Bayram Tadıyla Kutlanması En Büyük Arzumuz

Solğun, milli bayramları coşkuyla kutladığımız günlere özlemlerinin büyük olduğunu bildirdi Türk Eğitim-Sen Hatay Şube Başkanı Ömer Solğun, milli bayramlarımızın adına yakışır şekilde, coşkuyla kutladığımız günlere özlemlerinin büyük olduğunu söyledi, bu noktada 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın tam da bayram tadıyla kutlanmasının en büyük arzuları olduğunu ifade etti. Solğun, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve […]

Solğun, milli bayramları coşkuyla kutladığımız günlere özlemlerinin büyük olduğunu bildirdi

Türk Eğitim-Sen Hatay Şube Başkanı Ömer Solğun, milli bayramlarımızın adına yakışır şekilde, coşkuyla kutladığımız günlere özlemlerinin büyük olduğunu söyledi, bu noktada 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın tam da bayram tadıyla kutlanmasının en büyük arzuları olduğunu ifade etti. Solğun, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla yaptığı açıklamada, dünyanın ve ülkemizin yaşadığı bu zorlu salgın koşullarının sona ererek, sağlık ve sıhhatle kutlayabileceğimiz nice bayramları yaşamayı temenni ettiklerini bildirdi.
Çocukların ihmal ve istismar haberleriyle sancılanıyoruz …
Millet egemenliğinin kabul edildiği 23 Nisan 1920 yılından tam bir yıl sonra “Milli Bayram Addine Dair Kanun” ile 23 Nisan’ın, ilk milli bayramımız olduğunu hatırlatan Solğun, “Çocuk sevgisi büyük olan, içindeki çocuğu hiç yitirmeyen, omzunda bir ülkenin sorumluluğunu taşımasına rağmen, manevi çocuklarıyla da ilgilenen, her daim çocuk sorunlarına eğilen, çocuk ve gençlerin eğitimini önde tutan, yetim ve öksüz çocuklar için yardım toplayan Himaye-i Etfal Cemiyeti’ne desteğini esirgemeyen Atatürk, 23 Nisan’ı çocuklarımıza armağan etti. Büyük Atatürk bu bayramı yarınlarımızı temsil eden çocuklarımıza armağan ederek, onlara verdiği kıymeti gösterdi” dedi.
Bugün gelinen noktada çocukların ne yazık ki ihmal ve istismar haberleriyle sancılandıklarını söyleyen Solğun, küçük bedenlerin uğradığı şiddet, istismar ile ruhlarının hakaret dolu sözlerle örselenmesinin huzursuzluğa sevk etttiğini bildirdi ve açıklamasında şunlara yer verdi: “Ne demişti Atatürk, ‘Çocuklar her türlü ihmal ve istismardan korunmalı, Onlar her koşulda yetişkinlerden daha özel ele alınmalıdır.’ Karar vericiler, millet hâkimiyetinin çatısı altında yani TBMM’de milletin duygularına tercüman olmalı ve gerekli önlemlerin alınması, istismarcıların cezalandırılması için her türlü gayreti sarf etmelidir.
Teröre maşa yapılmış çocuklarımız var bu topraklarda. Kaçırılarak, ailelerinden koparılan, terör örgütüne hizmet etmeye zorlanan, kandırılarak militan yapılan çocuklarımız…. Aileler gözü yaşlı yıllardır çocuklarından haber almayı bekliyor. Umutlarını yitirmiyorlar, çünkü o umut yitirilirse elde kalan koskoca bir hiç, yüreklerde ise adı konulmamış bir boşluk olacak. Devlete sığınıyorlar, yüzlerini gülümseten bir haber almak için çaresizce bekliyorlar.
Çocukların yükü, eziyeti arttı …
Şehit çocukları… Ecdadımızın bize bıraktığı cennet vatanımızın koruyucusu şehitlerimizin çocuklarına ödenemeyecek borcumuz var. Onlar özlemlerini, sevgilerini içlerine gömüyorlar, gözyaşlarını yüreklerine akıtıyorlar. Kimisi henüz kundakta kaybediyor babasını kimisi çocuk gözleriyle hayata bakarken, kimisi de 15’in de hayatı anlamaya çalışırken. Hepsi bize şehitlerimizin emaneti. Onlara sahip çıkmak, sadece 23 Nisanlar’da değil, her gün hiç unutmamacasına hatırlamak, eğitimlerini desteklemek başta devletimiz olmak üzere her vatandaşımızın görevidir.
Bir de eğitim hakkı ellerinden alınan çocuklarımız var. Özellikle pandemi dönemiyle birlikte uzaktan eğitim sürecinin sürdürüldüğü ülkemizde bu çocukların yükü, eziyeti daha da artmıştır. Aile baskısı ile çalıştırılan, örgün eğitim sürecinden koparılmaya çalışılan, sırf cinsiyeti dolayısıyla okuma hakkına ‘şerh’ konulan çocuklar da bu ülkenin gerçekleridir.
Öğrenci Andı çocuklara yeniden armağan edilmeli …
Ayrıca şu hususu da belirtmek istiyoruz: Öğrenci Andı’nın okunmasını yürürlükten kaldıran yönetmeliğin iptaline karar veren Danıştay 8. Dairesi’nin kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından bozulduğu haberleri kamuoyuna yansıdı. Bu haberin doğru olmadığını umuyoruz. Doğal olan Danıştay İDDK’nın, Danıştay 8. Dairesi’nin verdiği hukuki kararı onamasıdır. Öğrenci Andı’nda yerini bulan Türklüğün üst kimlik olduğu, hiçbir etkin köken ayrımı ya da ırkçı söylemler içermediği çok açıkken, bunu farklı yönlere çekerek insanlarımızın ayrıştırılmasını ve bu şekilde kamuoyunun manipüle edilmesini doğru bulmuyoruz. 23 Nisan’da Milli Eğitim Bakanlığı’ndan beklentimiz; çocuklarımıza Öğrenci Andı’nı yeniden armağan etmesidir. Varlığımızın teminatı çocuklarımız için en anlamlı 23 Nisan hediyesi Öğrenci Andı’nın yeniden okullarda okutulması olacaktır. Hep birlikte korkmadan coşkuyla haykırıyoruz: ‘Varlığımız Türk varlığına armağan olsun. Ne mutlu Türküm diyene!’
23 Nisan; çocuklarımızın özgürce koşup, oynayabildiği, sesleri ile sokaklarımızı şenlendirdiği bir bayram olmalıdır. Bu nedenle çocuklarımızın kendilerini güvende hissetmelerini sağlamak, tüm çocuklara eşit şekilde eğitim hakkı tanımak, çocukların beslenme, barınma, giyinme, sağlık gibi temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek çok önemlidir.” Mehmet ÖZGÜN

Exit mobile version