NOT-1:
Sayın Okuyucular, bilmeyenler için bilgi veriyorum. Ben Antakya’lıyım. Bu yönümü her sosyal ortamda (Halk toplantıları, TV konuşmalarım, Youtube, Instagram ve Zoom aracılı sohbetlerimde vs) ve Nöroloji temelli Bilimsel toplantılarımdaki konuşmalarımda her zaman gururla açıklamışımdır.
Kardeşlerim ve yeğenlerim halen Antakya’dalar. Altı Şubat depremi sırasında en küçük kardeşim yıkıntı altında kaldı, ancak 11 Şubat günü cesedi çıkarılabildi. Vücudunun parçalanmadan çıkarılmasına şükrettik. Deprem nedeniyle bir kardeşim ve 5 yeğenim evsiz ve işsiz kaldılar. Depremde vefat edenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır, yaralılara da şifalar diliyorum.
Depremden 6 ay sonra ancak toparlanıp, tekrar yayın hayatına dönme başarısını gösteren ve tarihsel geçmişi olan “ANTAKYA GAZETESİ” ni tekrar kazandıran ilgililerini kutlar, geçmiş olsun der, huzurlu bir yaşam dilerim.
Antakya Gazetesi gibi tüm Hatay’ın ve özellikle en çok hasarlı olan Antakya’nın da daha güzel değişimli olarak yeniden yapılanacağı günlere kavuşmasını en içten duygularla dilerim.
Hz. Muhammed (asr), toplumunun uygulamalarında köklü değişiklikler yapmış ve muhafazakâr davranmamıştır. Gerçekleşen devrimsel yeniden yapılanmalara baktığımızda, hepsinin Kur’an Temelli olduğunu görüyoruz.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gerçekleştirmiş olduğu bütün devrimler de Kur’an Temelli olmuştur. Çünkü Atatürk gerek annesinin Kur’an’a olan yakınlığının ve gerekse kendi meraklı kişiliğinin etkisi ile küçük yaştan itibaren başlamak üzere, bir bilim adamı yaklaşımı ile Kur’an’ı anlayarak okumaya ve incelemeye başlamıştır.
Atatürk, Kur’an’ı anlayarak okuyacak kadar Arapça ve Fransızca’ya hakimdi ve gerçekleştirdiği hemen hemen bütün devrimler Kur’an Temelli olmuştur. Bu konuyu Sn. Sedat Şenermen “Atatürk’ün Devrimleri Kur’an Temellidir” ismi ile kitaplaştırmış ve yeni yayınlanmıştır.
Yine Atatürk, Dine yönelik incelemeleri sırasında, ilk Hıristiyan Kilisesi olan Saint Pierre kilisesi ile ilk Cami olan Habibinneccar Camiinin Antakya’da olduğunu ve Antakya’nın tarihsel yönden çok önemli olduğunu belirlemişti.
Ayrıca Atatürk gerek Suriye’deki görevi sırasında ve gerekse sonraki yıllarda yaptırdığı Mu Medeniyetinden başlamak üzere olan ve Uygur Türklerinin Eti koluna kadar araştırmalarda Hatay bölgesindeki toplumun büyük bir kısmının Eti Türk’ü olduğunu belirlemişti. İşte bu toplumun çoğunluğunun, Halife Ömer’in Halep ve Hatay’ı ele geçirmesi ve buralarda Arap ordularını idareci bırakması ile başlamak üzere, Türkçe ana dilleri yerine Arapça konuşmaya zorlanmaya başlamış olduğunu öğrenmişti. Ve bu bölgede gerek Arapça konuşan gerekse konuşmayan insanların fizyonomileri ile kişilik karakter özelliklerinin Arap ırkı fizyonomisi ve karakterinde olmadığını da anlamıştı.
Dolayısıyla Antakya hem Hıristiyanlık hem de Müslüman’lık için Kudüs kadar önemli bir şehir ve Hıristiyan toplumu için ikinci Hac yeri olması yanında, Türk toplumu olması ile de Atatürk özel bir ilgi göstermiştir.
Hatay’ın Avrupa, Balkanlar ve Kafkasya ülkelerini, Ortadoğu’ya, hatta Rusya, İran ve Irak’ı da Akdeniz’e bağlayan ana köprü olması da oldukça önemli bir konudur.
Bu nedenlerle, Atatürk’ün kafasında Hatay’ın vatan topraklarına katılması konusu her zaman birinci önceliğini korumuştur. Hastalığının ağırlaşmasına aldırmadan Hatay’ın Anavatan’a katılması için yoğun bir çaba göstermiştir. Antakya ve tüm Hatay’ın önemine ilişkin Atatürk şunları söylemiştir:
“KIRK ASIRLIK TÜRK YURDU DÜŞMAN ELİNDE KALAMAZ. HATAY BENİM ŞAHSÎ MESELEMDİR. MUTLAKA ALACAĞIM”
7 Temmuz 1939`da 3711 sayılı kanun ile Hatay, Türkiye`nin bir ili oldu.
Ancak maalesef Mustafa Kemal Atatürk’ün, uğruna sağlığını hiçe saydığı Hatay’ın Anavatan’a katılmasını görmeye ömrü yetmedi.
Görüldüğü gibi Hatay’ın anavatana katılması, Atatürk’ün son arzusuydu ve “HATAY’LI BİR TÜRKİYE CUMHURİYETİ” O’nun bizlere çok önemli ve tek mirası olmuştur.
Bizlere düşen görev de bu mirasa sahip çıkmak ve bu uğurda gereken üstün bir çaba içinde olmaktır.
NOT-2- NÖVAK Vakfımızın kitaplarının gelirleri ile Eskişehir Tıp Öğrencilerine burs veriyoruz. Özel günlerinizde kitaplardan alır veya hediye ederseniz bize destek olur ve öğrenci sayımız inşallah artar: “DİN VE BEYİN”, “SON DAVET KUR’AN”, “KUR’AN KADINI KORUYOR”, “OKU! Konularına göre Kur’an ayetleri”, “KUR’AN’IN KULU KÖLESİ MEVLȂNA”, “TEVRAT VE İNCİL’DE ÖNCEKİ İSLAM”, “KUR’AN VE SON İSLAM”, “ALLAH İLE ANLAŞMAMIZ VAR”, “ALLAH’TAN ALACAKLI OL”, “ÖZDE DİNDAR, SÖZDE DİNDAR”, “ALLAH KİMİ SEVER, KİMİ SEVMEZ” ve “KÜTUB-İ SİTTE’DEKİ HADİS VE SÜNNET GERÇEĞİ”