Antakya’da Kültür Sanat

Hazırlayan: Mehmet Karasu Kadının Adı Yok/Duygu Asena / Doğan Kitap “Duygu Asena bu kitabında, temiz, telaşsız, kıvrak anlatımıyla bir kadının yaşadıklarını, daha doğrusu cinsiyeti kadın olarak belirlenmiş, herkesin üç aşağı beş yukarı tanık olabileceği ortak bir macerayı, bir kadının ağzından anlatıyor. Bu kadın, küçücük bir kızın henüz yaşanmamış doğal meraklarından, aşklar, acılar, sahtekârlıklar, hırslarla dolu […]

Hazırlayan: Mehmet Karasu

Kadının Adı Yok/Duygu Asena / Doğan Kitap
“Duygu Asena bu kitabında, temiz, telaşsız, kıvrak anlatımıyla bir kadının yaşadıklarını, daha doğrusu cinsiyeti kadın olarak belirlenmiş, herkesin üç aşağı beş yukarı tanık olabileceği ortak bir macerayı, bir kadının ağzından anlatıyor. Bu kadın, küçücük bir kızın henüz yaşanmamış doğal meraklarından, aşklar, acılar, sahtekârlıklar, hırslarla dolu bir hayatın bazen hafif, bazen ağır kıpırtılarına kadar, kendi ayakları üzerinde durabilmek için mücadele ediyor. Bu kadın, pürüzsüz bir tenden kırışıklıklara uzanan zaman içinde kendisi için var olabilmeyi hedefliyor. Beceriyor da…Ne pahasına olursa olsun!” (Tanıtım yazısı)

Konuk Yazar
Kadın şairlerin şiirleriyle kadınlar…/Hikmet Altınkaynak
Cumhuriyet yönetimi, ataerkil bir toplumu devralsa da kadınla erkeği hep eşit bireyler olarak gördü. Tüm hizmetlerini de bu eşitlik düzleminde planladı, uyguladı. Ne var ki gerici siyasal iktidarlar, önce eğitimde, sonra her alanda bu eşitliği bozdu. Kadının ilerlemesini engelledi. Oysa kadın, toplumun bir bireyi. Erkek gibi vazgeçilmez yaşam, çalışma, eğitim, kültür vb. haklara sahip. Onu koruyan yasaları ve uluslararası İstanbul Sözleşmesi var.
DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ
Mustafa Kemal Atatürk olmasaydı, kadınların seçme ve seçilme, vatandaşlık, yaşam, uygarlık hakkı asla olmazdı. Toplumda kadınların sesi olan öncü partiler, vakıflar, dernekler, şair ve yazar kadınlar olmasaydı; kadınlar günümüzdeki kazanımlarına ulaşamazlardı.
Cumhuriyet edebiyatı, Türkiye Cumhuriyeti gibi 100 yıla merdiven dayadı. Kadınlar bu edebiyatımızda hem anlatan hem de anlatılan olarak yer alıyor. Osmanlı döneminde 15’i bulmayan şair kadın sayısı, günümüzde 100’leri aşıyor.
Dört gün sonra kutlanacak olan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için çeşitli kuşaktan yaşayan 8 şair: Türkan İldeniz, Gülseli İnal, Yelda Karataş, Berrin Taş, Betül Tarıman, Elif Sofya, Melek Özlem Sezer, Gülçin Sahilli; kendi yapıtlarından birer şiir seçtiler. Bu şiirlerinde anlattıkları kadınlarla bizi tanıştırıyorlar. (Şiirleri gazetemizin internet baskısından cumhuriyet.com.tr adresinden okuyabilirsiniz.)
ŞAİRLER VE SEÇTİKLERİ ŞİİRLERİ
1. Türkan İldeniz: İlk şiirleri 1956’dan başlayarak Varlık, Pazar Postası, Yelken dergilerinde çıktı. Taşra Kızının Deliceleri (1966), Havva Çıkmazı (1967) adlı iki kitabıyla edebiyatımızda iz bıraktı. Kendinden aldığım bilgiye göre, yeni şiirleri Buz Altında Yanardağ adıyla ve eski kitapları Everest Yayınları’nca yeniden yayımlanacak. Seçtiği şiir “Havva’dan Beri”.
2. Gülseli İnal: Şiire on yaşında ilgi duydu. 15’i şiir 16 kitabı var. Şiirleri on evrensel dile çevrildi. “Dolunay” adlı yapıtını Şahin Kaygun filme çekti. “Yapayalnızsındır” şiirini Selman Ada besteledi, uluslararası gösterileri yapıldı. “Anneye Ağıt”ı seçti.
3. Yelda Karataş: Yazı yaşamına şiirle başladı. Öykü, deneme, şarkı sözü de yazdı. 14 kitabının 9’u şiir. Ulusal, uluslararası 7 ödül aldı. Sezen Aksu’nun “Deli Kızın Türküsü”, “Işık Doğudan Yükselir” bestelerinin sözleri onun. Zait’ten “Ateş” şiirini seçti.
4. Berrin Taş: 1990’dan beri yayımlanan kültür sanat dergisi İnsancıl’ın, İnsancıl Yazı Atölyesi’nin sahibi ve yazıişleri sorumlusu. Eşi Cengiz Gündoğdu ile birlikte yönetiyor. 17 şiir, 3 deneme kitabı var. Şiirleri Azericeye çevrildi. “Cumhuriyet Kızı” şiirini seçti.
5. Betül Tarıman: İlk şiiri 1992’de çıktı. 10’u şiir, 26 kitap yayımladı. Şiir atölyesi açtı. Safranbolu’da Rıfat Ilgaz için şiir, Oğuz Atay için öykü ödülü kurdu. Seçtiği şiir “Denge”, 2005 Behçet Necatigil Şiir Ödülü aldığı Yol İnsanları kitabından.
6. Elif Sofya: Şiir ve yazıları 2000 yılıyla birçok edebiyat dergisinde çıkmaya başladı. Resimle de uğraştı, sergiler açtı. 4. şiir kitabı Hayhuy’la 2020 Attilâ İlhan Şiir Ödülü’nü kazandı. İlk kitabı Ters Düşünce’den “Demeter” şiirini seçti.
7. Melek Özlem Sezer: İlk şiiri 1982’de çıktı. 7 şiir, 2 inceleme ve 31 çocuk olmak üzere 40 kitabı var. 2 şiiri bestelendi. Sinema, folklor dışında Cemal Süreya, Behçet Aysan, Nüzhet Erman şiir ödüllerini aldı. “Nefser” şiirini aynı adı taşıyan kitabından seçti.
8. Gülçin Sahilli: İlk şiiri 2012’de Varlık, sonra Türk Dili, Çağdaş Türk Dili vb. dergilerde yayımlandı. 2012 Kıyı Dergisi Ruhi Türkyılmaz ile 2015 Attilâ İlhan Şiir Ödülü’nü aldı. 4 şiir kitabı var. Masumiyet Cambazı kitabından “Porselen Bebek”i seçti.
Tüm emekçi kadınlarımızın bu gününü, şiire emek veren kadın şairlerimizin şiirleriyle, sağlık ve mutluluk dilekleriyle, yürekten kutluyorum. (Kaynak: Cumhuriyet)

Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS)
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü bildirisi/ Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı
“Kapitalizmin kurduğu kölelik düzeninde New York’ta bir tekstil fabrikasında yanarak yaşamını yitiren işçi kadınlardan 164 yıl sonra hâlâ kız kardeşlik dayanışmasıyla sesimizi, isyanımızı birleştirmek ve büyütmek için mücadele ediyoruz.
Dünyanın neresinde olursa olsun patriyarkal kapitalizmin kadına sunduğu kutsanmış annelik aldatmacasında ucuz emek ilişkisi ile neoliberal politikaların yeni kölelik koşullarını dayattığı günümüzde, pandemiyi fırsata çevirenlerin daha da derinleştirdiği eşitsizlikler, sömürü ve yoksulluk bu 8 Mart’ı kadının varoluş mücadelesi için çok daha anlamlı kıldı.
Pandemi, kadına yönelik ekonomik, psikolojik, fiziksel, cinsel şiddeti, kadın bedeni, emeği üzerindeki sömürü ve baskıyı arttıran bir politikanın fırsatı haline getirilirken, bakımın kamusal bir hizmet olamaması, sosyal destek politikalarının geliştirilmemesi nedeniyle kadınlar istihdamdan kopartıldı ve evlere kapatıldı. Ev içi emeğin görünmez olmasıyla sömürü katlanırken, kadınlar kamusal alandan, sosyal yaşamdan, üretimden uzaklaşmak zorunda kaldı. Tekinsiz ev içlerinde şiddetle baş başa bırakıldı.
Kadını kontrol altına almayı hedefleyen, kamusal alandan uzaklaştıran bu sistem; üniversitelerdeki “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi”ni toplumsal değerlerimize ve kabullerimize uygun olmadığı gerekçesiyle durduran, Türkiye’nin imzalamış olduğu CEDAW-Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Birleşmiş Milletler Sözleşmesine ve Kadına Karşı Şiddetin ve Aile içi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin İstanbul Sözleşmesine karşı olan anlayışıyla kadına yönelik şiddeti daha da kışkırtmaktadır.
Kadınların, en yakınlarındaki erkekler tarafından şiddete uğrayıp, intihar adı altında soruşturulmadan kapanan dosyalarda biriken kuşkulu ölümlerle yaşamları çalınırken, etkili koruma önlemleri alınmadan ve cezasızlıkla kışkırtılarak hızla artan şiddet rakamları, dünya ölçeğinde bir insan hakları felaketine işaret etmektedir.
Siyasi iktidarları kadının bedeninden elini çekmesi için bir kez daha uyaralım. Ancak bilmeliyiz ki patriyarkal kapitalizm kadın bedenleri üzerinden, kadın cinselliği ve doğurganlığı denetlenerek sürdürülürken, eşitlikçi yeni bir dünya kurulmadan ne kadın ne de toplum şiddetten kurtulacaktır.
Kadınların eşit ve özgür olduğu, sömürünün, baskının ortadan kaldırıldığı, emeği örgütlediğimiz, doğanın renkleriyle çoğaldığımız, barışla bir araya geldiğimiz daha çok 8 Martlarımız olsun.”

Haftanın Şiiri
Kadınlarımız/ Hikmet GÜZEL
Onlar can verendir onlar doğuran
Onlar yetiştiren onlar yoğuran
Derler ki “Dişi kuş yuvayı kuran”
Bizim baş tacımız kadınlarımız

Onlar ,varoluşun en temel taşı
Bütün insanlığın öncüsü, başı
Akmasın kadının tek damla yaşı
Bizim baş tacımız kadınlarımız

Kadınsız olur mu aşklar, sevdalar
El öptüğün ana, kokladığın yar
Onu koru, kolla, sevgi ile sar
Bizim baş tacımız kadınlarımız

Mecnun Leyla için çölleri aştı
Kerem Aslı için az mı savaştı
Ferhat Şirin için eğilmez baştı
Bizim baş tacımız kadınlarımız

Onlar anamızdır onlar bacımız
Onlar neşemizdir onlar acımız
Onlarla kök saldı soyağacımız
Bizim baş tacımız kadınlarımız

Kadınsız bir hayat kördür, sağırdır
Çekilmez, yaşanmaz; zordur, ağırdır
Kadın bir sevdadır kalbine sığdır
Bizim baş tacımız kadınlarımız

Haftanın Sanat Gündemi
5. Vedat Günyol Deneme Yarışması’nın sonuçları açıklandı
Kartal Belediyesi’nin çevirmen, eleştirmen, öğretmen, yayıncı ve yazar Vedat Günyol anısına; Türkiye Yazarlar Sendikası, Cumhuriyet gazetesi, Kırmızı Kedi Yayınevi ve İstanbul Atatürk Lisesi Mezunları Vakfı ile birlikte bu yıl 5’incisini düzenlediği ‘Vedat Günyol Deneme Yarışması’nda dereceye giren eserler açıklandı.
Aralarında; gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya, gazetemiz köşe yazarı Zeynep Oral, Adem Uçar, Adnan Özyalçıner, Celal Ülgen, Rengin Cemiloğlu, Tahir Şilkan ve Uğur Kökden’in yer aldığı seçici kurul; yaptığı değerlendirme ile birincilik ödülü dışında Seçici Kurul Özel Ödülü ile Genç Deneme Yazarı Ödülü verdi. Seçici Kurul’un pandemi koşullarına uyarak karşılıklı görüş alışverişi sonucu oy çokluğu ile aldığı kararlarla; “Sera Toplumunda Çöl Olmak” adlı eseri ile Hüseyin Köse birincilik ödülüne değer görülürken, “Desem mi Demesem mi” eseri ile Arzu Kaya Seçici Kurul Özel Ödülü’nü; “Kendi Küçük Bahçemiz” eseri ile de Ömer Faruk Genç Deneme Yazarı Ödülü’nü almaya hak kazandı. Vedat Günyol Deneme Yarışması’nın Ödül töreni, pandemi koşullarının da uygun olması durumunda 11 Nisan’da saat 14.00’te Kartal Hasan Âli Yücel Kültür Merkezi’nde düzenlenecek. (Cumhuriyet)

Ünlü yazar Suna Tanaltay hayatını kaybetti
Öykü, şiir, deneme ve kişisel gelişim alanında çok sayıda eseri ola psikolog, şair ve yazar Suna Tanaltay, 88 yaşında hayatını kaybetti.
Yıllarca radyo ve televizyonlarda yaptığı söyleşilerle tanınan ünlü psikolog, şair ve yazar Suna Tanaltay’ın vefat ettiği öğrenildi. Acı haberi kendisiyle bir edebiyat dergisinde uzun yıllar yazarlık yapan ses sanatçısı ve yazar Onur Akay duyurdu.
Akay, “Türkiye radyo ve televizyonlarında senelerce onun söyleşilerini izlemiştik. Öykü, şiir, deneme ve kişisel gelişim alanında çok sayıda eseri olan psikolog, şair ve yazar Suna Tanaltay’ı, kalp yetmezliği nedeni ile 88 yaşında kaybettik.
Tanaltay bir süredir Mersin Yaşlı Yaşam Merkezi’nde tedavi görmekteydi. Kendisi ile 90’lı yılların sonu ve 2000’li yılların başlarında, uzun yıllar “Ana” isimli kültür ve sanat dergisinde köşe yazarlığı yapmıştım.
Cenazesi, 5 Mart 2021 Cuma günü Akbelen Mezarlığı’nda öğle namazına müteakip kılınacak cenaze namazı sonrası, pandemi kuralları çerçevesinde defnedilecektir. Suna Tanaltay’a Allah’tan rahmet, sevenlerine baş sağlığı diliyorum.” İfadelerini kullandı.

Nâzım Hikmet Kampı çevrimiçi olarak başladı
Nâzım Hikmet Kampı bugün çevrimiçi olarak başladı. Toplum Gönüllüleri, Adalar Vakfı ve Gündüz Vassaf’ın katkılarıyla yapılan, 25 gencin katılacağı kamp bu yıl, yazarlar Sibel Oral, Burcu Aktaş, Haluk Oral ve İnan İzci’nin paylaşımlarıyla gerçekleşiyor.
Türkiye’nin çeşitli illerinden gençlerin katılımıyla altıncı yılını dolduran Nâzım Hikmet Kampı, bu sene çevrimiçi olarak yapılıyor. 25 gencin katılacağı kamp 7 Mart Pazar günü sona erecek.
T24’ün aktardığına göre, Toplum Gönüllüleri, Adalar Vakfı ve Gündüz Vassaf’ın katkılarıyla yapılan kampta bu yıl edebiyat alanında Sibel Oral, pandemi sürecinde eve bakışı, evin edebiyatta nasıl bir yer tuttuğunu; Mehmet Hikmet üzerine yazmakta olduğu kitabını; Burcu Aktaş, Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın 102 yıl önce yayımlanmış, ‘Hakka Sığındık’ romanının İspanyol Nezlesi’nin dünyayı kırıp geçirdiği yılların günümüz İstanbul’unda izlerini; Haluk Oral, son kitabı ‘Nâzım Hikmet’in Yolculuğu’nda şairin izlerini arayışının öyküsünü; İnan İzci, eve kapanış sürecinde gençlerin yaşadıkları şehirlerde kent hakkı ve aktif yerel yurttaşlık anlayışıyla kendi hayatları üzerinde söz sahibi olmalarına dönük çalışmalarını, Kuzey Ormanlar Savunması, küresel iklim değişikliği karşısında farkındalık yaratmayı ve yaşamı dönüştürme etkinliklerini kampçılarla paylaşacak.
Kampçılar ayrıca pandemi sürecinde olumsuzlukları nasıl olumluya çevirerek yaşamlarını zenginleştirdikleri üzerine tecrübelerini birleştirerek daha geniş bir çevreyle paylaşmak üzerine bir çalışma yapacak.

Amin Maalouf: Uçuruma doğru yürüyoruz
Sekiz yıl aradan sonra gelen yeni romanı ‘Empedokles’in Dostları’nda teknolojik imkânların tümden kesildiği bir dünyada rotasını bulmaya ve neler olup bittiğini anlamaya çalışan insanlığı kahramanları üzerinden anlatan Amin Maalouf, “Bu yeni roman için yıkımın eşiğine gelen insanlığımıza yeni bir yaşam, yeni bir başlangıç şansı sunulan bir tür kıssa denebilir. Kusurlarımızın tam olarak farkına varırsak ve davranışlarımızı buna göre değiştirmeye karar verirsek, dünyamızın hâlâ ‘onarılabileceğine’ inanıyorum. Kimlik anlayışımızı, teknolojiye yaklaşımımızı kökten değiştirmeli ve yepyeni bir insan kaderi anlayışı benimsemeliyiz. Son romanım şu anki ruh halimi, endişelerimi ve kalan umutlarımı açıkça yansıtıyor” diyor.

Bir Portre
Suna Tanaltay
22 Nisan 1933 yılında Mersin’de dünyaya gelen psikolog, şair ve yazar Suna Tanaltay, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü’nden 1957 yılında mezun oldu ve Çapa Tıp Fakültesi’nden psikiyatri sertifikası aldı. Kandilli Kız Lisesi ve Kabataş Erkek Lisesi’nde psikoloji, felsefe ve edebiyat öğretmeni olarak görev yapan Tanaltay, 1958 yılından 1979 yılına kadar Çapa Psikiyatri Kliniğinde psikolog olarak da görev yaptı.
Psikiyatrist, yazar ve şair olarak tanınan eşi Dr. Erdoğan Tanaltay’la birlikte muayenehane açtı ve eşiyle birlikte Türkiye’yi dolaşıp “Sevgi, Saygı, Hoşgörü” konulu söyleşiler yaptı. TÜBİTAK’ta “Medyada ve İnsan İlişkilerinde Sevgi ve Saygı” dersleri verdi.
Yıllarca TRT’de konuşmalar yapan ve üç yıl süre ile Inter Star’da yayınlanan İyi Günler Türkiye programında konuşan Suna Tanaltay, HBB’de iki yıla yakın bir süre Sevgiyi Paylaşalım programında eşi Erdoğan Tanaltay’la birlikte yer aldı.
Daha sonra TRT, NTV, Show TV, Kanal D, ATV, TGRT ve Flash TV gibi çeşitli kanallarda söyleşileri oldu. TRT radyolarında ve özel radyolarda da sık sık söyleşiler yapan Suna Tanaltay’ın, Günaydın Gazetesi ve eski Posta Gazetesi’nde günlük ve haftalık köşe yazıları yayımlandı.
İlk ürünü olan “İncir Ağacı” adlı öyküsü 1948 yılında Akşam gazetesinin sanat sayfasında yer aldı. Daha sonra şiir, deneme, psikolojik yorumlarını Vatan, Milliyet, Günaydın, Posta gibi çok sayıda gazete ve edebiyat dergisinde yayımlandı.
Dikili ve Akçakoca Belediye Meclisleri’nden Fahri Hemşehrilik Beratı alan Tanaltay’ların Dikili ve Balıkesir ’de bir de Sevgi Sokakları bulunmaktadır. (Suna – Erdoğan Tanaltay Sokağı)
Suna Tanaltay, bir halk araştırması ile 1997 yılında sağlık hizmetleri konusunda “Yılın en Başarılı Kadını” seçilmişti. Psikiyatrist, yazar ve şair olarak tanınan eşi Erdoğan Tanaltay da 21 Ocak 2014 tarihinde hayatını kaybetmişti.
Kadını anlatan kitaplar
1.Kendine Ait Bir Oda/Virginia Woolf/ İletişim
2.Kurtlara Koşan Kadınlar/ Clarissa P. Estes/Ayrıntı
3.İyi Toplum Yoktur/Nihan Kaya/İthaki
4.Hayat Yolları/Alice Miller/ Metis
5.Cinsiyet Belası/Judith Butler/Metis
6.Kadınlar Da Vardır/Erendiz Atasü/ Can
7.Zehir Zıkkım Hikayeler/Ayla Kutlu/ Bilgi

Exit mobile version