Asfalt’ta İyiyiz?

Peki ya yangına karşı… Antakya kent kimliğinin ortak mirası olan ‘taş ve ahşap’ evlerin ve yarattığı yaşam kültürünün kül olup gitmemesi için yapılması gerekenlerin neresindeyiz, sorusu ile başlayalım güne, ki bu soruyu sorarken de, ‘hidrant’ diye adlandırılan yangın musluklarının olduğu kutuların ‘içerik’ ve ‘sayı’ olarak yeterli olup olmadıklarını da sorgulayalım! Eski denen, ara ara ‘doğu […]

Peki ya yangına karşı…

Antakya kent kimliğinin ortak mirası olan ‘taş ve ahşap’ evlerin ve yarattığı yaşam kültürünün kül olup gitmemesi için yapılması gerekenlerin neresindeyiz, sorusu ile başlayalım güne, ki bu soruyu sorarken de, ‘hidrant’ diye adlandırılan yangın musluklarının olduğu kutuların ‘içerik’ ve ‘sayı’ olarak yeterli olup olmadıklarını da sorgulayalım!

Eski denen, ara ara ‘doğu yakası’ olarak da isimlendirilen Antakya’nın ayakta kalan ‘dün’ hikâyesi içinde adımlayanların sıklıkla aklına gelen sorulardan biri, oldukça belirsiz bir ‘koruma’ politikası ile yönlendirilen kentin bu bölgesinde ‘olası bir yangına’ karşı kenti yönetenlerin ne kadar hazır olduğu noktasında yükseliyor. Yüzyıllık evler arasında uzanan dar sokaklar içindeki mevcut hidrantları (yangın dolaplarını) işaret edenler ise; dolap kapağı kırık, bakımsız ve hatta çalışıp çalışmadığı çok da belli olmayan ‘söndürme sistemlerinin’ ne sıklıkla kontrol edildiğini merak ediyor. Merak edilen bir diğer konu da, toplam kaç hidrant olduğu ve çalışır vaziyette olanların ‘yeterli’ olup olmadığı!
-NE YAPMALI?-
Türkiye’de tarihi yapıların korunması için çalışan derneklerden; Kültürel Mirası Koruma Derneği, Kültürel Mirasın Dostları Derneği ve Tarihi Kentler Birliği, Türkiye’deki tarihi yapıların başına böylesi bir facianın gelmemesi için neler yapılması gerektiği konusunda geçtiğimiz günlerde dikkati çeken bir yol haritası paylaştılar.
Bu konuda ‘risk yönetimi’ başlığında duran, Kültürel Mirasın Dostları Derneği (KUMID) Yönetim Kurulu Başkanı Saadet Güner, “Fransa gibi kültürün başkenti olan bir ülkede büyük bir insani afet (Notre Dame Kilisesi Yangını) meydana gelmesi düşündürücü ve ders alınması gereken bir tecrübedir” diyerek, ‘risk yönetiminin’ önemine dikkat çekti, “Taşınabilir-taşınmayan kültür varlıkları için olası risklere karşı mutlaka Risk Yönetimi Planı hazırlanıp, uygulanmalıdır” çağrısında bulundu.
-KORUMA KURULU-
Türkiye’de tarihi yapıların korunmasında yeterli önlemler alınmadığını vurgulayan temsilcilerin tespitleri, “Koruma mevzuatı, olaya çok basit bakıyor. Bu da denetimin çoğunu, Koruma Kurullarının inisiyatifine bırakıyor. Hâlbuki Kurulların üzerinde çok fazla sorumluluk var. Şu anki sistemden ötürü, ilgiye ihtiyaç duyan birçok tarihi yapının korunmasına yetişilemiyor” şeklinde ilerlerken, gözler, Hatay’da hayata geçen Koruma Kurulu’na çevriliyor.
Peki, bu konuda söylenenler mi?
N.U. >> Bir mimar ve şehirlerin tarihi bağlamında sıkça seyahat eden biri olarak, izlediklerimin çoğunda ‘yanlış’ uygulama kurbanları var. Bu durum sizde de fazla ne yazık ki! Koruma Kurulu, dediniz! Ama henüz çok yeniler. Eldeki bu kadar yanlışa mucize dokunuşlar yapmaları söz konusu bile değil. Ama bundan sonrası için ne yaparlar, işte bu önemli! Çünkü onların kararlı duruşu ve koruma politikası, Antakya için, olanı yarına taşımak için ‘olmazsa olmaz’ olacaktır. İnanılmaz olan, bir tarafta restorasyon yapan belediyeler, diğer taraftan hangi akla hizmet, bu evlerin ön cephesine, yol diye asfalt döşer! Ve daha korkutucu olan da… Kimse mi bu duruma ses çıkartmamış? O zaman kızmayın ama, ses çıkartmazsanız, fazlasını da hak edersiniz!
U.Ş. >> Yangın, dediniz! Bu, bizlerin burada hiç konuşmak istemediği, hatta hiç düşünmek istemediği bir şey. Çünkü… Allah korusun! Ötesi yok! Durum biraz bundan ibaret. Yollarımız dar, sokaklarımız geçit vermez halde ve yangın dolapları da bence yetersiz. Zaten birçoğunun kapağı yok, görüyorsunuz. İçlerinde su var mı ya da çalışır vaziyetteler mi, bu da belli değil.
-YEREL!-
Kültürel Mirası Koruma Derneği, Kültürel Mirasın Dostları Derneği ve Tarihi Kentler Birliği tarafından ortaya konan ‘olması gerekenler’ noktasında konuşan isimlerden biri de, “Anıt eser ve müzelerde risk yönetimleri acilen tamamlanmalı” diyen, Tarihi Kentler Birliği Genel Sekreteri Sezer Cihan. Cihan, ana hedefleri arasında, yerel yönetimleri mümkün olduğunca kültürel mirasın korunması alanında bilinçlendirmek geldiğini belirtirken, şunları söyledi:
“ÇEKÜL Akademi işbirliğinde, 2009 yılından bu yana çeşitli koruma başlıkları altında eğitimler düzenliyoruz. Bu eğitimlerde, müzelerde risk yönetimi gibi alt başlıklarımız da var. Brezilya Ulusal Müzesi ve Notre Dame Katedrali yangınları bize gösterdi ki, anıt eserler, müzeler gibi yapılarda risk yönetimleri acilen tamamlanmalıdır.”
-ÇALIŞTAY-
Geride kalan Hatay Turizm Stratejisi ve Eylem Planı 2018-2023 Çalıştayı çerçevesinde, Antakya’nın kültürel kimliğinin önemli bir parçası olan ‘tescilli evler’ konusunda nasıl bir politika izlendiği, bu konuda nasıl çekinceler ortaya konduğu ya da ‘yangın’ riski gibi unsurların gündeme gelip gelmediği bilinmiyor. Ancak ifade edilen “risk yönetimleri” konusunda çok da iyi durumda olmadığımız, eski kent içinde adımlayanların ortak yargısı.
Peki, son olarak, tescilli bir kentin orta yerine ‘asfalt’ dökme konusunda kimselerin ellerine su dökemediği yerel yönetimlere ‘yangına hazırlığımız konusunda neredeyiz?’ sorusunu soralım mı? -Tamer Yazar-

Exit mobile version