Hikayelerini paylaştılar
Türkiye’nin farklı köşelerinde üreten girişimci kadınların bir araya gelerek kurduğu kadın kooperatiflerinin dijitalleşmesi, özellikle pandemi sonrası koşullarda ayakta kalabilmeleri için büyük önem taşıyor. Bu amaçla, Hatay ve diğer illerde başlatılan çalışmalarda hasat zamanı. Ancak bu hasadı Hatay’da yapan kadınların bir de eleştirisi var!
16 Mart’ta Türkiye’nin 13 şehrinden 15 kadın kooperatifi ile başlayan ve bir yıl boyunca devam edecek olan Paramı Yönetebiliyorum Projesi Kadın Kooperatifleri Destekleme Programı kapsamında, kooperatiflere yönelik dijital pazarlama, e-ticaret ve finansal okuryazarlık konularını içeren 11 farklı eğitim düzenlendi ve kooperatiflerin e-ticaret altyapılarının kurulumu gerçekleşti. Her kooperatife bilgisayar desteği de sağlanırken ayrıca tanıtım ve görünürlük faaliyetleri de destekleniyor.
Bu 15 kadın kooperatifinden, Haziran 2021’de tamamlanan eğitimlerin ardından e-ticaret sitelerini açarak uzak coğrafyalara seslerini duyurmaya başlayan 3’ünü sizlere tanıtmak istedik. Gelin, Muğla, Erzurum ve Antalya’dan yerel kültürlerini tanıtmak ve yaşatmak isteyen bu çalışkan kadınların hikayelerini onlardan dinleyelim. Çünkü onların adımlarını izleyen Hatay’da da benzer kadın hikayeleri, benzer başarı öyküleri var.
Muğla’nın Milas ilçesinde Şubat 2020’de 7 girişimci kadın tarafından kurulan Milas Anatolie Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi’nin çatısı altında, bugün 14 kadın azimle çalışmaya devam ediyor. “Biz yeşil ve mavinin tarihle buluşma noktasında, doğal güzellikleri ile gözlerinize, içli türküleri ile yüreğinize, ürettiklerimizle hem damak zevkinize hem de sağlığınıza hitap edecek bir cennet ile sizi buluşturma kararlılığı ile kurulduk” diye anlatıyorlar, kuruluş öykülerini.
Doğal zeytin ormanlarına sahip ve yerli türün “Memecik” olduğu bölgedeki ağaçların yüzde doksanı deliceden aşılanarak yetiştirilmiş zeytin ağaçlarından sürdürülebilir, kaliteli, besin değerleri yüksek zeytin ve zeytinyağları üretiyorlar. Zeytin ve zeytinyağının yanı sıra, bal, reçel, erişte, baharat ve bitki çayları ile kuru börülce, kuru nohut, un tarhanası, doğal kekik suyu ve kantaron yağı gibi Milas’ın yöresel ürünlerini de sunuyorlar. “Zenginliklerin çalışılarak elde edileceğine olan inancımızla arı gibi üretken ve çalışkan kadınlarımızın yüreğinden sızandır Milas’ın balı.” diye anlatıyorlar önemli ürünlerinden biri olan ballarını. Ayrıca gıda ürünlerinin dışında saf zeytinyağı sabunu ve mum da üretiyorlar. 5000 yılı aşkın tarihi ile geçmişin izlerinin silinmediği bu yörede; yerel kültürlerini geçmişten günümüze aktaran halılarını dünyaya tanıtmayı da amaçlıyorlar.
Paramı Yönetebiliyorum Projesi kapsamında e-ticaret sitelerini hazırlamak için eğitim alan kadınlar adına konuşan Feray Albasan, “Hayal ettiğimiz e-ticaret sitemize bu sayede kavuştuk.” diyor ve devam ediyor: “Bunun için bütçemiz yoktu. Habitat Derneği’nin hibe desteği kooperatifimizi ayağa kaldırdı. Biz de eğitimleri ciddiye aldık, emek harcadık ve eğitimler sayesinde artık sitemizi yönetebiliyoruz.”
Artık ürettikleri ürünleri sadece yerelde değil, ulusal olarak da tüketiciye ulaştırabileceklerini belirten Feray Albasan, “Sitemiz açılır açılmaz İzmir’den aldığımız sipariş, umutlarımızın boş olmadığını gösterdi. E-ticaret sitesi kooperatifimize daha çok satışlar getirecek, biz de bu sorumlulukla sağlıklı ürünler üreteceğiz, çok mutluyuz” diyor.
Erzurum’da, Mart 2020’de kurulan Kadama Kadın Dayanışma Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi ise, kuruluş amaçlarını, “gerçek kadın işsizliğinin tam ortasında bu sorunla yüzleşen kadınların, Erzurum’dan yola çıkarak, dünyaya örnek bir model yaratması” olarak tanımlıyor. Kadınların yetenekleri dahilinde, “el emeği göz nuru” ürettikleri el işlerini ve Kadama Cafe işletmesinde “anne hassasiyetiyle” katkısız ve doğal ürünlerden ürettikleri yöresel lezzetleri, Kadama Konağı ve Yeşil Yakutiye Teşhir Alanı’nda sunuyorlar. Meyve kurutma ve işleme tesislerinde ise her türlü meyve ve sebzeyi doğal yöntemlerle kurutup paketliyorlar.
Kadama Kadın Dayanışma Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Canan Uçar, kendilerini en çok mutlu eden şeyin, üreten kadınların kendi ayakları üzerinde durabildikleri için yaşadıkları sevinci görmek olduğunu söylüyor. “Gözlerindeki minnet ve teşekkür ışıltısını görmek, ‘Şükürler olsun ki, artık ayaklarımın üzerinde durabileceğim.’ söylemini sık sık duymak bizim en büyük mutluluk kaynağımızdır.”
“Erzurum’da kurulan bir kadın kooperatifi olarak, kadınlarımızın sevgisini katarak ürettiği her ürünü tüm dünya pazarıyla buluşturmak” ise en büyük hayalleri…
-İMECE KÜLTÜRÜ-
Gazipaşa Kadın Girişimi ise, Antalya’nın doğusunda yer alan Gazipaşa ilçesinde, Haziran 2020’de 7 kadın arkadaş tarafından kurulmuş. Pandeminin getirdiği kısıtlayıcı koşullar karşısında yılmayan girişimci kadınlar, bugüne kadar çeşitli fuar organizasyonlarına katılıp ürünlerini halkla buluşturmuş. Kuruluş misyonları ise Gazipaşa’da üretim yapan kadınları bir çatı altında toplayarak, ürünlerini ekonomik değere dönüştürmelerini sağlamak ve büyük bir tarım ve turizm potansiyeline sahip ilçelerine özgü ürünleri tüketicilere ulaştırmak.
Girişimci kadınlar, güneşte doğal yöntemlerle kurutarak elde ettikleri meyve kurularını, çeşitli bitki çaylarını, şifalı yağ ve macunları Türkiye’nin dört bir yanındaki tüketicilerin beğenisine sunuyor.
Deniz kenarındaki kayalıklarda yetişen kaya koruğunun turşusu, kapari turşusu ve 1800 rakımda yetiştirilen meşhur Cimbiti Yaylası nohutu öne çıkan ürünleri arasında. Bunların yanında, 60’a yakın ürün çeşidinin içinden özel beslenme tercihleri olan tüketicilere hitap eden şekersiz ve glutensiz gıdalar da var.
Proje çerçevesinde Hatay’daki eğitimlere katıldığını söyleyen, haberi bizlerle paylaşan bir kadın girişimci ise şu özette durdu:
“Orada der ki… ‘Kadınlar; sadece mutfakta yer almıyor, gıdanın topraktaki hikâyesini de iyi biliyor ve üretimin her aşamasında büyük rol oynuyor. Ürünün tarladan sofralara geldiği her aşamada kadın eli olduğunda, yapabileceğimizin en iyisini yaptığımıza inanıyoruz.’
Biz de, Hatay’daki kadınlar da üretime ve başarıya giden öykülere fazlasıyla sahibiz. Aslında bu konuda önemli örnekler de yok değil. Ancak bir araya gelen birçok kadın yapılaşması olmasına rağmen, kent dinamikleri bu konuda çok katılımcı olamıyor maalesef. Olanlar, yalnız kalıyor. Bizleri, bu kenttekiler değil, kent dışındakiler fark ediyor. Bu da bizi üzen şey.” -Tamer Yazar-