Galatasaray ve Fenerbahçe takımlarının, Suudi Arabistan’da yapacakları süper kupa maçı nedeniyle yaşananları hepimiz biliyoruz.
Esasen maçın Suudi Arabistan’da yapılmak istenmesi yanlış bir karar idi.
Bu doğrultuda yapılan itirazlara rağmen kararda ısrar edildi ve maç günü gelip çattı.
Her iki takımda, Atatürk ile ilgili tişört ve pankart giyme ve taşıma yolunda kararlı idi.
Atatürk tişörtleri, yurtta sulh cihanda sulh pankartı ile maç sırasında bulunmak istiyordu. Suudi yetkililer de buna izin vermiyorlardı.
Bu zıtlaşma sonucu maç yapılamadı ve yaşananlar yaşandı.
Atatürk tişörtünün, yurtta sulh cihanda sulh pankartının kime ne zararı vardı?
Elbette aklı başında olanlara bir zararı olamazdı.
Ama Suudi Arabistan için böyle bir durum söz konusu olamazdı.
Zira Suudiler, krallıkla yönetiliyor ve krallığını sürdürebilmek için sıkı bir yönetim sistemini sürdürmek zorundaydılar.
Sonra Suudiler ile Türkiye’nin arası iyi değildi.
Böyle olunca da maçın yapılmasında bazı kısıtlamaların olması gündeme geldi.
Durum böyle olunca gerginlik giderek arttı ve kopma noktasına geldi.
Galatasaray ve Fenerbahçe kulüpleri Atatürk’e gönülden bağlıydılar.
Bu gerginlik gizli kalmış bir durumun da gün yüzüne çıkmasına neden oldu.
Ülkede yaşayanların ezici bir çoğunluğunun Atatürk’ü gönülden sevdiğinin ortaya çıkmasına vesile oldu.
Atatürk’ü kim sevmez?
Yurtta sulh cihanda sulh ilkesini kim benimsemez?
Aklı başında kimselerin bunun aksini düşünmesi mümkün olamaz.
İşte bu gerginlik sonucu bu gerçekler de ortaya çıktı.
Gönüllerde saklı olan Atatürk sevgisi açığa çıktı.
Hiçbir gücün bu sevgiyi, bu bağlılığı sonlandıramayacağı anlaşıldı.
Bir kez daha tekrar ediyoruz. Atatürk sevgisini kimse kalplerden sökemez!
Bu gerilim, bunun bir kez daha anlaşılmasına vesile oldu. Atatürk sevgisi kalplerdedir ve sonsuza dek kalplerde kalacaktır!