Asi Nehri’nin Durumundan Endişe Duyuyoruz

Antakya Çevre Koruma Derneği yönetimi, ilgili yetkililerin nehrin vahim durumuna el atması gerektiğine vurgu yaptı       Antakya Çevre Koruma Derneği (AÇKD) Yönetimi yaptığı açıklamada, Asi Nehrinin mevcut durumundan endişe duyulduğu belirtildi, ilgili yetkililerin bu vahim duruma bir an önce el atmasının gerekliliğini vurguladı.       AÇKD yönetimi adına konuyla ilgili açıklama yapan Başkan Nilgün Karasu, Lübnan’ın […]

Antakya Çevre Koruma Derneği yönetimi, ilgili yetkililerin nehrin vahim durumuna el atması gerektiğine vurgu yaptı

      Antakya Çevre Koruma Derneği (AÇKD) Yönetimi yaptığı açıklamada, Asi Nehrinin mevcut durumundan endişe duyulduğu belirtildi, ilgili yetkililerin bu vahim duruma bir an önce el atmasının gerekliliğini vurguladı.

      AÇKD yönetimi adına konuyla ilgili açıklama yapan Başkan Nilgün Karasu, Lübnan’ın Bekaa Vadisi’nin doğu kısmından doğan, toplam uzunluğu 386 km olan, Suriye’den geçip Türkiye topraklarında Hatay’ın Samandağ ilçesinden Akdeniz’e dökülen, ilimizin göz bebeği Asi Nehri’nin durumundan endişe duyduğunu söyledi, Asi nehrinin, Suriye’ den Türkiye topraklarına biyolojik ve kimyasal kirlilikleri taşıdığını, arıtılmamış sanayi atık sularını ve tarımda kullanılan ilaçların bir kısmını da derelerle alır ve kentimize ulaştırdığını ifade etti.

Asiden sağlıksız balık ticareti …

      AÇKD Başkanı Karasu, açıklamasında şunlara yer verdi: “Bu duruma ek olarak; Amik gölünün kurutulması ile ekolojik dengenin kaybolması, Tarıma bağlı nüfus yoğunluğu dolayısıyla tarımsal amaçlı su tüketimi artışı, 2000’den fazla kaçak kuyunun yer altı su kaynaklarını -kontrolsüz- azaltması asi havzasına zarar vermesi, Bilinçsiz su kullanımı ve kamusal yaptırımların yetersizliğii Yeraltı sularının azalması ile boşalan toprak katmanlarının amik ovasında obrukları meydana getirmesi, Tarımsal sanayi kaynaklı kirlenmenin oluşu, zeytinyağı fabrikaları vs. Asi’yi besleyen derelerden yağan yağmurlarla evsel atıkların kirlilik oluşumları,  Aşırı yağışlarda baraj kapaklarının açılması ile taşkınların yaşanması, Her sene yazla birlikte kentimizin kuzeyinde sulama amaçlı yönetmenliklere aykırı oluşturulan su bentleri, Turunçlu mevkiinde bulunan arıtma tesisinin çıkardığı koku ile o bölgede yaşayan tahmini 60 bin nüfusun mağdur edilmesi, Asi den balık avlayarak geçimini sağlayan insanların yaşadığı ve yaşatabileceği sağlıksız balık ticareti, Şehrimizin güneyinde yaşayan, küçük arazilerinde bostan veya meyve bahçeleriyle geçimini sağlayan çiftçilerin asi nehrinde su seviyesinin minimum seviyede olması dolayısıyla kaderlerine terkedilmesi.

Çalışmalar uzun vadeli olmalı …

      Sonuç olarak, Asi Nehri deltasında yerel yönetimlerin yaptığı çalışmaların uzun vadeli olmaması ve sorunların geçici çözümlerle geçiştirilmesi, deltadaki var olan ekolojik dengeyi bozmaktadır. Bölge halkının bu konuda bilinçsiz oluşu da bu durumu tetiklemektedir. Küresel iklim krizinde daha vahim sonuçların olması kaçınılmazdır. Çözümlenmesi zor problemlerle karşılaşmamak için, her türlü olumsuz etmenler ortadan kaldırılmalı veya gerekli tedbirler alınmalıdır. Tüm tarafların ve kurumların, bölgede yaptıkları çalışmalar arttırmalı ve bu çalışmalarda bu konularda uzmanları ile birlikte iş birliği içerisinde hareket etmelidirler. 

      Daha sayamadığımız birçok olumsuz koşullar düşünüldüğünde yaşamak ve yaşatmak için çevreci ve duyarlı Valimiz Rahmi Doğan’ın başkanlığında, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanımız Lütfü Savaş, HATSU, İlçe Belediye Başkanlarımız, Üniversitemiz , D.S.İ 63.Bölge müdürlüğü, Tarım İl müdürlüğü, STK temsilcilerimizle beraber ortak çözüm arayışına gidilmelidir. Çıkacak sonucu siyasi irade ile paylaşarak aşılması konusunda somut adımlar atılmalıdır.”

      Mehmet ÖZGÜN

Exit mobile version