Antakya İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün okullara gönderdiği bir yazı oldukça dikkat çekicidir.
Gönderilen yazıya göre kız öğrencilerin servislerde ön koltukta oturmaları yasaklanıyor. Bu nedenle
de herkesin yazıya göre hareket etmesi gerektiği vurgulanıyor.
Her ne kadar yazı sonra kaldırılmış ve eski uygulama devam ettirilmiş ise de ilk adım atılmıştır.
Yakın bir gelecekte de bunun izleri görünecektir.
Bu bağlamda, Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara’nın “bu girişimler gericiliğe yeni bir güvence
çabasıdır” sözlerine dikkat etmek gerekir.
Bunun böylece belirttikten sonra geçelim diğer konulara.
Öğretmenlerin maaşlarında tehlike oluşacağı yolunda haberler de var.
Öğretmenlerin beş bin lira eksik ücret alabileceği yolunda adımlar atıldığı görülüyor ve izleniyor.
Eğer bu doğrultudaki haberler gerçekleşirse 350,000 öğretmenin beş bin lira eksik maaş alması
söz konusu olabilir.
Zaten kıt kanaat geçinen öğretmenlerimiz bu sefer beş bin lira daha eksik maaş alacaklar.
Sağlık hizmetlerinin hala konteynırda verilmekte olması Hatay’ımız için büyük bir eksikliktir.
Hatay’ımız buna layık değildir.
Hatay hala konteynırlarda sağlık hizmeti almaya devam etmemelidir.
Bunlar şimdilik Hatay ile ilgili gördüklerimiz, duyduklarımız, okuduklarımız.
Gelelim ülke genelinde olanlara. Bunları da kısaca belirtmekte yarar görüyoruz.
Etki ajanlığı sopa olarak bir kenarda duruyor. Zamanı geldiğinde ele alınacak.
Yine Ahmet Davutoğlu’nun bir isteği var. Daha önce ayrıldığı partisine geri dönmek istiyor.
Onun bu isteğini karşılamak gerekir.
AKP onu kabul eder mi?
Bunu bilmiyoruz.
Ama AKP kabul ederse onun da koşa koşa eski partisine döneceğini unutmamak gerekir.
Meşhur bir sözü de hatırdan çıkartmamak gerekir.
Herkes gider Mersin’e biz gideriz tersine.
Önce ön koltukta oturmak yasak.
Sonra bu karardan geri dönüş.
Önce öğretmenlerin aylıklarının düzenlenmesi.
Sonra bunun düzeltilmesi için çalışma.
Önce konteynırda sağlık hizmeti.
Sonra konteynırdan kurtulma hazırlığı.
İşte böyle sürüp gidiyor günlerimiz.
Biz de ekonomik darboğazdan kurtulmak için çaba sarfediyoruz.
Acaba sonumuz ne olacak.
Aydınlık mı? Karanlık mı?
Bekleyelim ve görelim…