”Dinlenmemek üzere yola çıkanlar asla ve asla yorulmazlar”
Kemal ATATÜRK
İnsan kimi zaman yaptıkları kimi zaman da yapmadıklarından dolayı acı çektiğini düşünür.
Söyledikleriyle söylemek istedikleri arasındaki uçurumdur, kendisiyle olan mesafesi.
Burada asıl önemli olan, insanın önce kendisini yaşamayı öğrenmeli, başkalarından önce kendini eleştirmeyi temele almalıdır.
Olmam gereken yerden çok uzaktayım diyen biri aslında farkındalığın ilk basamağını başarıyla elde etmiş demektir.
Hepimizin mikro veya makro dünya tasarısı ya da ütopyası vardır.
Mikro tasarılarımız içinde yaşadığımız ya da içimizde yaşattığımız şehirdir.
Hedefi olan insan yorulmaz.
Hedefi olan insan vazgeçmez.
Hedefi olan insan yenilmez.
Hedefi olan insan pes etmez.
Thomas Edison’a, 999 denemeden sonra yaptığı bininci deneyde ampulü bulmasıyla ilgili olarak şöyle bir soru yöneltmişler:
-999 kez hata yapmanıza rağmen, bininci deneyi yapacak gücü nereden buldunuz?
Edison şu yanıtı vermiş:
– Ampulün icadı bin aşamalı bir süreçti. Hata gibi görünen ilk 999 aşama, bininci ve son aşamaya götüren öğrenmelerle doluydu.
Kısacası yaşadığımız her bir olumsuzluğu bir sonraki çalışmamız için yapılmaması gerekenler listesine aldığımızda, yapılacaklar listesi kendiliğinden oluşmuş demektir.
“Çok yorgunum.”
“Belki hayat beni yordu.”
“Yorgunluk beynime işledi bir kere.”
“Hepsi boş geliyor artık bana.”
“Olmaz, olmayacak ta.”
“Yenik düştüm ve kabullendim.” gibi ifadeler umudumuza, çabamıza, değişime olan inancımıza ket vuran duygu ve düşüncelerdir.
Afrika’da her sabah bir ceylan uyanır,
En hızlı aslandan daha hızlı koşması gerektiğini yoksa öleceğini bilir.
Afrika’da her sabah bir aslan uyanır,
En yavaş ceylandan daha hızlı koşması gerektiğini yoksa aç kalacağını bilir.
Aslan ya da ceylan olmanızın bir önemi yoktur.
Yeter ki güneş doğduğunda koşmak zorunda olduğumuzu bilelim.
Başarmak için başlayalım!
Şükran Koçak