Atatürk’ün Kocatepe’deki fotoğrafı ne zaman çekildi?

Kurtuluş Savaşı’nın son evresi olan “Büyük Taarruz”, 26 Ağustos 1922’de başladı. Türk Ordusu’nun taarruzu ilerliyordu. Yalnız Çiğiltepe’de 57’nci Tümen, Yunan direnişini kıramamıştı. 27 Ağustos 1922 günü sabahı Çiğiltepe ele geçirilemediği için, öteki birliklerin bazıları bir sonraki hedefe yönelemiyorlardı. Bu durum, Türk Ordusu için tehlike demekti. Gazi Mustafa Kemal Paşa, daha fazla dayanamadı. Büyük bir üzüntüyle […]

Kurtuluş Savaşı’nın son evresi olan “Büyük Taarruz”, 26 Ağustos 1922’de başladı. Türk Ordusu’nun taarruzu ilerliyordu. Yalnız Çiğiltepe’de 57’nci Tümen, Yunan direnişini kıramamıştı. 27 Ağustos 1922 günü sabahı Çiğiltepe ele geçirilemediği için, öteki birliklerin bazıları bir sonraki hedefe yönelemiyorlardı. Bu durum, Türk Ordusu için tehlike demekti. Gazi Mustafa Kemal Paşa, daha fazla dayanamadı. Büyük bir üzüntüyle telefona doğru yürüdü. Çiğiltepe’de, 57’nci Tümen Komutanı Albay Reşat telefondaydı. Albay Reşat Bey’i severdi…

Başkomutan Mustafa Kemal Albay Reşat’a telefon etmeğe giderken.
Mustafa Kemal:

– Reşat Bey, hala hedefinize ulaşamadınız bir sorun mu var?

– Komutanım, yarım saat sonra ulaşacağız. Söz veriyorum.

– Peki, size güveniyorum.

Yarım saat dolmuştu. Çiğiltepe düşmemişti hâlâ.

Başkomutan Mustafa Kemal tekrar Albay Reşat’la konuşmak istedi.

Telefona Albay Reşat Bey’in Emir Subayı Üsteğmen Bozkurt Kaplangı çıktı.

– Reşat Bey’i istemiştim. Üsteğmen Kaplangı zorlukla, ¨Komutanım Reşat Bey size bir mesaj bırakarak intihar etti. Okuyorum, komutanım: Yarım saat zarfında bu tepeyi almak için söz verdiğim halde sözümü yapamamış olduğumdan dolayı yaşayamam komutanım.¨
Mustafa Kemal’in gözlerinden yaşlar boşanır:

-Allah rahmet eylesin, Reşat Bey büyük bir vatanseverdir.

11.45′te Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın telefonu çalar:

– Çiğiltepe alınmıştır komutanım. Yüzlerce ölüsünü bırakan düşman Sincanlı Ovası’na doğru kaçmaktadır, arz ederim.

Düşmanın Çiğiltepe’yi terk ederek, kaçmaya başladığı anda, Reşat Bey’in cansız bedeni, görevini yerine getirmenin huzurunu taşıyordu. Sağ şakağına tabancasını dayamış, bir anda tetiği çekmişti. Bir gün sonra Sandıklı’da defnedildi. Cepheden cepheye koşmaktan evlenmeye zaman bulamamıştı. Atatürk, Reşat Bey’in soyadını Çiğiltepe olarak koydu.

Bir gün, çocuklarınızla, torunlarınızla Çiğiltepe’ye uğrayın… Albay Reşat Bey’in sesini duyar gibi olacaksınız. Kanla yeşeren bu toprakların değerini yüreğinizde hissedeceksiniz. Ve… Bugünlere geliş sürecindeki hainlikler, nankörlükler bir filim şeridi gibi gözünüzün önünden geçecek… Eğer o kahramanlar, Mustafa Kemal Atatürk ve O’nun silah arkadaşları olmasaydı, Türkiye yıllar önce Afganistan’a dönmüş olacaktı…

Vatan şairi ne güzel de anlatmış, Atatürk’ün Kocatepe’deki o resmini…
“Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı,
Yürüdü uçurumun başına kadar, eğildi durdu,
Bıraksalar, ince uzun bacakları üstünde yaylanarak
Ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak,
Kocatepe’den Afyon ovasına atlayacaktı.” Nazım Hikmet

Albay Reşat Çiğiltepe

Exit mobile version