xslot trbet tarafbet orisbet betturkey betpublic bahiscom betebet betlike mariobet betist 1xbet trendbet istanbulbahis zbahis royalbet betwild alobet aspercasino trwinbetonred bizbet

Antakya’da Kültür Sanat

Hazırlayan: Mehmet Karasu Haftanın

Hazırlayan: Mehmet Karasu

Haftanın Kitabı

Aşkın Mührü/Ferhat Zidani/Sonçağ Yayıncılık

“Gülü Dikeniyle Sevmek Gönül İşidir”

“Aşkın Mührü” Ferhat Zidani’nin şiirlerini topladığı, Antakya’dayken adıma imzalayıp verdiği kitabın adı.

Kitabın ilk sayfalarındaki şiirlerin dizeleri,  şair hakkında genel çıkarımlar yapmama yetiyor. Sonraki şiirler de yanıltmıyor beni.

“Hasretiz”de Dünyanın en yaralı coğrafyalarının yükünü sırtlanmış da buradan kurgulamış şiirlerini. Halkın düşlerinden söz ediyor. Bu yüzden barış diye haykırıyor sevgiliye.

“Çocuklar küçük kurşunlarla mı vurulur/Yüzyıllardır vebali boynumuzda/Papatyalardaki bu postal izi/Bu yüzden sevgili/Bu yüzden, yediğimiz ekmek/İçtiğimiz su, soluduğumuz hava/ Lanetlidir kederli türküler sokağında”

Bir başka şiiri “Kalmadı Mecalim”de de benzer dizeleri kuruyor. Fakat bu kez kendi yağmalanmış geçmişiyle birlikte. Ve diyor ki:

“Savaşın yıktığı sokaklarda/Söylenmemiş ninnilerle/Uyut beni yıldızların koynunda”

Onu içli bir şair olarak tanımıştım. Az konuşan, kurduğu tümceleri de düşünerek kuran biriydi Ferhat Zidani. Yazdığı şiirler ise koca bir denizde salınım yapan sesli dalgalar, serin dağ eteği yankısı. Ya da cam kırığı yüreğinden dökülen çocuk bakışlı düşler ile göç yollarında söylenen türküler…

“Aşkın Mührü”nde yol aldığınızda ay ışığında büyüyen gölgeler, deli bir tay gibi koşturan aşklar, şehrin gözlerine damlayan ezgiler, mavinin kanayan özlemi ya da sisli buluta dönüşen aynalar çıkar karşınıza.

“Sır İlmi” şiiri ise tek başına farklı bir dilden.

Bir dizesinde “Mazluma el verilir, zalime yüz” çevrilir diyor. Bir dörtlüğünü de olduğu gibi alıyorum bu şiirin:

“Gülü dikeniyle sevmek gönül işidir/Maşuksuz ömür ışığa boş gelir/Yürekten sevenlere verilir selam/Ermiş eğilir, ham gerinir”

Sonuç mu? Ferhat Zidani’de şiir denilen şey dikenli bir gül. Gülü dikeniyle seviyor ve bunun bir gönül işi olduğunu biliyor. Ama ondan daha önemlisi yazdıklarıyla toplumsal sorunların odak noktasında yer almak istiyor. Kendi iç seslerini etkili sözcüklerle toplumsal duyarlılığına ulaştırıyor. Ağıt oluyor, türkü oluyor.

1971 yılında Almanya’da doğan Zidani halen Antakya’da bir sağlık kuruluşunda çalışmakta. Yerel gazetelerde köşe yazarlığı, TV program yapımcılığı gibi uğraşları var. Ayrıca öykü ve şiir dışında senaryo çalışması da bulunuyor.

Konuk Yazar

  Biraz Tahammül Biraz Hoşgörü/ Bahri LOŞ/eğitimci/Şair

           Toplum olarak tahammül sınırımızın bir hayli düştüğünü kabul etmek gerek. Uzun süren bir salgın süreci, ekonomik sıkıntılar, yaşamın hızı, her yere yetişme telaşı ve tam olarak dinlenmeye vakit ayıramama durumunun bizi olumsuz etkilediğini kabul etmeliyiz. Sahip olduğumuz teknoloji ve imkanlar bizi daha uzağa gitmeye ve daima daha fazlasını yapmaya itmiştir. Bu imkanlar zamanla bizi yaşadığımız mahalleden ve ne yazık ki ailemizden uzaklaştırmıştır. Artık dünyanın öbür ucundaki olaylardan haberimiz olurken en yakınımızdaki dost ve akrabalardan bihaber olmaya başladık. Aynı sofrada oturduğumuz insanlarla birden iletişim kesiliyor ya televizyona kilitleniyoruz ya da herkes birden telefona sarılıyor. Tanık olduğum bir kadın “Ben akşam çocuğumu yemekte isterim. O evde her gün ne konuşuluyor ne bitiyor bilsin isterim.” demişti. Tanık olduğum başka bir kadın “ Ben her akşam çocuklarımla en az yarım saat oturmalıyım. Herkes odasına geçmeden birbirimizle sohbet etmeliyiz, gün boyunca birbirimize ne yaptığımızı anlatmalıyız.” demişti. Gerçekten anlatmayan, paylaşmayan, içini dökmeyen insan daha bir agresif olabiliyor. Bizi dinleyen insanlara birden farkında olmadan bir yakınlık duyarız. Çünkü dinlemek biraz da önem vermek demektir. İşte bu yüzden en iyi arkadaşlıklar birbirlerini dinleyebilen, karşılıklı sohbet edebilen insanlar arasında kurulur.

        Günümüze baktığımızda tahammül sınırı düşünce hoş görünün de ortadan kalktığını görebiliyoruz. Hiç kimsenin en ufak bir hatayı hoş karşılayacak bir hali yok. Sanki hepimiz çok mükemmel yaşıyoruz da bir tek karşımızdakiler hata yapıyor. Trafikte biri bize yol verdiğinde ya da bir hatamızı hoş gördüğünde anlaşılma duygusuyla içimiz nasıl da şükranla ve insancıl duygularla doluyor. Anlamak ve anlaşılmak bütün kapıları sevgiye aralar. Bir insanın bir insanı anlaması kadar güzel başka ne olabilir?

        Bazen bir beş dakika geç kalma için, bazen doğru yapılmayan bir yemek tercihi için, bazen bir sohbette yanlış, küçük bir söz için karşımızdakini incitecek davranışlarda bulunuruz. Oysa Mevlana ne güzel söylemişti: “Hoşgörüde deniz gibi ol.”Bu söz üzerinde oturup biraz düşünmemiz gerekir.  Aslında başkasını anlayıp hoşgörü göstermek insanın biraz da kendini anlamasıdır. Çünkü aynı duruma mutlaka biz de düşeriz ve aynı tavrı biz de karşıdan bekleriz. Ancak olumlu tavrı, biz de aynı duruma düşeceğimiz için değil yalnızca doğru davranış bu olduğu için yapmalıyız.

Haftanın Şiiri

DESEM Kİ/  Av.İhsan Biçici

Desem ki, bu şehir Diyarı-bekir”dir.

Adım adım kapılarını ben çaldım

Ben açtım kendi elimle

Sokaklarını ben kurşunladım sevgimle,

Anlattım ona rüyamı bir masal gibi

Dicle’den,  Karacadağ’dan,  Alipar’dan

Anadan, babadan yardan

Bu kadarmış nasibi

Dicle,

Bağrı yaşlarla doğa gelmiş bir nehir

İnceden, hafiften ağlayıp durur.

Yılanlı, akrepli sevdalı şehir

Hatırladıkça içim burkulur.

Cinali bahçasında şöyle bir bahar

Ya da mevsim yazdır çay öğünde karpuzlar…

Mardin kapı şen olur,

Dibi değirmen olur.

Değirmenden inerken yoluma rastladı yar,

Hele yar yar, zalim yar hain yar vefasız yar.

Rüzgârın başka eser, çiçeğin başka kokar şimdi,

Diyarbakır dolar, boşalır şimdi

Bırak ellerimi lo delilo başlar şimdi.

Davul daaan daaan vuruyor bak,

Oyuncular hazır, sana binlerce selam,

Güzel Diyarbakır…

Haftanın Sanat Gündemi

12. Türkan Saylan Sanat Ödülü Gaye Boralıoğlu’nun oldu.

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği tarafından Prof. Dr. Türkân Saylan adına 2010’dan bu yana her yıl düzenlenen “Türkan Saylan Sanat ve Bilim Ödülleri” öykü dalında bu yıl Alâmetler Kitabı’yla Gaye Boralıoğlu’na verildi.

Seçici Kurul: Sezer Ateş Ayvaz, Nursel Duruel, Birsen Ferahlı, Turhan Günay (Seçici Kurul Başkanı), Ayşe Sarısayın, Mehmet Zaman Saçlıoğlu, Prof. Dr. Ayşe Yüksel (ÇYDD Genel Başkanı)

DİTAV’dan Diyarbakırlı şair İhsan Fikret Biçici adına şiir ödülü

DİTAV – Diyarbakır Tanıtma Kültür ve Yardımlaşma Vakfı Diyarbakır Şubesi İhsan Biçici adına ödüllü bir şiir yarışması düzenliyor. Ve DİTAV’ın bu yılla başlayan sonraki yıllarda da başka şahsiyetler ve başka başlıklarla yapılması planlanan ilk yıl programı. İlkinin şiirle olması şiire bunca üvey evlat muamelesi yapılan zamanlarlarda anlamlı.

DİTAV 2021 yılı içinde yayınlanmış şiir kitaplarını bekliyor. *

*ŞAİR İHSAN BİÇİCİ ŞİİR ÖDÜLÜ

Ditav (Diyarbakır Tanıtma, Kültür, Yardımlaşma Vakfı) olarak, geçmişten günümüze, kentimizin kültür/sanat ve edebiyat hayatına katkıda bulunan değerlerimizin adını yaşatmak için, her yıl farklı bir isim ve alanda ödüller verilecektir.

Vakıf yönetimi, 2022 yılı için ödülü “şiir dalında”,  ömrünün elli yılını şiire ve kentin kültür/sanat alanına hizmette bulunan, vakfımız üyeliği de yapmış olan Şair İhsan F. Biçici (1936-2013) adına verilmesini kararlaştırmıştır.

ÖDÜL ŞARTNAMESİ:

1) Ödül 3.000(üç bin) tl para ödülü ile plaket ve ditav kitaplarından seçmelerden oluşacak.

2)Ödül, 2021 yılı içinde yayımlanmış şiir kitabına ve tek esere verilecektir. Gerek görüldüğünde iki eser arasında paylaştırılabilecektir.

3) Katılımcıların, katılım sağlayacakları eserinin daha önce basılı veya sanal herhangi bir ortamda ödül almamış olması gerekir.

4)Son katılım tarihi 31 Mayıs 2022’dir.

5)Ödüle katılım şahsen ya da yayınevi aracılığıyla, katılımcıların açık adresi, kısa yaşam öyküsü ve iletişim bilgileriyle, 6 adet kitabının vakıf adresine göndermesiyle gerçekleşecektir.

Ditav : Kooperatifler Mh. Cahit Sıtkı Tarancı Sk.

Arslan Apt. Kat:2 No:4

Yenişehir/Diyarbakır

0412 2283555  / 0541 361 68 79

6)Sonuçlar 2022 Haziran ayı içinde açıklanacaktır.

Ödül Jürisi:

Remzi İnanç, Şükrü Erbaş, Şeyhmus Diken, Ahmet Çakmak, Gülsüm Cengiz,  Gonca Özmen

Hermann Hesse ödülü Türk yazar ve çevirmenine…

Bu yıl, Türk yazar Hakan Günday ve çevirmeni Sabine Adatepe, Uluslararası Hermann Hesse Ödülü’nü alacak.

20.000 Euro’luk ödül, Hermann Hesse’nin doğum günü olan 2 Temmuz’da memleketi Calw’da verilecek.

Doğan Hızlan Edebiyat Eleştiri ve İnceleme Ödülü’nün sahibi belirlendi

     Sanat Kritik’in düzenlediği, Doğan Hızlan Edebiyat Eleştiri ve İnceleme Ödülü’nün ilki, kitap dalında Çimen Günay Erkol’un “Yaralı Erkeklikler-12 Mart Romanlarında Yalnızlık, Yabancılaşma ve Öfke” adlı çalışmasına verildi.

Ödülün gerekçesi, bir dönemi tutarlı şekilde ele alması, edebiyat tarihine cinsiyet üzerinden bakarak romana yeni bir inceleme perspektifi getirmesi ve eser seçiminde farklı ideolojilere yer vermesi olarak açıklandı. 

Doğan Hızlan Edebiyat Eleştiri ve İnceleme Ödülü’nün makale dalında bu yıl ödül verilmedi.

Ödül töreni 3 Haziran 2022’de Sanat Kritik’te yapılacak.

Kitap Dalında Ödül Jürisi: Hami Çağdaş, Metin Kayahan Özgül, Nedret Öztokat Kılıçeri, Nilüfer Kuyaş, Turhan Günay (jüri başkanı).

Makale Dalında Ödül Jürisi: Didem Ardalı Büyükarman, Hilmi Tezgör, Nevzat Kaya, Serhan Bali, Turgay Anar, Seval Şahin. (edebiyathaber.net, 20 Mayıs 2022)

Küçük İskender Sempozyumu 28 Mayıs’ta çevrimiçi

     Boğaziçi Üniversitesi Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi, ‘küçük İskender Sempozyumu’ düzenliyor. 28 Mayıs Cumartesi günü gerçekleştirilecek olan sempozyum, Zoom üzerinden canlı olarak yayınlanacak.

Sempozyumun programı şöyle:

13.00 / Açılış konuşması: Murat Gülsoy

13.15-14.45 / I. oturum

Altay Öktem / Bir Yeraltı Fenomeni ve Yıkım Ustası Olarak küçük İskender

Asuman Susam / Akyazı – Mutlak Dürüstlük İçeren Metin – Olarak küçük İskender Şiiri

Gökçen Ezber / küçük İskender Şiirinde Söz ve Arzu: Bir Quuer Akış

Zeliha B. Cenkci / küçük İskender Şiirinde Cinsiyet Hiyerarşisini Konuşma Arzusu ve Erkekler

15.15-16.45 / II. oturum

Moderatör: Olcay Akyıldız

Akif Kurtuluş / Edebiyat Terbiyecisi küçük İskender

Deniz Durukan / küçük İskender Şiirinde Anne Sorunsalı

Kerim Akbaş / Bourdeeu’nün Alan Teorisi Üzerinden küçük İskender Şiiri

Nilay Özer / küçük İskender Şiirinde Beden, Özne, İktidar

17.00 / Kapanış Konuşması: Birhan Keskin (Kaynak: Gazete Duvar)

9. Sarıyer Edebiyat Günleri başlıyor

9. Sarıyer Edebiyat Günleri, 28 Mayıs-5 Haziran tarihleri arasında düzenlenecek. 9. Sarıyer Edebiyat Günleri, Ceylan Ertem konseriyle sona erecek.

DUVAR – Sarıyer Belediyesi’nin düzenlediği 9. Sarıyer Edebiyat Günleri, 28 Mayıs-5 Haziran’da Kireçburnu Haydar Aliyev Parkı’nda yapılacak. 400 yazar, 45 yayınevinin katılımıyla gerçekleşecek etkinlikte birçok şair, gazeteci, akademisyen, müzisyen ve oyuncu okurlarla buluşacak.

Şiir ve müzik eşliğinde boğaz turlarının yapılacağı programda bu yıl masal çadırı da kurulacak. Etkinlikte, Beyaz Martı Edebiyat Onur Ödülü Latife Tekin’e verilecek. Programın bu yılki onur konuğu ise Türkan Şoray olacak.

YILMAZ GÜNEY’İN ‘ARKADAŞ’ FİLMİ GÖSTERİLECEK

Özge Özberk, Sinan Tuzcu, Caner Cindoruk ve Bülent Emrah Parlak, etkinliğin ilk günü olan 28 Mayıs’ta “Sahneden Edebiyata” isimli panele katılacak. Panelin moderatörlüğünü ise yazar Gülşen İşeri yapacak. Akademisyen Canan Dağdeviren “Bilim ve Özgürlük” isimli söyleşiyle programda yer alırken, 29 Mayıs Pazar günü ise Özlem Gürses, “Medyada Neden Başarısız Oldum” söyleşisiyle etkinliğe konuk olacak. Aynı gün Prof. Dr. Kemal Kocabaş, Cengiz Öksüz ve Yeni Kuşak Köy Enstitüleri İstanbul Şube Başkanı Dr. A. Alper Akçam da “Köy Enstitülerinin Aydınlığı ve Edebiyat” isimli bir panel düzenleyecek.

Etkinlik kapsamında 31 Mayıs Salı günü Ece Üner “Tuhaf Zamanlarda Cesurca Konuşmak”, 1 Haziran Çarşamba Nasuh Mahruki “Bir Dağcı ve Gezginin Yazarlık Yolculuğu”, 2 Haziran Perşembe Yalvaç Ural “Başparmak Çocuklar”, 3 Haziran Cuma Mine Söğüt “Kadınlar Ne İster”, 4 Haziran Cumartesi Ali İhsan Varol – Can Kılıç “Kelimelerle Sarıyer”, Atilla Dorsay ve Fatoş Güney “Yılmaz Güney’i Anmak: Yeniden ve Her Zaman” söyleşileriyle etkinliğe katılacak.

Atilla Dorsay ve Fatoş Güney’in söyleşisinin ardından Yılmaz Güney’in “Arkadaş” filmi gösterilecek. 5 Haziran Pazar günü düzenlenecek Türkan Şoray ve Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç’in “Sultan’la Yüz Yüze” ve Latife Tekin’in “Zamansız: Romanda Şiirsel Akım” etkinliğin son söyleşileri olacak.

ŞİİR HATLARI KADIKÖY VE BEŞİKTAŞ’TAN KALKACAK

9. Sarıyer Edebiyat Günleri programı kapsamında Şiir Teknesi; Hüseyin Avni Danyal, Başak Daşman, Kerem Fırtına, Haydar Ergülen, Suat Erdem, Gültekin Emre, Şehr-i Şiir Grubu’nun seslendireceği şiir ve şarkılarla denize açılacak. Şiir hatları, etkinliğe farklı ilçelerden katılacaklar için Kadıköy ve Beşiktaş’tan kalkacak

BEYAZ MARTI EDEBİYAT ONUR ÖDÜLÜ LATİFE TEKİN’İN

2014 yılında verilmeye başlanan “Beyaz Martı Edebiyat Onur Ödülü” Yaşar Kemal, Zülfü Livaneli, Vedat Türkali, Murathan Mungan, İnci Aral ve Ahmet Ümit’in ardından Latife Tekin’in olacak. Etkinlik kapsamında düzenlenen ‘Fakir Baykurt Öykü Yarışması’nda ise ortaokul, lise ve yetişkin kategorisinde dereceye giren katılımcılara ödülleri verilecek.

Etkinlikte; İnci Aral, Aydın Ilgaz, Nilgün Ilgaz, İpek Çalışlar, Nazım Alpman, Özkan Sağın, Niyazi Kahveci, Özgür Özgülgün, Pelin Batu, Erdal Güney, Yavuz Ekinci, Adnan Özyalçıner, Sinan Meydan, Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Haydar Ergülen, Mine Soysal, Sinan Akyüz, İhsan Eliaçık, Başak Sayan, Emrah Ablak, Zeynel Lüle, Ersin Karabulut, Tuna Kiremitçi, Lütfiye Pekcan, Saygı Öztürk, Latife Tekin, Akın Birdal, Kahraman Tazeoğlu, M. Cemal Beşkardeş, Merve Başcumalı, Özge Doğar, Karin Karakaşlı gibi birçok isim imza günü düzenleyecek.

Etkinlik kapsamında 29 Mayıs Pazar 19.00’da müzisyen Mehtap Meral konser verecek. 9. Sarıyer Edebiyat Günleri, müzisyen Ceylan Ertem konseriyle son bulacak.

Değerlerimiz/Ali Yüce

1928’de Hatay’ın Yayladağ ilçesi Hisarcık köyünde doğdu. 1951’de Düziçi Köy Enstitüsü’nü bitirdikten sonra Anadolu’nun çeşitli köylerinde ilkokul öğretmenliği yaptı. 1961’de yeterlik sınavlarını dışardan vererek Gazi Eğitim Enstitüsü İngilizce Bölümü’nden diploma aldı. Çeşitli liselerde İngilizce öğretmenliğiyle eğitim alanındaki hizmetini sürdürdü.

İlk şiiri 1956’da Yücel dergisinde yayınlandı. Daha sonraki şiirleri Yeditepe, Türk Dili, Soyut, Sanat Rehberi dergilerinde çıktı. İlk şiirlerinde İkinci Yeni’ye başarısız öykünmeler görülür. Özellikle Edip Cansever etkisindeki bu şiirde, benzeşme, niteleme, tamlama bolluğu, aşırı soyutlamalar ve dil oyunları, aşırı bir konuşkanlık etkin. Olgunluk dönemi şiirlerinde ise Metin Eloğlu ve Can Yücel şiirinin bazı özellikleri dikkat çeker. Sözcüklerin yan yana dizilmesiyle izlenimler yaratma diye tanımlanabilecek ilginç bir teknik kullanır. İlginç ritimler, konuşma dili ve sesleniş özellikleri kullanarak şiirini geliştirdi. Yaşadığı çevreyi, toplumsal sorunları yansıtan, yer yer taşlamaya yönelen, yergi ve eleştirinin ağır bastığı toplumcu şiirleriyle tanındı.

Eserleri

Boyundan Utan Darağacı (1976)

Halk Çağı (1981)

Ortadoğu Şiirleri (1983)

Şiir Sıcağı (1984)

Anamı Arıyorum (1985)

Antakya Çarşıları (1986)

Şiir Tufanı (1989)

Taş Tanrılar (1990)

Asılacak Kitap (1991)

İnsan Tomurcukları (1991)

Yunuslama (1991)

Havalı Meryem (1994)

Sevgim Servetimdir (1997)

İnceleme

Şiirin Dili, Yapısı, İşlevi (1975)

Ödülleri

1980 Nevzat Üstün Şiir Ödülü Halk Çağı ile

1982 Yeditepe Şiir Armağanı Halk Çağı ile

1982 Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü Halk Çağı ile

1985 Ömer Faruk Toprak Şiir Ödülü

1994 Akdeniz Şiir Ödülü (İtalya)

Bir Kişilik Sokak/ Ali Yüce

Antakya sokakları dar

Antakya sokakları bir kişilik

Sen giderken ben gelemem

Bir gönlümü bahar almış

Bir gönlümü yaz

Antakya sokakları bir kişilik

Öte git biraz

Akşam

Gözlerimin içine doluyor akşam

Vakitlerin dört ayağı bir pabuçta

Dört saçağın suyu bir olukta akıyor

Gölgeler bir ölüp bir diriliyor

Ayaklarımın ucunda

Gece

Gözlerimin içine doluyor gece

Bütün süngüler kırık şimdi

Bütün sayıların toplamı sıfır

Ne basıncı var havanın

Ne yerin çekimi

Bir gönlümü bahar almış

Bir gönlümü yaz

Böyle zamanlarda çıkma karşıma

İki sarhoş bir sokağa sığmaz