Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Baro, istifaya çağırdı

Hatay Barosu, 149.kuruluş yıldönümü

Hatay Barosu, 149.kuruluş yıldönümü konuşmasındaki mesajları üzerine, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör’ü istifaya davet etti. Hatay Barosu Yönetimi adına açıklama yapan Başkan Av. Ekrem Dönmez, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör’ün, Danıştay’ın 149. kuruluş yıldönümü programında yaptığı konuşmada, “16 Nisan 2017 tarihinde halk oylamasına sunulan ve kabul edilen değişiklikle Anayasamızda var olan kuvvetler ayrılığı ilkesi daha da belirgin hale getirilmiştir. Olağanüstü halin ilanı ve bu süreçte kabul edilen KHK’ların amacı, devletin kurumlarını terör örgütü mensuplarından arındırmak ve demokrasiyi korumak olup kişilerin hak ve özgürlüklerine, amaç dışında herhangi bir sınırlama getirilmemiştir” şeklinde beyanda bulunduğunu hatırlattı.
Danıştay Kanunu’na göre, Danıştay’ın, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş Yüksek İdare Mahkemesi, danışma ve inceleme mercii ve bağımsız olduğunu, yönetimi ve temsilinin ise Danıştay Başkanı’na ait olduğunu belirten Hatay Barosu Başkanı Av.Ekrem Dönmez, yazılı açıklamasının bundan sonraki bölümünde de şunları kaydetti:
“Danıştay Başkanı Sayın Zerrin Güngör, Danıştay’ın 149. kuruluş yıldönümü programında yaptığı konuşma ile bir düşünce sergilemiştir.
Tartışmalı bir YSK kararı ile sonuçlanan referandum sürecinden sonra hayatımızda yerini alan değişikliklerle kuvvetler ayrılığı ilkesinin daha da belirgin hale geldiğini ve olağanüstü halin ilanı ve bu süreçte kabul edilen KHK’ların amacının devletin kurumlarını terör örgütü mensuplarından arındırmak ve demokrasiyi korumak olup, kişilerin hak ve özgürlüklerine amaç dışında herhangi bir sınırlama getirilmediğini kişisel olarak elbette sergileme hakkına sahip olduğu kuşkusuzdur.
Ancak idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargısal nitelikli karar vermesi gerekecek olan ve ileride hem çıkartılan Kanun Hükmünde Kararnameler hem de Olağanüstü Hal döneminde yapılan tüm tasarruflarla ilgili ileride kendisine intikal edecek konularda yargısal olarak çözüm getirmesi gereken Danıştay’ın Sayın Başkanı’nın bu sözleri, yönetimin yargı yoluyla denetlenmesinde etkin ve önemli görev yapması beklenen bir yargı kuruluşunun en tepesinde olan bir kişiye yakışmadığı gibi, bu sözleriyle, yönetimin yargı yoluyla denetlenmesinde etkin ve önemli bir görevi yapabilecek bir yargı kuruluşu olamayacağını da göstermiştir.
Keza, bilimsel olarak, Anayasa değişikliği ile yapılan düzenlemelerin kuvvetler ayrılığını ortadan kaldırdığı ve evrensel hukuk ölçütlerine uymadığı noktasında yapılan eleştirileri görmezden gelmesi ve tarafsız kalması bir yana; olağanüstü halin ilanı ve bu süreçte kabul edilen KHK’ların kişilerin hak ve özgürlüklerine, amaç dışında herhangi bir sınırlama getirilmediğini açıkça belirterek, ileride Danıştay’a intikal edebilecek hususlarda peşinen görüşünü açıklaması ve taraf pozisyonu alması sebebiyle görevini layıkıyla yapacak niteliği kalmamıştır.
Daha şimdiden, HSK üye seçimleri için adaylıkların belirlendiği ve 21 kişiye indirildiği bir ortamda ve yine yakın tarihli olarak yapılan hakim-savcı atamalarında tasarrufların nasıl taraf menfaatlerine göre şekillendiği, liyakat esasından öte farklı kaygıların öne geçtiği konuşulmakta iken, bilimsel olmayan kişisel düşüncelerini Danıştay Başkanlığı malzemesi yapmaya hakkı bulunmamaktadır.
Çok şükür ki, tüm esnetmelere ve yargı erkini yürütme erkine tabi tutan tüm düzenleme ve yaklaşımlara karşın, Türkiye’de hala iyi ki yargı var ve ‘hala yargı sonuna kadar işliyor’ diyeceğimiz birçok yargıcımız hala işbaşında. Tüm umudumuz, vicdanını ve ahlakını hala koruyan iyi yargıçların varlığında.
OHAL döneminde çıkartılan KHK’ler eliyle yapılan tasarruflara karşı halen yargı yolunun kapalı olduğu bir dönemden geçerken ve aylarca hiçbir yargısal inceleme imkânı tanınmamışken, KHK tasarrufları için önceden açılan davaların tamamı bir KHK ile karar verilemeyecek bir hale sokulmuşken, oluşturulması beklenen inceleme komisyonunun dahi kurdurulamamışken, böyle bir ortamda Danıştay Başkanı’nın yapması gereken en onurlu şey istifa etmesidir. Anayasa değişikliği öncesi bağımsız ve Anayasa değişikliği sonrası ayrıca tarafsız olan yargı adına Sayın Başkanı istifaya davet ediyoruz.” -Cemil Yıldız-