İyi günler sevgili okuyucu.
Bugünlerde, sosyal medya, Hatay Büyük Şehir Belediyesi’nin de destek olduğu “ Aynı Toprağın Çocuklarıyız” adlı belgesel klip ile coşmuş durumda. Benzerlerini “ Doğa İçin Çal” adlı prodüksiyonlarda gördüğümüz çalışmada çok sayıda yerel müzisyen, sözlerini ve düzenlemesini Talat Ersoy’un yazıp yaptığı hoş bir şarkı ile sanatseverlerle buluştu.
Öncelikle emeği geçenleri kutluyoruz. Hatay’ın tanıtımı açısından bu ve buna benzer yaratıcı çalışmaların artması, kentimizin renkli alanlarda daha canlı anlatılması gerekiyor. Teknik ya da sanatsal anlamda bu konudaki uzmanların görüşlerine yer vermek en iyisi. Bir bütün ve fikir olarak ise son derece başarılı.
Şarkı içten duygularla yazılmış, ama uzun sayılacak klipte girilen tekrar izleyiciyi bir hayli yoruyor. Hoş bir dil, güzel bir melodi, ama arka arkaya gelen tekrarlar, şarkı sözleri üzerinde biraz daha durulmasında fayda olduğu izlenimi yaratıyor.
İlimizin tanıtımı açısından bir çok ilçe ve bir çok özgün mekanda kamera karşısına geçen müzisyenlerin ses ve yorum kabiliyetleri son derece içten. Ama bu kadar çeşit çeşit yorumcuyu peşi sıra izleyici ile kucaklaştırmaktansa, birkaç sesi ve ses eğitimi düzgün yorumcu üzerinden gidilseydi belki daha iyi olurdu.
Lütfen yanlış anlaşılmasın, buradan aktardığım eleştiriler projeyi karalamayı asla düşünmüyor. Amacım, bundan sonraki çalışmalarda farklı bir pencereden emekçilere fikir vermektir. Üstelik projede büyük emek sahibi değerli dostları sanat camiasından tanıyor ve takip ediyorum. Her biri eleştiriye açık, yaratıcı dostlarımız.
Seçilen mekanlar oldukça iyi düşünülmüş, ancak kamera ve ışık kullanımından dolayı görsel anlatım güçlü bir yorumdan uzak kalmış. Dilerim ki bundan sonraki çalışmalarda görüntü yönetmeni arkadaşlarımız seçilen mekanlardaki büyülü ve etkileyici atmosferi daha sıcak karelerle verir. Bir de dikkatimi çeken en önemli görsel unsur, müzisyen arkadaşlarımızın her biri ekranın ortasına yerleştirilmiş. Bir ezber misali sürekli aynı pencereden duygu anlatımı, pencereye yerleştirme açısından biraz daha titiz yapılabilirdi.
Peki güzel tarafları…
Bir kere şunu itiraf etmeliyim ki, böylesi bir girişim geç bile kaldı. Doğunun Kraliçesi, birbirinden yetenekli ses sanatçılarının özgün yorumlarıyla ülkenin hatta dünyanın dört bir tarafına yepyeni bir ruh kattı. Kentimizin artık başka alanlarda boy gösterip, yöre insanımızın duygu, düşünce ve yeteneklerinin sergilenmesi gerekiyordu. Birçok müzisyen dostumuzun gerek enstrümanlarıyla gerek ise ses ve yorumlarıyla içten hal ve hareketleri, Doğu Akdeniz’in bu köşesinde yaşayan bizlerin son derece renkli insanlar olduğumuzu çok güzel anlatıyor.
Umarım eleştirilerim olgunluk ile karşılanır.
Yeniden tüm güzel sanatçı dostlarıma ve bu projeye destek olanlara teşekkür ediyorum.
Elinize sağlık.
İyi çalışmalar.