Geçtiğimiz hafta içinde Resmi Gazetede de ilan edilen “Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından Faizsiz Finans Kuruluşlarının Denetimini Yürüten Denetçiler İçin Etik Kurallar” uygulamasının Şer’i Hükümlerinin resmi bir kurum tarafından kural kabul edilmesi olduğu belirtildi ve Anayasaya aykırı olduğu savunuldu.
Aralarında Hatay Barosu’nun da bulunduğu Türkiye genelindeki 43 Baro Başkanlığı ortak açıklamasında, Şer’i hükümlerinin resmi bir kurum tarafından kural kabul edilmesinin Anayasaya aykırı olduğu kaydedilerek: “Türkiye laik, demokratik, üniter bir devlettir. Kuralları dini değerler, inançlar değil, yasalar belirler” hatırlatması yapıldı.
Hatay Barosu yönetiminin de altına imza attığı 43 Baro ortak açıklaması şöyle:
“Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın, ‘Cumhuriyet’in nitelikleri’ başlıklı 2. Maddesi, “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.” hükmünü içermektedir.
Cumhuriyetimizin en temel unsurlarının başında gelen laiklik, dini kurallar ile devletin işleyişini sağlayan yasal düzenleme ve kuralların, yani din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasını gerektirir. Laiklik; pozitif bilimin, evrensel hukukun, düşünce özgürlüğünün başlıca teminatıdır. Bu sebeple, tüm kural ve işlemlerin de laiklik ilkesine uygun düzenlenmesi şarttır. Aksi yöndeki tüm düzenlemeler, Anayasamıza ve Hukuk Devleti ilkesine aykırılık oluşturacaktır.
14.12.2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından Faizsiz Finans Kuruluşlarının Denetimini Yürüten Denetçiler İçin Etik Kurallar” içeriğinde, Şer’i hukukun referans alındığı görülmektedir.
Şer’i hukuka dayalı referanslarla Etik Kurallar belirlenmesi, Anayasamızdaki laiklik ilkesine açıkça aykırı olduğu kadar, Cumhuriyet’in ruhuna, varlığına ve değerlerine de aykırıdır.
Devletin asli ve kurucu felsefesini korumakla yükümlü olanların böylesi kurallar koyması ve Resmi Gazete’de bu kuralların yayımlanması asla kabul edilemez.
Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan her bir vatandaş, kendi inancı ve vicdani kanaatiyle değerlidir. Bu bilinçle, toplumsal kutuplaştırmayı artırıcı bu ve benzeri her türlü girişimden uzak durulması gerekmektedir.
Barolar olarak Cumhuriyet’in temel kazanımlarına, lâik ve sosyal hukuk devletine sahip çıkmayı sürdürerek, hukuk devleti ve demokrasiden asla ödün vermeyecek ve Atatürk’ün çizdiği çağdaş uygarlık yolundan asla vazgeçmeyeceğiz.” -Cemil Yıldız-