Balkız : “Politik bir depreme maruz bırakılıyoruz”

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi akademisyeni ve Ankara Barosu üyesi Neval Oğan Balkız son dönemde Hatay’da yaşanan politik sürece dair eleştiride bulundu. Oğan, eleştirisinde Hatay’da “Kirli Politik Bir Deprem “yaşandığı vurgusuna yaparak Hatay halkının deprem içinde depremlerde kaldığını belirtti. Yaşanan politik sürece değinen akademisyen Oğan, seçim dönemi boyunca partilerin aday belirleme ve çekme süreçlerinde ayak oyunları […]

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi akademisyeni ve Ankara Barosu üyesi Neval Oğan Balkız son dönemde Hatay’da yaşanan politik sürece dair eleştiride bulundu. Oğan, eleştirisinde Hatay’da “Kirli Politik Bir Deprem “yaşandığı vurgusuna yaparak Hatay halkının deprem içinde depremlerde kaldığını belirtti. Yaşanan politik sürece değinen akademisyen Oğan, seçim dönemi boyunca partilerin aday belirleme ve çekme süreçlerinde ayak oyunları ve çıkar savaşları ile pazarlıklar yaptığını halkın iradesinin ise hiçe sayıldığının altını çizdi. “Politik bir depreme maruz bırakılıyoruz” eleştirisinde bulunan Oğan, “Hatay halkına, bizlere, bunca kötülük neden ve nasıl yapılır” sorusunu sorarak yaşanan süreci ve Hatay halkı açısından karmaşıklığını gözler önüne sermiş oldu.

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi akademisyeni ve Ankara Barosu üyesi Neval Oğan Belkıs’ın Hatay’da yaşanan sürece dair eleştirisinin tamamı şu şekilde;

Hatay’ a şimdi de ‘Kirli Politik Bir Deprem’ Yaşatılıyor! Biz Hatay halkı; doğa olayı bir depremi yaşadık! O günden bugüne “deprem içinde depremlerde kaldık!”

-Acılarımız, kayıplarımız, yasımız içinde, yalnız ve sahipsiz bırakılarak, yurttaşlık bilincimizi parçalayan bir “kaderine terk edilmişlik” ile ‘siyasal’ bir depremi yaşadık!

-Birikimlerimizi, üretim araçlarımızı, çalışma, kazanma olanaklarımızı, işimizi kaybettik, yoksulluk, yoksunluk içinde kaldık, ‘ekonomik’ bir depremi yaşadık! Ailelerimiz parçalandı, başka kentlere gittik ya da çadırlara konteynerlere sığındık, gündelik tüm yaşam alışkanlıklarımızı, tutkularımızı, komşularımızı, anılarımızı kaybettik, büyüdüğümüz sokakları, parkları, okullarımızı, ibadet yerlerimizi, çarşılarımızı, fırınlarımızı, geçmişten bugüne taşıdığımız ilişkileri ve mekanları kaybettik, sosyal, kültürel bir depremi yaşadık!

-Yaşama sevincimiz; geçmişi olmayan, geleceği de belirsizleşen sonsuz bir şimdiye saplanıp kalmış olmanın ağırlığı altında, sönüp yok oldu, psikolojik bir travma depremi içinde kaldık!

-Ve şimdi de; sağcısı, solcusu tüm siyasal partilerin ‘ayak oyunları’, ‘çıkar ilişkileri’ içinde gelişen; toplumsal gerçeklikle, halkın sorunlarıyla, siyaset etiği, şeffaflık, liyakat ve katılımcılık ilkeleriyle her türlü bağını koparmış şekilde, halkın iradesinin hiçe sayıldığı, zümrelerin çıkar savaşları içinde pazarlıklarla belirlenen adaylık süreçleri ve ‘güle oynaya’ bu süreçlerde yer alanların, çıkarlar uyuşmayınca “aday çekme” hamleleri karşısında “herkesin bir birini sattığı” iddialarıyla ilerleyen, kirli ‘politik’ bir depreme maruz bırakılıyoruz! Hatay halkına, bizlere, bunca kötülük neden ve nasıl yapılır? Sahi sizler, kimsiniz? -İlyas Yiğit-

Exit mobile version