Aralarında Hatay Milletvekillerinin de olduğu 119 CHP Milletvekilinin Anayasa Mahkemesi (AYM) başvurusu sonuç verdi. AYM, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nda yer alan ‘toplantı ve yürüyüşlerin güneş batmadan bitirilmesi, genel yollarda yapılamaması ve vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmaması’ hükümlerini iptal etti.
Antakya’da gerçekleşen basın açıklamaları ve eylemlerde sık sık ‘güvenlik’ gerekçesiyle yasaklarla karşılaşan siyasi ve sendikal gruplar için de önemli bir değişim yaratması beklenen son karar, Anayasa Mahkemesi kaynaklı oldu. Aralarında Hatay Milletvekillerinin de olduğu 119 CHP Milletvekilinin Anayasa Mahkemesi (AYM) başvurusu sonuç verdi.
Resmi Gazete’de yer alan karara göre, başvuruda, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 6, 7 ve 22’nci maddelerinde yer alan bazı hükümlerin iptali talep edildi.
Kanunun 6’ncı maddesi, ‘il ve ilçelerde toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergahının mahallin en büyük mülki amiri tarafından belirleneceği’ni düzenliyor.
7’nci maddede, “Toplantı ve yürüyüşlere ve bu amaçla toplanmalara güneş doğmadan başlanamaz. Açık yerlerdeki toplantılar ile yürüyüşler güneş batmadan önce dağılacak şekilde, kapalı yerlerdeki toplantılar ise saat 24.00’e kadar yapılabilir” deniyor.
22’nci maddede ise, “Genel yollar ile parklarda, mabetlerde, kamu hizmeti görülen bina ve tesislerde ve bunların eklentilerinde ve TBMM’ye bir kilometre uzaklıktaki alan içinde toplantı yapılamaz ve şehirler arası karayollarında gösteri yürüyüşleri düzenlenemez” hükmü yer alıyor.
Başvuruyu esastan görüşerek karara bağlayan Yüksek Mahkeme, söz konusu kanunun bu üç maddesinde yer alan ‘toplantı ve yürüyüşlerin güneş batmadan bitirilmesi, genel yollarda yapılamaması ve vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmaması’ hükümlerini iptal etti.
Kararda, Anayasa’nın 34. maddesinde yer alan, “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir” ifadesi hatırlatıldı.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının, memleket meselelerinin barışçıl yöntemlerle ve uzlaşı yoluyla çözülebilmesine de imkan sağladığı belirtilen kararda, “İfade edilen görüş ve eleştiriler ne derece sert ve rahatsız edici olursa olsun, şiddet içermediği ve barışçıl niteliğini koruduğu müddetçe, yetkili makamların her türlü toplantı ve gösteri yürüyüşüne tahammül göstermesi ve hoşgörüyle yaklaşması demokrasinin bir gereğidir” ifadesi kullanıldı.
-MÜLKİ AMİR YETKİSİ-
Antakya özelinde ve Hatay genelinde buna dair yasaklamaları düzenleyen Hatay Valiliği’nin yine bu noktadaki ‘yetki’ alanını da belirleyen son kararda, toplantı ve gösteri yürüyüşü yapılabilecek alanların, mahallin en büyük mülki amirince belirlenen yer ve güzergahla sınırlandırılmasının, bireylerin toplantı ve gösteri yürüyüşünün yapılacağı mekanı seçme hakkına müdahale teşkil ettiği vurgulandı.
Mülki amirin, kamu yararı ile bireysel yarar arasında dengeyi sağlamak bağlamında, gerekirse toplantının büyüklüğüne ve amacına göre farklı yer ve güzergahlar belirlemesi ve mekanlar arasında kademelendirme yapmasının mümkün olduğu belirtildi.
Güzergahın, bireylerin mekan seçme konusundaki tercih hakkını aşırı biçimde kısıtlayacak şekilde belirlenmesi durumunda, buna dair idari kararın, idari yargı yerlerince denetlenerek gerekirse iptal edilebileceğine işaret edildi.
-İPTAL EDİLDİ-
Kararda, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin, açık alanlarda güneşin batışıyla sınırlandırılmasının, bu hakka müdahale niteliği taşıdığı vurgulandı.
Bu sınırlamanın, kamu düzeni ile başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacına dayandığı belirtilen kararda, sınırlamanın, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun ve ölçülü olması gerektiğinin altı çizildi. ‘Güneş batmadan önce dağılacak’ hükmünün iptali, karar Resmi Gazete’de yayımlandıktan 9 ay sonra yürürlüğe girecek.
-AYM UYGUN GÖRDÜ-
İtiraz edilen konulardan birinin de, toplantı yapılamayacak yerler arasında sayılan ‘genel yollar’ ibaresinin olduğu belirtilen kararda, “Trafik akışının bozulması riski, genel yolların toplantılara tamamen kapatılmasına haklılık kazandırmamaktadır. Toplantı ve gösteri yürüyüşünün başkalarının günlük yaşamlarını bir miktar zorlaştırması kaçınılmazdır” ifadesi kullanıldı.
-GÜVENLİK KAYDI!-
Dava dilekçesinde, “Katılımcıların ses ve görüntülerinin kolluk tarafından kaydedilmesinin, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına müdahale olduğu” iddiasını da söz konusu kanun yönünden inceleyen Mahkeme, “Ses ve görüntü kaydının, suç delillerinin tespiti ve suçluların cezalandırılması bakımından sağlayacağı yararlar dikkate alındığında, toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılım bakımından bireyler üzerinde yaratacağı sınırlı etkinin ihmal edilebilir olduğu” sonucuna vardı.
-48 SAAT-
Kanunun, ‘toplantıların 48 saat öncesinden idareye bildirilmesi’ şartını da değerlendiren Yüksek Mahkeme, kamu otoritelerinin alması gereken tedbirlerin mahiyeti göz önüne alındığında, 48 saatlik süreyi makul kabul ederek, kamu yararı ile bireysel yarar arasındaki dengenin gözetildiğine hükmetti. -Tamer Yazar-