçlı bir su yapısı olarak gösteriye alınmalıdır.
Hatay’ın 1.5 milyonu aşan nüfusuna Expo süresi içinde buna aralıklarla binlerce insanın ziyareti düşünülerek ciddi bir yerleştirme sorunu ile karşı karşıya kalınacaktır. ( Otel, kamp, pansiyon, park… ) Bu yerlerin, alanların ciddi bir çalışma ile düzenlenmesi kaçınılmazdır. Ziyaretçi insanların yeme, içme, eğlence ve gezme-görme isteklerini karşılayacak ehil ve eğitilmiş rehberlere ihtiyaç duyulacağı kaçınılmazdır. Bu iş sadece belediyelerle karşılanamaz. Özellikle özel sektör ile müşterek çalışmalara olanaklar hazırlanmalıdır. Başta yerel halk ve esnaf bilinçlendirilmelidir. Konferanslarla halkın zihinsel hazırlığı sağlanmalıdır. Gönüllü kimselere, eğitilmiş kişiler eklemek zorunluluğu olacaktır. Burada Mustafa Kemal Üniversitesi ile ciddi işbirliği düşünülmelidir. Ayrıca bölgenin öğretmenlerinden ve sivil toplum kuruluşlarından yararlanmak şarttır. Bu nedenle il valiliği ile sıkı bir iş birliği ve sorumluluk kaçınılmaz olacaktır. Bütün bunlara ek olarak başta Çince ve Rusça olmak üzere Batı dillerini konuşan tercümanlara büyük gereksinim olacaktır. Bu fırsat dilsiz değerlendirilemez.
Şimdiden Expo 2021 için Hataylıları kutlar, başarılar dilerim.

Haftanın Şiiri
Uyanışımı çağırdım/ Petek Sinem Dulun
bu sabah bir ağlamak var içimde
düştüm düşlerimin kenarından
sağ kolum, sol omzum birbirine küskün
yaşam oyununun surları bir yıkılsa dedim
arklarımdan sularımı geçireceğim
yumruğunu masaya vurdu
kasırga yüklü bulutlar
kanatları yamalı bir serçe
kararttı çırpınan geceyi
koştu yetişti bir zaman sonra karanfiller
sokaklarımdan geçti yaprakların
sihirli mihrapları delerek
konakladığın mevsimlerde
seni işaret etti sabahın yüzü
silkeledim hikayeleri saçlarımdan
kefelerimden çıkardım bağrışmaları
hüzün ağlıyordu elemli gözlerinde
sırılsıklam yalnızlık ürpertti sandalımı
pelerinini kuşanmış uluyor
kapıda korkak gece
bir kez daha döndüm şimdi kendime
sudan bir yaratılışsın sende
boncukları takılı mı gün ışığının?
sarıl uyu yalnızlığına
adın gibi biliyorsun sende
hırsız bir kedi gibi apansız pencerenden
gizlice girecek aşk
ayak uçlarına basarak… (www.antoloji.com)

Haftanın Sanat Gündemi
Şair Ataol Behramoğlu isyan etti
Gazetemiz yazarı, şair Ataol Behramoğlu, sosyal medyada imzasıyla kullanılan ancak kendisine ait olmayan satırlara isyan etti.
İnternetteki şiir sitelerinde yer alan “Öğrendim ki” isimli şiir, kendisine ait olmadığı halde Ataol Behramoğlu imzasıyla dolaşıma sokuldu.
Söz konusu şiirin, çok sayıda sosyal medya kullanıcısı tarafından kendi imzasıyla paylaşıldığını fark eden Behramoğlu, kullanıcılara “Benim böyle bir sözüm yok” diyerek yanıt verdi.
“LÜTFEN BU SAÇMALIK TEKRAR EDİP DURMASIN”
Ataol Behramoğlu sosyal medyada “Benim Öğrendim ki adıyla alt alta dizilen sözlerle bir ilgim yok. Lütfen bu saçmalık tekrar edip durmasın. Anne gezindiğin bağ diye başlayan bir başka saçmalık var. Onunla da ilgim yok” açıklamasını yaptı. (Cumhuriyet)

Yazarlar Karşıyaka’da buluştu
Edebiyat Atölyesi Dergisi’nin hayata geçirdiği Edebiyat Otobüsü, son durağı olan İzmir Karşıyaka’da etkinlik düzenledi.
Bugün Karşıyaka Anıtı’nın önünde bulunan Edebiyat Otobüsü’nde yazarlar Barış İnce, Mevsim Yenice, Özgür Çırak, Ahmet Büke, Polat Özlüoğlu, Neslihan Yiğitler ve Berçem Akbaş bir araya geldi.
Yoğun ilgi gören etkinlikte yurttaşlarla sohbet eden yazarlar, aynı zamanda okuyucularına kitaplarını da imzaladı. (Bir Gün)

17’inci Ümit Kaftancıoğlu Öykü Yarışması için başvurular başladı.
Son başvuru tarihi 31 Aralık 2020 olup, sonuçlar 1 Nisan 2021 tarihinde açıklanacak.
11 Nisan 1980’de öldürülen TRT İstanbul Radyosu Prodüktörü, Gazeteci Yazar Ümit Kaftancıoğlu adına Yalın Ses Yayınları tarafından bu yıl 17 incisi düzenlenen öykü yarışmasına başvurular 01.10.2020 – 31.12.2020 tarihleri arasında yapılacaktır.
İki aşamalı bir değerlendirme sisteminin olacağı Öykü Yarışmasında:
Seçici Kurul
Adnan Özyalçıner /Osman Şahin /Zeynep ALİYE /Mehmet GÜLER /Öner YAĞCI /Feyza Akbulut Öner
Hakan Cucunel /Öztürk Tatar
Yarışmaya katılım için son başvuru tarihi 31 Aralık 2020 olup diğer şartlar aşağıda sıralanmıştır.
1- Eser sahipleri yayımlanmamış ve ödül almamış tek öykü ile katılacaklardır. Konu sınırı yoktur.
2- Öyküler (bilgisayarda yazılmış) en az 2 en çok 14 sayfa olacaktır.
3- Öykülerin yazılı olduğu dosyanın sağ üst köşesine büyük harflerle rumuz yazılacaktır. Kesinlikle gerçek ad ve soyadı belirtilmeyecektir.
4- Katılımcılar öykülerini 4 kopya olarak gönderecekler ve gönderinin içine ayrı bir dosyada kısa özyaşamı, adresi ve telefon bilgilerini belirteceklerdir. Aksi durumda öyküler değerlendirmeye alınmayacaktır
5- Değerlendirme 1., 2., ve 3. şeklinde olacak, ilk 10’a giren öyküler kitap olarak basımı yapılacaktır. Dereceye giren katılımcılar plaket ve kitap seti ile ödüllendirileceklerdir.
6- 31.12.2020 son katılım tarihidir. Gecikmelerden ve kaybolmalardan düzenleyen kurum sorumlu değildir. Öykü yarışması sonuçları 01.04.2021tarihinde basın yolu ile açıklanacaktır.
7- Yarışmaya katılacak olan tüm katılımcılar dereceye giren öykülerin kitap olarak basımını kabul etmiş sayılır. (Odatv)

Attilâ İlhan Edebiyat Ödülleri sahiplerini buldu
Attilâ İlhan Bilim, Sanat ve Kültür Vakfı’nın, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’nın desteğiyle düzenlediği 2020 Attilâ İlhan Edebiyat Ödülleri’nin sahipleri açıklandı. Roman dalındaki ödüle, “Âşıklar Bayramı”nın yazarı Kemal Varol, şiir dalındaki ödüle ise “Hayhuy” isimli kitabıyla Elif Sofya değer görüldü. İlk Roman Vakıf Özel Teşvik Ödülü’nün sahibi, “At Sancısı” kitabıyla Elvan Kaya Aksarı olurken, İlk Şiir Kitabı Vakıf Özel Teşvik Ödülü’ne ise “Sevgili Kardeşim Ben” adlı kitabıyla Enes Kurdaş layık görüldü.
Attilâ İlhan Bilim Sanat ve Kültür Vakfı’nca düzenlenen ve Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından desteklenen Attilâ İlhan Edebiyat Ödülleri’nin Doğan Hızlan’ın onursal başkanlığında toplanan seçici kurulları bu yılki ödül sahiplerini belirledi. Bu yıl yarışmaya ‘Şiir’ dalında 52, ‘Roman’ dalında 49 eserle başvuruldu.

Roman Ödülü ‘Âşıklar Bayramı’ ile Kemal Varol’un
2020 Attilâ İlhan Roman Ödülü’nün sahibi, İletişim Yayınları tarafından yayımlanan “Âşıklar Bayramı”romanıyla Kemal Varol oldu.
Seçici Kurul, Kemal Varol’u ödüle “Sözlü kültür ile yazılı kültürü başarılı bir şekilde birleştirmesi, âşık geleneğini baba-oğul ilişkisiyle harmanlaması, yolculuk üzerine kurgulanan yapıdaki yolculuğa paralel şekilde ilerleyen bir iç hesaplaşmayı etkileyici bir dille anlatması” sebebiyle değer bulduğunu açıkladı.
2020 Attilâ İlhan İlk Roman Vakıf Özel Teşvik Ödülü’nün ise Everest Yayıncılık’tan çıkan “At Sancısı” romanıyla Elvan Kaya Aksarı’ya verilmesine karar verildi. Seçici Kurul, bu kararının gerekçesini şöyle açıkladı: “Eser, atlı arabacılığın macerası üzerinden değişen dönemleri anlatımda farklı dil yapıları kullanmasındaki başarısı, çeşitli yan karakterler yaratması konusundaki yaratıcılığı sebebiyle ödüle değer bulunmuştur.”
Attilâ İlhan Roman Ödülü Seçici Kurulu’nda Mehmet Eroğlu, Deniz Yüce Başarır, Faruk Şüyün, Seval Şahin ve aileyi temsilen Ali Cem İlhan yer alıyor.

Şiir Ödülü ‘Hayhuy’ kitabı ile Elif Sofya’nın
Şiir Ödülü Seçici Kurulu, 2020 Attilâ İlhan Şiir Ödülü’nün Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan “Hayhuy” kitabı ile Elif Sofya’ya verilmesine karar verdi. Ödülün gerekçesi şu şekilde açıklandı: “Elif Sofya kısa dizelerle, sesi kısarak yalın anlatımla ulaştığı şiirini ileri götüren yaklaşımıyla 2020 Attilâ İlhan Şiir Ödülü’ne değer görülmüştür.”
2020 Attilâ İlhan İlk Şiir Kitabı Vakıf Özel Teşvik Ödülü’nün ise Edebi Şeyler Yayınları tarafından yayımlanan “Sevgili Kardeşim Ben” isimli kitabıyla Enes Kurdaş’a verilmesine karar verildi. Ödül gerekçesi, “Enes Kurdaş, günlük konuşma dilinde yumuşak geçişlerle şiiri yakalaması, bunu şiire
aktarışındaki başarısı ve mısraya kattığı kırılma sayesinde şiiriyet kazandırması sebebiyle 2020 İlk Şiir Kitabı Vakıf Özel Teşvik Ödülü’ne değer görülmüştür” olarak açıklandı.
Metin Celal’in başkanlığındaki Attilâ İlhan Şiir Ödülü Seçici Kurulu’nda A. Ali Ural, Adnan Özer, Tuğrul Tanyol ve aileyi temsilen Kerem Alışık yer aldı. (milliyet)

75. Yunus Nadi Ödülleri Sahiplerini buldu
Bu yıl 75’incisi düzenlenen yarışmada, seçici kurullar tarafından, zorlu bir değerlendirme sürecinin ardından 6 dalda 8 çalışma ödüle değer bulundu.
2020 Yunus Nadi Ödülleri sahiplerini buldu. Bu yıl 75’incisi düzenlenen yarışmada, 6 dalda 8 eser ödüle değer bulundu. 75’inci Yunus Nadi Ödülleri, pandemi şartları da dikkate alınarak kasım ayında gerçekleşecek törenle sahiplerine verilecek.
Öykü dalında 143, Roman dalında 99, Şiir dalında 112, Sosyal Bilimler Araştırması dalında 23, Karikatür dalında 67, Fotoğraf dalında 21 olmak üzere toplam 465 yapıtın değerlendirildiği 75’inci Yunus Nadi Ödülleri’ni kazananlar şu isimler oldu: “Şiir” dalında Gonca Özmen ve Mehtap Meral, “Roman” dalında Ömer F. Oyal, “Öykü” dalında Murat Çelik ve Kadri Öztopçu, “Sosyal Bilimler Araştırması” dalında Prof. Dr. Şaduman Halıcı, “Karikatür” dalında Önder Önerbay, “Fotoğraf” dalında ise Zehra Çöplü.
Bu yıl Yunus Nadi Ödüllerinde zorlu bir değerlendirme sürecinin ardından kararlarını veren seçici kurullar, toplam 465 yapıtı inceledi.
ŞİİR
75’inci Yunus Nadi Ödülleri’nin “Şiir” dalında Ataol Behramoğlu, Muzaffer İlhan Erdost, Doğan Hızlan, Turgay Fişekçi ve Eray Canberk’ten oluşan seçici kurulu, ödülün “Bile İsteye” adlı yapıtı ile Gonca Özmen ve “İncirin İçindeki Arı” yapıtı ile Mehtap Meral arasında paylaştırılmasını kararlaştırdı.
ÖYKÜ
“Öykü” dalında, Hikmet Altınkaynak, Sezer Ateş Ayvaz, Seval Şahin, Mehmet Zaman Saçlıoğlu ve Murat Yalçın’dan oluşan seçici kurul ödülü, “Eve Dönmeyen Hayvan” adlı kitabıyla Murat Çelik ve “Kimsenin Bilmediği İnsanlar” adlı kitabıyla Kadri Öztopçu arasında paylaştırdı.
ROMAN
“Roman” dalında, Adnan Binyazar, İrfan Yalçın, Konur Ertop, Asuman Kafaoğlu Büke ve Zeynep Aliye’den oluşan seçici kurul ödülün “Gemide Yer Yok” adlı kitabı ile Ömer F. Oyal’a verilmesine karar verdi. (Cumhuriyet)

Cumhuriyet Kitaplığı
1.Tek Adam/ Şevket Süreyya Aydemir/Remzi Kitabevi
2.Atatürk: Modern Türkiye’nin Kurucusu /Andrew Mango/Remzi Kitabevi
3.Kutsal İsyan/ Hasan İzzettin Dinamo/Tekin Yayınevi
4.Cumhuriyet’in İlk Yüzyılı (1923-2023)/İlber Ortaylı, İsmail Küçükkaya/ Timaş
5.Nutuk/ Mustafa Kemal Atatürk/ Parola Yayınları
6.Kurtuluş Savaşı Destanı/ Nazım Hikmet/YKY

Exit mobile version