ASELSAN, sağlık teknolojileri alanındaki güçlü adımlarına bir yenisini ekledi. Şirket, tamamen yerli imkanlarla geliştirdiği Kalp Akciğer Makinesinin kan testlerini başarıyla tamamlayarak lansmanını gerçekleştirdi. Cihaz, açık kalp ameliyatlarında kalp ve akciğerin işlevlerini üstlenecek.
“Kalp akciğer makinesi hangi amaçla geliştirildi?”
TRT’nin aktardığı bilgilere göre, ASELSAN sağlık sektöründeki çalışmalarını yaşam destek sistemleri ve medikal görüntüleme alanlarında sürdürüyor. Bu kapsamda üretilen Kalp Akciğer Makinesi, Türkiye’de ilk kez milli kaynaklarla ortaya kondu. Cihaz, özellikle açık kalp ameliyatları sırasında hastaların hayati fonksiyonlarını geçici olarak üstlenmek için tasarlandı.
“Expomed fuarında dikkatleri üzerine çekti”
Başarıyla tamamlanan testlerin ardından, Kalp Akciğer Makinesinin lansmanı İstanbul’da düzenlenen Expomed Fuarı’nda yapıldı. Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’nun katılımıyla gerçekleştirilen tanıtımda, cihazın hem tasarımı hem de teknolojik özellikleri büyük ilgi gördü.
“Ödüllü tasarımıyla ön plana çıkıyor”
2020 yılında başlayan geliştirme sürecinde ASELSAN, inovatif bir yaklaşım benimsedi. Kalp Akciğer Makinesi, üstün ergonomik özellikleri ve kullanıcı dostu tasarımı sayesinde If Design, A’Design ve IDA Design gibi prestijli merkezlerden ödüller kazandı. Böylece cihaz, sadece teknik performansıyla değil, estetik ve işlevsellik açısından da uluslararası alanda kendini kanıtlamış oldu.
“Uzman doktorlar ve perfüzyonistler geliştirme sürecinde aktif rol aldı”
Cihazın geliştirilme sürecinde hastanelerde görev yapan uzman doktorlar ve perfüzyonistler, doğrudan katkı sağladı. Bu sayede Kalp Akciğer Makinesi, sahadaki ihtiyaçlara birebir yanıt verecek şekilde tasarlandı. Klinik test süreci ise Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) ile iş birliği içinde yürütülmeye devam ediyor.
“Hastanelerde kullanım tarihi belli oldu”
Sağlık otoriteleri ve uzman ekipler tarafından yürütülen çalışmaların ardından, Kalp Akciğer Makinesinin 2026 yılı itibarıyla hastanelerde kullanıma sunulması hedefleniyor. Böylece Türkiye, açık kalp ameliyatlarında dışa bağımlılığı azaltarak, kendi geliştirdiği teknolojiyi sağlık hizmetlerinde aktif biçimde kullanabilecek.