Antakya’da yaşayan 16 yaşındaki Furkan Dağlı, 6 Şubat depremini birebir yaşadıktan sonra duygularını ve tanıklığını “Depremin İzinde” adlı kitabında topladı. Hem bir iç hesaplaşma hem de toplumsal farkındalık çağrısı niteliğindeki bu eser, genç bir yüreğin enkaz altından hayata, umuda ve bilinçlenmeye uzanan yolculuğunu anlatıyor.
Ailece enkazdan saniyelerle kurtuldu
Antakya’nın Aksaray Mahallesi’nde yaşayan Furkan Dağlı, 6 Şubat 2023 gecesi ailesiyle birlikte büyük bir felaketi ucuz atlattı. Beş katlı apartmanlarının çökmesinden sadece saniyelerle kurtulmaları, genç yazarın hayatında silinmez bir iz bıraktı. O karanlık gecede yaşadıkları korku, panik ve çaresizlik, Furkan’ın zihnine kazındı. Bu travmayı yalnızca içinde yaşamak yerine kaleme alan Furkan, yaşananları unutturmamak adına “Depremin İzinde” adlı kitabını yazdı.
Mahallesinin tanığı, toplumun sesi oldu
Kitabında yalnızca kendi hikâyesine değil, mahalledeki insanlara ve gördüğü manzaralara da yer veren Furkan, çöken binalar, yardım çığlıkları, feryatlar ve çaresizlik içinde bekleyen yüzlerce insanın sessiz tanığı olduğunu aktarıyor. “Hayatta kalmak bir mucizeydi ama o gecenin boşluğunu hâlâ içimde taşıyorum” diyen Furkan, duygularını güçlü ve etkileyici bir dille yansıttığı satırlarla, okuyucusunu o geceye geri götürüyor.
Bilinçli nesiller için çağrı
Furkan Dağlı’nın kitabı yalnızca bir kişisel anı değil; aynı zamanda toplumsal bilinç oluşturmayı hedefleyen bir manifesto niteliğinde. Özellikle gençlerin ve ailelerin deprem bilinci kazanmalarının önemine vurgu yapan Furkan, “Birlikte olmanın, dayanışmanın ve paylaşmanın ne kadar kıymetli olduğunu gördük” diyerek kitabının taşıdığı mesajı özetliyor.
Kitap boyunca sıkça yinelenen bir vurgu da, geleceğe daha bilinçli bireyler bırakma arzusu. Furkan, bu acının sadece yaşanıp geçmesini istemiyor; herkesin ders almasını, hazırlıklı olmasını istiyor. Kitap, Hatay halkının yaşadığı büyük yıkımın ardından yeniden ayağa kalkışını da anlatıyor.
Gençliğin sesi, Türkiye’ye yankılandı
“Depremin İzinde”, yalnızca Antakya’dan değil, tüm Türkiye’ye gönderilen bir uyarı ve umut mesajı. Furkan Dağlı’nın kalemi, genç yaşına rağmen gösterdiği duyarlılık ve cesaretle dikkat çekiyor. Kitap, bölgedeki birçok genç için ilham kaynağı olurken, toplumun her kesimine de unutmama ve hazırlıklı olma sorumluluğunu hatırlatıyor.
Furkan’ın kaleme aldığı bu eser, aynı zamanda bir yüzleşme ve iyileşme aracı. Her satırı, hafızalarda yer eden o karanlık geceyi yeniden canlandırırken, beraberinde bir dayanışma çağrısı da getiriyor. Genç bir yazarın içinden gelen bu çığlık, sadece geçmişin değil, geleceğin de sesi olmaya aday.