Cinsiyetçi teori tamamen çöktü diyebiliriz.
Kız çocuklarının okuma oranı erkekleri geçmiş durumda.
Erkeklerinki %91.4 iken, kızlarda okuma oranı %91.5’tir.
Liselerde okullaşma oranı erkeklerde %87.27 iken kızlarda %88.71 oranına çıkmış durumda.
Görülüyor ki, kız çocukları erkeklere nazaran ileriye geçmiştir.
Böylesi bir durumda karma eğitimin aleyhine konuşmanın bir anlamı da yoktur.
Bu arada SEY Vakfı’nın öğrencilere vereceği burs da gündeme geldi.
Bir çocuktan umut, umuttan da gelecek hedefleyen vakıf yöneticileri tüm hızları ile kendilerini bu
işe vermişler.
Hele depremzedelerin ihtiyaçlarının karşılanması ayrı bir önem taşımaktadır.
Bunlar bir tarafta olurken öte yandan öğretmenlerin mülakata çağrılması gündeme geldi.
Öğretmenlerin apar topar mülakata çağrılmaları da dikkat çekici olmuştur.
Mülakat çağrılmaları onların mağduriyetini kısmen olsa da giderecektir.
Böylece öğretenlerimizin mağduriyetleri kısmen de olsa giderilme yoluna gidilmiştir.
Ama garip sorularla karşılaşıldığı da kulağımıza geliyor.
Öyle ya da böyle.
Mülakatta sorulan sorulara şöyle bir bakmak gerekir.
Öyle sorular soruluyor ki şaşırmamak imkanız.
Torpilliler mahkemede kanıtlandı.
Bu arada davayı açan sadece haklılığını kanıtlamakla kalmamış, mülakat mağduru olduğunu da
ispat etmiştir.
Toparlarsak, şöyle bir geriye doğru bakalım. Erkekler okusun kızlar okumasın anlayışı son
bulmuştur.
Kızların da erkeklerin de burs alma imkanı sağlanmıştır.
Mülakat mağduru öğretmenlerin mağduriyetleri kısmen giderilmiştir.
Bunlar olurken ufkumuzun da aydınlık olacağı anlaşıldı.
Böyle giderse önümüz aydınlık olacak, gelecek çağdaş günler bizim oacak, çağdaşlık önümüzü
aydınlatacak.
O halde durmayalım. Daima ileriye doğru gidelim.
Gidelim ki aydınlık gelecek bizim olsun.
YORUMLAR