Herkes, izinsiz gösteri, yürüyüş hakkına sahip…
Aralarında ilimiz Hatay Barosu’nun da bulunduğu, Türkiye genelinde sayıları 40’ın üzerindeki Baro Başkanlığı ortak açıklamasında, son Boğaziçi eylemlerinde yaşananlara vurgu yapılarak, herkesin, önceden izin almaksızın gösteri ve yürüyüş hakkına sahip olduğu hatırlatıldı.
Hatay Barosu’nun da imza attığı Barolar ortak açıklamasında şöyle denildi:
“Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 34. Maddesi’nde, ‘Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir’ şeklinde vücut bulan anayasal hakkın, hukuki dayanak olmadan kısıtlanmasının ve akabinde kolluk tarafından, yine herhangi yasal bir dayanak olmaksızın keyfi şekilde talimatlar verilip ardından gözaltına alma işlemlerinin yapılmasının, demokratik hukuk devleti olgusunun işlediği ve yerleştiği ülkelerde asla yeri yoktur.
İfade özgürlüğü ve toplantı ve gösteri yürüyüşleri ile ilgili olarak, AİHS’in 10. ve 11. Maddelerinin uygulanmasına ilişkin, AİHM’in birçok içtihadında; her kanun dışı durumun, toplantı ve gösteri özgürlüğüne müdahale gerekçesi olamayacağı ve bu müdahaleyi haklı göstermeyeceği, toplantı düzenleme özgürlüğünün demokratik toplumlarda korunması gereken temel haklardan olduğu, bir toplumu toplum yapan değerlerden olduğu ve bu nedenle de bu hakkı sınırlamaya yönelik müdahalelerin çok dar yorumlanması gerektiği, bu tür toplantılarda gerekli hoşgörünün gösterilmesi, toplanma özgürlüğü ve bu özgürlük çerçevesinde düşüncelerini ifade etme hakkının demokratik toplumun temel özelliklerini teşkil ettiği, şiddete teşvik ya da demokratik ilkelerin reddi dışında –bazı görüşler ya da kullanılan ifadeler resmi mercilerin gözünde ne kadar sarsıcı ve kabul edilemez görünebilse de– koruyucu tedbir niteliğinde olan radikal önlemlerin toplanma ve ifade özgürlüğünü ortadan kaldırmaya yönelik olarak kullanılmasının demokrasiye zarar vermekte olduğu, hukukun üstünlüğüne dayanan demokratik toplumlarda barışçıl yöntemlerle toplanma özgürlüğünün uygulanmasının önemi vurgulanmıştır.
Bu bağlamda, Boğaziçi öğrencilerine yapılan muameleler; Anayasa’ya, AİHS’ne, AİHM’nin ve AYM’nin yerleşik içtihatlarına ve yasalara aykırıdır.
Geçmişte olduğu gibi bugün de, kimden gelirse gelsin, hukuka aykırı tüm işlem ve eylemlerin karşısındayız. Suç oluşturmayan, demokratik haklarını kullanan vatandaşlara karşı her türlü baskının son bulmasını, Yunus Emre’yi, Hacı Bektaş’ı, Mevlana’yı yetiştiren, hoşgörünün ve hümanizmin anavatanı olan ülkemizde bu gelenekleri yıkan ve bunlara karşıtlık oluşturan tüm söylem ve davranışların terk edilerek, ülkemizin aydınlık yarınlarda kardeşçe yaşaması ülküsünü herkesin sahiplenmesini talep ediyoruz.” -Cemil Yıldız-